Gönderen Konu: GÖKTANRI DİNİ-ALBASTI  (Okunma sayısı 4073 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kök-Börü

  • Ziyaretçi
GÖKTANRI DİNİ-ALBASTI
« : 10 Nisan 2007 »
Albastı, bütün Türk boylarında ortak olarak inanılan bir kötü ruhtur. Yörelere ve tarihin akışına göre -birbirine benzer olmak üzere- şu sözcüklerle adlandırılmıştır:

Abası, Al, Albas, Albastı, Albıs, Albız, Alkarası, Alkarısı, Almıs.Doğum sırasında ve sonrasında gerek ana için, gerek çocuk için çok büyük bir tehlike olan Albastı ve bu ruhla ilgili inançlarTürkler'in çok eski devirlerinden günümüze dek gelen,halâ Anadolu ve Anadolu dışı Türkler arasında yaşayan önemli bir mitolojik unsurdur.

Karakteristik bir Türk motifi olan Al, Albastı ruhu Orta ve Batı  Türkleri'nde Albastı,Alkarısı; Osmanlı
metinlerinde Albız; Uranha-Tuba Türkleri'nde Albıs; Altay Türkleri'nde Almıs; Saha (Yakut) Türkleri'nde
Abası olarak bilinir. Kam = Baksı = Şaman'lar, Albastı'yı genellikle keçi suretinde görürler. Bu inançla ilgili olarak yapılan törenlerde Albastı, ana ve çocuktan uzaklaştırılmağa çalışılır. Saptanmış böyle bir törende baksı bir yandan ilahi/afsun okur, öte yandan bir koyun ciğerini lohusanın ciğeri yerine Albastı'ya verir. Çünkü Albastı lohusanın ciğerini alıp kaçar ve suya atar.Ciğer suya düşerse lohusa ölür.

Saptanan bu baksı ilahisi/afsunu şöyledir:

Ey şeytanlar, şeytanlar,Bu ciğeri alın,Buna kanaat edin,Bu kadını öldürmeyin,Zarar dokundurmayın,
Koyun ciğeri size yetmez mi?Bu koyun ciğerini ciğer saymıyor musunuz?Öyle ise elime
kılıç alırım,Hesapsız ruhlarımla,Size saldırırım.

Lohusa kadınlara musallat olan Albastı hakkındaki inançlar ve Albastı'nın musallat olma şekli Kırgız, Kazak ve Anadolu Türkleri'nde bütün ayrıntılarıyla aynı biçimdedir (lohusanın ciğerlerini alıp götürmesi ve suya atması, ocaklı adamlardan korkması, tüfek sesinden kaçması, demirden ürkmesi vb). Kazak ve Kırgız Türkleri'nde keçi biçminde görünen bu kötü ruhun Urenha-Tuba Türkleri'nde keçi sesi ile bağırması, Anadolu Türkleri'nde kötü sesle bağırması gibi ayrıntıları da özdeştir..

Bu ruh bütün Türkler'de dişidir; hoppa, hilekar ve yalancıdır.

Urenha Türkleri'nin kam  (şaman) dualarında anılan ve kayalarda bulunan 6 sarı Albastı, Kazak, Kırgız ve Başkurt Türkleri'nde Sarı Kız  biçiminde olan ruh ve Anadolu Türkleri'nin Sarı Kızlar efsanesi arasında özdeşlik ilişkisi vardır.

Erzurum ve Erzincan inançlarına göre Albastı, at yelesini örmekten zevk alır. Yenisey Türkleri'nin bir kolu olan Kalar Türkleri'nin inançlarında da Kaya ve Dağ Ruhu'nun en sevdiği eğlence at yelesini örmektir.

Lohusanın Kara ya da Kara Bastı'dan korkusunu ve bu Kara'yı kovmak için Kara Bakşı çağrılmasını da Manas Destanı'nın devamı
olan Yolay Kaan Destanı'nda görürüz:

Kara bakşı bar edi Karabaskan katındın Evliyası bar edi...

Kara bakşı loğusaya gelen cinlere seslenerek:

Alıstan kelgen Al-bı deymen Raktan kelgen can-bı deymen...der. Burada geçen Al, Albastı'dan başka bir şey değildir.

