FETHULLAH GÜLEN'le ilgili son iddia
Gazeteport Yazarı Sevilay Yükselir'in, Fetullah Gülen'le röportaj yapmak için uğraştığı sırada ulaştığı bilgi: Fethullah Hoca çok hasta…
15 Kasım 2007 / 18:33
FETHULLAH-GULENle-ilgili-son-iddia

Birçok gazetecinin hayalidir Fethullah Gülen röportajı… Dünyanın birçok ülkesinde örgütlenmiş, on binlerce insanı kendine bağlamış bu zat-ı muhteremle bir söyleşi yapmak için ben de düştüm yollara…

Meslektaşlarım iyi bilir… Bu cemaatin kapısını açmak hatta bırakın açmayı, tıklatmak bile gerçekten çok zordur. Ancak pes etmeyip işin peşini bırakmayınca cemaat içinden olduğunu bildiğim bir “Abi”’den, Amerika’da sağlık vizesiyle yaşayan Fethullah Hoca ile röportaj ayarlaması ricasında bulundum. Başlangıçta gelen olumlu sinyaller olumsuza dönüşünce “N’oluyoruz abi” moduna girerek, olaya başka türlü asılmaya başladım. Ve itiraf etmeliyim ki cemaat için hatırı sayılır dostlarımı kullanarak işi dostane baskıya dönüştürdüm. Bunun üzerine bu röportajın en azından şu an için yapılmasının mümkün olamayacağı gerçeğini, “Fethullah Hoca çok hasta… Değil ki sizinle röportaj yapmak, kendisi bir telefonla bile konuşabilecek durumda değil. Ne yazık ki hocamız belki de son günlerini yaşıyor” yanıtıyla öğrendim.

Doğrusunu isterseniz bu yanıt beni pek tatmin etmedi. Belki de beni başlarından savmak isteyen bu “Abi”’nin gösterdiği gerekçe tamamen bir palavraydı! Açıkça olaya biraz art niyetli yaklaşıp, Fethullah Hoca’nın gerçekten çok hasta olup olmadığı araştırmaya koyuldum. Önce cemaatin çok önemli bir üyesi olduğuna emin olduğumuz genç grubun temsilcisi Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’yı aradım. Ancak Dumanlı’nın Amerika’da olduğunu ve dönüş tarihinin belli olmadığını özel kaleminden öğrendim. “Durmak yok, yola devam” deyip, bu kez gazetenin künyedeki sahibi olan hemşerim Ali Akbulut’a ulaşmaya çalıştım. Aynı zamanda Orta Doğu Tekstil’in sahibi olan Akbulut’un da Amerika’da olduğunu duyunca, bu kez cemaatin ağır toplarından bir iş adamına ulaşmaya çalıştım… Yok... O da Amerika’da… Özetle cemaat mensubu olduğunu bildiğim ya da duyumunu aldığım birçok insana ulaşıp hocanın sağlığı ile ilgili bilgi almaya çalışırken birçoğunun Amerika’da oldukları gerçeği beni yeniden ilk kaynağıma yani röportajı ayarlaması için ricada bulunduğum “Abi”’ye yönlendirdi.

“Hiç mi şansım yok? Yani belki hoca kendini iyi hissediyordur da benimle röportaj yapmayı kabul eder” diye lafa girerek son kez bir yoklama çektim. “Yok Sevilay Hanım. Ne sizin, ne de başka bir gazetecinin şu anda hocamızla röportaj yapma şansı yok! Çünkü, Fethullah Hoca gerçekten çok hasta ve cemaatin tüm ileri gelenleri şu anda onun yanında. Başka da bir şey diyemeyeceğim size” deyip telefonu sert bir şekilde yüzüme kapattı. O an anladım ki, Hoca gerçekten ağır hasta.

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?

Öyle ya bu kişi ‘filanca’ değil. Yazımın en başında da belirttiğim gibi artık uluslararası bir örgütlülüğe kavuşmuş bir fenomen.
“Peki, hocanın ölmesi durumunda cemaatin yeni lideri kim olacak” sorusunun yanıtı oldukça karışık. Biliyorum ki, böyle bir soruyu cemaat üyelerinden herhangi birine sorsam kafamı kırar. Zaten, “Fethullah Hocanın Şifreleri” adlı kitabın yazarı Aytunç Erkin, 2003 yılında bu soruyu detaylı bir biçimde sorgulamıştı. Erkin, cemaatin başına “Amerikan yönetimiyle ilişkilerde önemli bir isim olan, CIA'dan düşünce kuruluşlarına kadar görüşmeleri örgütleyen, cemaatin "Amerika Kıta İmamı" ve "Baş yardımcısı" İsmail Büyükçelebi’yi işaret ediyor. Erkin’in bu iddiayı gündeme getirdiği tarihten bu yana koca bir 3 yıl geçmiş. Bu 3 yıl içerisinde acaba neler oldu? Gerçekten İsmail Büyükçelebi, Erkin’in tarif ettiği gücünü koruyor mu?

