Biz Türkçüler göğsümüz demir gibi, ter yerine en aşağı 70 ° alkollü dezenfektan üretiriz. Corona moronava, covid-19 movid hak getire. Radyoaktif sızıntı olduğu zaman da böyleyiz. Hemen kurşun levhalarımız var otomatik o devreye girer. Dipçik gibiyiz maşallah...

Biraz da başlığı ilerletme adına muhalif kalacam yazıya : )

Malum güzel bir söz vardır. Tarih tekerrürden ibarettir. Çin tarih boyunca bulunduğu noktayı aşmayan, yayılımcı politika yerine, kendini inşa attiği kale duvarlarında  başarılı bir şekilde saklamayı içselleştirmiş korkak bir ırktır. O kadar korkaktır ki Çin-Japon savaşında o kadar nufusa rağmen Japonlar bunların her türlü üstünden geçmiştir. Savaş sırasında bir çok Japon askeri Çinli kadınlara tecavüz etmiştir. İkinci dünya savaşında nükleer bomba yüzünden üzüldüğümüz, o Japonlar'ın tarihinde de bir çok karanlık durumları var. Normalde Çin, Japon denizini geçip yakın tariheki intikamını alabilirdi örneğin.

Tabii korkaklık sadece Japon örneğinden yola çıkarak söylemiş değilim. Tarihçi de değilim sonuçta ayrıntıya giremeyecem ama tarih bize öğretmiştir ki o meşhur Çin Seddi korkaklığın en büyük kanıtıdır.

Şimdi bu korkaklık kana dolasıyla DNA'a kadar işlemiş durumdadır. Nufusun verdiği güç ve düşük ücret-köle sistemi sayesinde bir çok dış yatırımcının fabrikası malum orda. Bunları küçük ölçekte düşünemek yerine, büyük düşünürsek trilyon doların aktığını, sırf kendi insanının üzerinden kazandığı para inanılmaz durumda.

Bizler Pekin'i, Şengay'ı ya da son dönemde Covid-19'dan dolayı Wuhan kentini görüyoruz. Buralara baktığızda İstanbul'dan bile modern bir görünüme sahip. Oysa kadranı indirdin mi patates soyan tayfa ile karşılaşıyoruz.

Evet Çin ciddi güç. Teknolojik askeri yapılanması, ordusu, nufusu çok iddialı. Uzay denemeleri yapabilen, kendi drone ve uçağını üretebilen, nükleer (*) gücü de olan tehlikeli bir ülke. Ama liderlik uzak hedefi olduğunu düşünmüyorum ciddi.

Son 15-20 yılda sömürge anlayışı içinde Afrika'daki bir çok ülkenin de altında madenini de soyan bir ülke. Ruanda katliamında Hutular'a da satır ve palaları sağlayan midesiz bir millet.

* https://fas.org/issues/nuclear-weapons/status-world-nuclear-forces/

Çin tarihte olduğu gibi kendi kalesine girilmez, çevresinde güçlü ve korkutucu olmak istemekte sadece.


Atsız Ata'nın sözünü hatırlayalım. Yahudiler bütün milletlerin düşmanıdır.

Bizimde en büyük düşmanlarımızdan biri bunlar. >> https://www.hunturk.net/forum/turklerin-bas-dusmani-yahudilerdir-4680.html

Malesef Yahudiler ticaretten gelen gelenekleri sayesinde kazançları olmayan tahtaya oynamazlar. Hitler bunu ciddi şekilde gördü ancak yanlış strateji sayesinde daha da güçlendirdi. Bizim tarihimizde Yahudiler anca ticarette uğraşmaya devem etmişler ancak "millet" anlamında güçlendirmemişiz ve devlet işlerinde burunlarını sokmamışız.

Ancak -özellikle- ikinci dünya savaşında sözde Yahudi Soykırımı adı altında çok ciddi güçlenmişler ve ABD'de lobicilik anlamında tahta oturmuşlar. Oysa ki oraya göç eden İrlandalı ya da belki İtalyan sayısı daha fazla idi. Ancak bunlar sinsi ve benmerkezci yapıları sayesinde kanser hücresi gibi bulundukları yerde güç sahibi/delisi oldular.

Bugün Trump'ın yanında duruyorlar ama öncekinde zenci Obama denen dallamanın yanındaydılar. ABD ki Kızılderili başına 5 dolar veren toplama bir etnisite denen topluluk. Bunların yönetim tabakasının kan grubunu dahi Yahudiler belirler. ABD'nin iç siyasetini yönetmek farklı, ABD'nın dış siyasetini yönetmek farklı bence. Bunlar için sadece kaptan köşkünde çıkan problemler.

Peki 2-3 yıl sonra yan etkileri ve telafisiz zararları ortaya çıkarsa ne yapacak insanlar?

Burada muhalefetten ziyade, ''Çin Aşısı'' olması güvensizlik doğuruyor. Pfizer için aynı güvensizliği göremiyoruz ama...

Yani ortada ''müthiş bir güvensizlik'' yatmakta.