Sözün özü, Türk boylarınca Al, Albastı, Albas, Albız vb sözcüklerle adlandırılan kavram hakkında bütün Türk boylarında aynı inanmalar vardır. Lohusalara musallat olan bu kötü ruh Çin  Seddi'nden Akdeniz kıyılarına, Kuzey Buz Denizi'nden Hindistan'a dek yayılmış olan Türkler'in inançlarında yer alır. Kuşkusuz bu inanç Türk kültürünün derinliklerinden kaynaklanmakta ve kökleri Eski Türkler'in Atlı BozkırKültürü'ne dayanmaktadır. Dolayısıyla Albastı inancı, Türkler ve Türk kültürü için -tıpkı Bozkurt gibi- tipik ve ayırt edici bir kültürel motiftir

Şimdi Albastı inancını Türk boylarına göre madde madde değerlendirelim:

KIRGIZ ve KAZAK TürkLERİ'NDE

Kırgız Türkleri ile Altaylılar'da doğum saatı yaklaştığında oba ya da oymak kadınları lohusanın evinde toplanırlar. Deneyimli bir kadın ebe (ineci) görevi yapar. Çadırın ortasına (ateş yakılan yerine) bir direk yerleştirilerek buna bir urgan bağlanır. Bu urganın bir ucu duvara bağlanır ve lohusanın koltuk altından geçirilir. Kadın çok acı çekmeğe başlarsa Albastı (Alkarısı) lohusaya musallat olmuş demektir. Bunun üzerine Albastı'yı korkutmak üzere erkekler de toplanır ve "Hay! Huy!" diye bağırmağa başlarlar, tüfekle havaya ateş ederler. Bu gürültü, kadın doğuruncaya ya da baygınlığı geçinceye değin sürer. Kimi kez bir hoca ya da bir baksının işe karışması gerekir.

Kazak ve Kırgız Türkleri'ne göre Albastı iki çeşittir: Kara Albastı ve Sarı Albastı....
 
Sarı Albastı'lar hoca ya da baksı'ların (şaman) okumasıyla kaçarlar. Kara Albastı ise, kendisini görebilen ocaklı adamdan başka kimseden korkmaz. Sarı
Albastı, sarışın bir kadın biçimindedir; bazan keçi ya da tilki biçimlerine de girer. Bu ruh lohusalara musallat olup ciğerlerini alır ve götürüp suya atar.
Baksılar ya da ocaklı adamlar Albastı'yı ciğeri yerine koymağa mecbur ederler.Albastı'yı yakalayan baksı kopuzunu eline alıp birtakım afsunlar söyler. Bundan sonra Albastı ciğeri yerine koyar ve lohusada yaşama geri döner. Baksılar,Albastı'yı genellikle keçi biçiminde görürler.

Kara Albastı ya da öteki adıyla Kara, ciddî ve ağırbaşlı bir ruhtur.
Sarı Albastı ise hoppa, hilekar ve şarlatandır. İnsanları çoğunlukla
aldatarak ele geçirir. Kimi kez insana dokunmayacağına söz verir ve uzak durur.
Ancak hep bir fırsat bekler ve kolayını bulduğunda da zararını verir.

Albastı tüfek sesinden korkar.Lohusa albastı olursa tüfek patlatılır. Albastı demircilerden, demirden ve ocaklı adamlardan da korkar. Kazaklar, lohusayı Albastı'dan korumak için çekiç  ve bir demir parçası alıp ;Demirci geldi! Demirci geldi! diye bağırırlar. Öylekudretli demirciler ve ocaklı adamlar vardır ki bunların mendili, başlığı bile Albastı'yı korkutmağa yeter. Bu inançların aynısı Anadolu Türkleri'nde de vardır.

BAŞKURT TürkLERİ'NDE

Başkurtlar'ın Albastı ile ilgili inançları Kazak ve Kırgız Türkleri'nin inançlarının aynısıdır.


KAZAN TürkLERİ'NDE

Kazan Türkleri'nin inançlarına göre de Albastı kötü bir ruhtur. Boş evlerde, çöllerde bulunur. Çeşitli biçimlerde görünür. Yolcuların yolunu şaşırtır, uykuda basar.