İşte tüm bu soruların yanıtını cemaatten kopmuş ama sıkı takipçisi olan Nurettin Veren’den aldım. Veren’e göre cemaat sanıldığı gibi birlik ve beraberlik içerisinde değil. Hocanın kaybından sonra kimin lider olacağı ise tartışmalı. Aslına bakarsanız Veren’e göre Fethullah Hoca’nın hasta olduğu iddiaları da tamamen yine cemaat tarafından ortaya atılmış spekülasyonlar. “İnanmıyorum onun hasta olduğuna. Daha önce de bu türden spekülasyonlar yaptılar. Hatta hocanın öldüğü bilgisini yayıp cemaatin tüm müritlerini yasa boğdular. Elbette ortada büyük bir gelir var ve Hoca'dan sonra bu gelirin yönetiminin kim tarafından yapılması gerektiği net değil. Elbette ki , İsmail Büyükçelebi en önemli isim. Ama genç Fethullah’ın başını çeken Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’yı da yabana atmamak lazım. Bir de tabi 1970’lerde kurulan cemaatin çekirdek kadrosunu oluşturan “Ak saçlılar” grubu var. Onların nasıl bir tavır alacağı ve kimi işaret edeceği çok önemli. İsmail Büyükçelebi bu aralar onların yanında gözükmüyor…”

Ulu Tanrımdan dileğim, 77 sülalesini ve arkasını yalayanlarıda yanında götürsün.

Gazeteport sitesi dışında başka bir yerde Fetullah'ın ölümcül hasta olduğuna dair haber yer almıyor.
Keşke doğru olsa. Bizim için son zamanların en sevindirici haberi olurdu.
Bu haber, Gazeteport yazarı Sevilay Yükselir'in varsayımlarına dayalı bir temennisidir, sanırım.

Geberemedi gitti şu herif de bir türlü.

Meclis'te Fethullah Gülen kavgası
   9 Aralık 2007
ANKA
Meclis'te Fethullah Gülen kavgası CHP’li Serter’in, “Işıkevleri, gizli bir örgüt olarak faaliyet gösteriyor. Fethullah Gülen’i öve öve bitiremeyen bir Bakanın önlem almasını beklemiyoruz” sözleri AKP’li milletvekillerinin sert tepkisine yol açarken, AKP’li milletvekilleri CHP’lilerin üzerine yürüdü.

TBMM'DE NABZIN YÜKSELDİĞİ ANLAR

TBMM Genel Kurulu’nda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu, Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ile Üniversitelerin 2008 Mali Yılı Bütçesi görüşülüyor.

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter’in sözleri AKP’lilerin tepkisine yol açtı. CHP’li Serter’in, “Işıkevleri, gizli bir örgüt olarak faaliyet gösteriyor. Fethullah Gülen’i öve öve bitiremeyen bir Bakanın önlem almasını beklemiyoruz” sözleri AKP’li milletvekillerinin sert tepkisine yol açarken, AKP’li milletvekilleri CHP’lilerin üzerine yürüdü.

TBMM Genel Kurulu’nda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu, Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ile Üniversitelerin 2008 Mali Yılı Bütçesi görüşülüyor.

ÜNİVERSİTELERİ TARİKATLAR KUŞATTI

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerinde CHP Grubu adına söz alan Serter, yeni üniversiteler açılmasına ve öğrenci sayısının artırılmasına rağmen yurtların sayısının artmadığını ileri sürdü. Serter’in, üniversitelere yönelik eleştirileri Genel Kurul’da gerginliğe yol açtı.

Serter’in, AKP milletvekillerine sert tepki göstermesine neden olan sözleri şöyle: “Üniversiteleri bir yandan tarikatlar, bir yandan da ışıkevleri kuşatmıştır. Fethullah Gülen ’ışıkevlerinin Allah’ın verdiği izinle giderek yayılacağı, dünyanın her tarafının mescitle donatılacağını’ söylüyor. Işıkevleri gizli bir örgüt olarak faaliyet gösteriyor. Bugüne kadar ışıkevleri hakkında ne yaptınız sayın Bakan? Milli Eğitim Bakanının Fethullah Gülen’e hayranlığını, yazılarından okuduk; ’Devrimci, elinde bıçak, belinde silah olan biri değil, elinde kalem kalbinde iman. Muhterem Hoca efendi okullar açarak eğitime katkıda bulunuyor’ diyor. Fethullah Gülen’i öve öve bitiremeyen bir bakanın önlem almasını beklemiyoruz. Bazı endişeler taşımamız doğaldır:

ÖNCE KARŞILIKLI LAF ATTILAR, BİRBİRLERİNİN ÜZERİNE YÜRÜDELER

CHP’li Serter’in konuşmasına, AKP’liler, sıra kapaklarına vurması ve laf atması üzerine Serter, “Tarikat denilince neden hopluyorsunuz?” diye konuştu.

AKP Burdur Milletvekili Bayram Özçelik’in Nur Serter’e, “Niye karıştırıyorsun Meclisi, hanımefendi gibi konuşsana” diye bağırması üzerine CHP’li milletvekilleri de “Bir bayanı dinleme nezaketi bile göstermiyorsunuz” diyerek sert bir şekilde bağırarak cevap verdiler.

CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, AKP’li milletvekillerinin üzerine yürürken, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’da CHP’li Engin Altay’ı susturmaya çalıştılar.

TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil ise tartışmaların sona ermemesi üzerine birleşime ara verdi. Meclis TV yayını kesti. Genel Kurul’da ise tartışmalar devam etti.

BÖLGEMİZ DEDİ KAVGA ÇIKTI

DTP Grubu adına, Bayındırlık Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan, Van Milletvekili Özdal Üçer ile Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil arasında “bölgemiz” tartışması yaşandı.

Üçer, konuşmasına AKP Hükümetlerinin bütçelerini eleştirerek başladı. 22 Temmuz seçimlerinden önce Hükümetin, “seçim ekonomisi uygulanmayacak” sözlerini hatırlatan Üçer, “Ne hikmetse Ağustos ayında gönderilmesi gereken parayı erken seçim kararından bir kararından bir kaç gün önce gönderdi. Bu yatırımlar devletin değil de AKP hükümetinin icraatı olarak bölgelere dağıtıldı” dedi.

DTP : “BİZİM BÖLGEMİZDE AYARIMCILIK YAPILIYOR
DTP’li Üçer, Hükümetin icraatlarına yönelik eleştirilerini sürdürünce AKP’li milletvekillerinin tepkilerine yol açtı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yeterince kadastro çalışmasının yapılmadığını öne süren Üçer, hükümetin afet bölgelerine ayırdığı bütçenin hiçbir şeye çözüm olmayacağı eleştirisini getirdi.

DTP’Lİ ÜÇER’İN TARTIŞMA YARATAN SÖZLERİ
Üçer, kürsüde konuşması sırasında zaman zaman Bayındırlık Bakanı Özak’a da sorular yöneltti. Üçer, “Bakana sormak istiyorum konut edindirme yasasının mağduriyetleri ne zaman giderilecek, bizim halkımızı kendi ödenekleri ile oluşturdukları kamu malına dönüştürülmesine bunun rant ekonomisine dönüştürülmesine ne zaman son verilecek. Konut edinmeler hak sahiplerine ne zaman dağıtılacak. Mağduriyetleri ne zaman giderilecek? Yoksa siz bunları halk edebiyatı yaparak geçiştirmeyi mi tercih ediyorsunuz” sözleri üzerine Bakan, “ ayrımcılık yapılmıyor” şeklinde cevap verdi.

BÖLGESEL AYRIMLAR POLİTİKA HALİNE DÖNÜŞTÜ
Üçer, AKP sıralarından gelen laflara kulak asmadan sözlerine şöyle devam etti; “Bakanlığınıza soruyoruz, ayrımcılık yapılmıyor diyorsunuz, yapı denetimi, kentsel projesi çerçevesinde deprem bölgelerine göre 19 ili pilot il olarak kabul ediyorsunuz. Adana, Ankara, Bolu İzmir, Yalova?Düzce?

Siz bunlardan bir tane bölge ili gördünüz mü duydunuz mu bu ayırımcılık değil di nedir?

Bu konuda pilot iller bölgesinde deprem bölgesi olmayan iller var. Ama Bizim bölgemizde deprem kuşağında olan örneğin Erzincan tarihsel olarak en çok depremden zarar gören il. Neden pilot il olmuyor. Geçmiş depremler konusunda ne yaptınız.Bizi tatmin edecek bizim bölgemizin halkımızın ihtiyaçlarına dönük bir açıklama yaparsanız memnun olacağız.

Bölgesel ayırımlar bir politika haline dönüştürülüyor. Bölgenin yerel kaynakları da rant makanizmasına dönüştürülüyor.”

MECLİS BAŞKANVEKİLİ UYARDI
Üçer’in sözleri AKP’lilerin tepkisine yol açtı. Üçer’in sözlerini düzeltmesini isteyen Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil, “Türkiye üniter bir devlettir. Bölge değildir” diyerek tepki gösterdi.

Bunun üzerine DTP sıralarından, “ ‘Bölgemiz’ lafını politize ediyorsunuz. Siz taraflı davranamazsınız” eleştirileri geldi.

DİYARBAKIR’I ALMANIZA MÜSAADE ETMEYİZ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Hedef Diyarbakır Belediyesini almak” sözlerine de vurgu yapan Üçer, “DTP’nin yönetiminde olan belediyelerin örneğin Sur Belediyesi’nin “ana dil” ilkesinden dolayı görevden alınmasının hangi vicdan sığdıracaksınız” diyerek konuşmasını şöyle bitirdi; “Diyarbakır Belediyesi’ni hangi maksatla almaya çalışıyorsunuz. Kusura bakmayın buna müsaade etmeyiz.”



     It saitin müriti hosttullah hocaefendi,meclisi karistrmis,olacak is degil Seytanin oglu büyük vatan haini,igneyle kuyu kazmaya devam ediyor,her seyi din adina yapiyor,din adina,irkimizin kuyusunu kazarken,bizde seyrediyoruz.TTK