URENHA-TUBA TürkLERİ'NDE

Uluğ Kem ırmağının dolaylarında yaşayan şamanist Urenha-Tuba Türkleri'nde Albastı'ya adı verilir. Albas, hiç evlenmemiş bir kızdan türemiştir. Albaslar kumsal yerlerde ve kayalarda bulunurlar, keçi gibi bağırırlar. Kızlara musallat olup hasta ederler. Güçlü kamlar ilahiler okuyarak albısları kovarlar. Kam dualarında Sarı Kız olarak nitelendirilerler: Altı sarı albıslarım

ALTAY TürkLERİ'NDE

Altaylılar'ın inançlarına göre Almıs (Altaylılar Albastı'ya Almıs der), kötü bir ruhtur. Kara Nemeler'in yani Kötü Ruhlar'ın başı olan Erlik'in adamlarından ve hizmetkarlarındandır. Altay Türkleri'nin Albastı inançları da genel olarak Kazak ve Kırgızlar'ınki gibidir.            

ÖZBEK TürkLERİ'NDE

Özbek inançlarında Albastı pejmürde, dağınık saçlı bir kocakarı biçimindedir. Özbek Türkleri lohusayı yalnız bırakmazlar ve Albastı'nın lohusayı boğmasından korkarlar. Taşkent'te bir Albastı - Alvastı köprüsü vardır. Oradan gelip geçenlerin pejmürde bir  kocakarı gördükleri söylenir. Anadolu Türkleri de Albastı'yı bazan dağınık saçlı  bir kocakarı olarak görürler.         

SAHA TürkLERİ'NDE

Saha (Yakut) Türkleri'nin inançlarında, bizdeki Albastı'yı andıran ve adlarına Abası denilen ruhlar vardır. Bunlar kötü ve obur ruhlardır. Ayrıca Saha Türkçesi'nde bir albas sözü vardır ki;aldatmak, hile, kadın şamanın büyüsü; anlamlarına gelir. Abasılar'ın özelliklerinden biri insanın kut'unu (ruhunu) alıp götürmeleridir. Öteki Türkler'de Albastı/Alkarısı, insanın ciğerini alıp götürür.


ANADOLU TürkLERİ'NDE

Anadolu Türkleri'nin inançlarında da Albastı'nın önemli bir yeri vardır. Albastı hastalığını temsil eden Albastı yada öteki adıyla Alkarısı, lohusa kadınlara musallat olur. Bazan  yalnız kalan lohusanın yanına kötü ruhlar gelerek lohusanın ciğerini alırlar ve giderler; böylece lohusayı al basar. Albastı, lohusanın
ciğerini bir suya bırakırsa lohusa ölür. Lohusada korku veya üzüntüden dolayı bir hastalık çıkarsa, bu hastalığa da albastı adı verilir.

Alkarısı/Albastı, tüfek sesinden, ocaklı adamlardan, demirden, demirciden ve al (kırmızı) renkten korkar. Bunun için, lohusa yatakta iken başına ak yaşmak ve al  tül bağlanır. Bazan da kadının gözlerine kırmızı olan bir nesne gösterilmez.Alkarısı bazan dağ kayalarında, ırmak kıyılarında bulunur. Geçen yolculara türlü oyunlar oynarlar, kötü bir sesle bağırırlar. Öyle ocaklı adamlar vardır ki bunların mendili, takkesi, başlığı lohusanın odasına konursa albastı olmaz. Alkarısı, sarışın bir kadındır.

Erzurum ve Erzincan'da Alkarısı ahırlarda bulunur ve atların yelesini örmekten hoşlanır. Bu yörede lohusaları korkutan ve ciğerlerini alıp götüren kötü ruha Karakura adı verilir.

Çevrimdışı İgdirhan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 325
Ynt: GÖKTANRI DİNİ-ALBASTI
« Yanıtla #1 : 04 Haziran 2007 »
Alkarısı ,albastı inancı kendi köyümde halen yaşamaktadır.
Bu inanışa göre ,lohusa kadınların ve yeni doğmuş çocukların kırkı çıkana kadar yalnız bırakılmaması gerekmektedir.
Uzun kış gecelerinde ;rahmetli dedem ve babaannem alkarısıyla ilgili çokça şeyler anlatırlardı.
Bu eski Türk inanışı ;Türklerin İslamiyete geçmesiyle birlikte bir çok değişikliklere uğramış olmasına rağmen yinede eski inanacın izlerini ana hatlarıyla muhafaza etmektedir.
Aklımda kaldığı kadarıyla ,alkarılarının geceleri besili ve yüğrük doru atların üzerine binip ,atları kan ter içerisinde bıraktığı ,kuyruk ve yelelerine çok güzel örgüler ördüğünden bahsedilirdi.
Hatta anlatılanlara göre ;kadın kılığına girmiş bir alkarısnını lohusa bir kadına musallat olduğu anda birsinin bu kişinin alkarısı olduğunu anlayıp alkarısının elbisesine çatal iğneyi batırarak tutsak ettiğini ,bir kaç gün tutsak olarak tutulup ,alkarısına hamur yoğurttuklarını ,bu hamurun çok bereketli olduğunu ,alkarısının elbisesindeki çatal iğneyi bir çocuğa çıkarttırarak kurtulduğu ancak ,alkarısının insanlarla beraber olduğu için kendi tayfasınca öldürüldüğü ,günlerce yerlerde kan izlerine rastlanıldığı vb.şeylerden bahsedilirdi.
Alkarısıyla ilgili ,kendi yaşamımdan ,hatırladıklarım bunlardan ibaret.
TTK.

Kök-Börü

  • Ziyaretçi
Ynt: GÖKTANRI DİNİ-ALBASTI
« Yanıtla #2 : 05 Haziran 2007 »
Paylaşımıınız için teşekkürler Iğdırhan Kandaş..

Şartlar ne olursa olsun GökTanrı dini her zaman Dünya üzerinde ve Büyük Türkelinde yaşayacaktır.

Çevrimdışı saru_saltuk

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 28
Ynt: GÖKTANRI DİNİ-ALBASTI
« Yanıtla #3 : 05 Haziran 2007 »
Alkarısı bizim yörede de oldukça meşhur ve gizemli bir varlık.İnanış, İğdirhan ve sizin anlattıklarınızla paralellikler taşıyor.Ayrıca alkarısı kadar bilinen karaula,karabasan adlı başka bir ruhtan da sıkca bahsedilmekte.Eğer bu varlık hakkında da bildiklerinizi paylaşırsanız sevinirim.Farklı bir konuya temasınız şık olmuş.esenlikler!
en büyük iftiharım Türk yaratıldığımdır!

Çevrimdışı İgdirhan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 325
Ynt: GÖKTANRI DİNİ-ALBASTI
« Yanıtla #4 : 06 Haziran 2007 »
Çevremde alkarısıyla ilgili şöyle bir efsaneden bahsedilmektedir.
Yersu cinlerinden olan sarışın ,uzun boylu ,çok zayıf ve çok ince ve uzun parmaklı bir cin kızı istediği evliliği yapamamıştır.
Bu nedenle de doğurgan kadınlara düşmanlık beslemektedir.
Yeni doğum yapması sebebiyle güçsüz düşen kadınların ciğerlerini uzun ve ince parmaklarıyla söküp suya atarak lohusanın ölümüne sebebiyet vermektedir.
Alkarısından ;yeni doğmuş kız çocukların ve lohusa kadınları korumak için lohusa odasına demir eşyalar konulup ,bebeğin ve annenin başına al (kırmızı) yazma örtülmektedir.
İslamiyetin kabulü ile birlikte lohusa yatağının baş ucuna Kur'an-ı Kerim asılıp ,bebeğin beşiğinede hameyli (küçük kur'an veya bir çok Kur'an surelerin yer aldığı muska) takılarak alkarısından korunması sağlanmaktadır.
Alkarısını lohusa kadına helaya (wc) gittiğinde görünüp onu acayip sesler çıkartarak korkutur ve hatta korkudan bayılmasına ve yüreğinin çatlamasına neden olur.
Alkarısından korkması nedeniyle bir çok kadının uzun süreli akli ve ruhi rahatsızlıklar çekmekte olup bu hastalığa "albastı" denilmektedir.
Albastı hastalığına yakalanmış kadınların içlerine kötü ruhların girip onu sürekli rahatsız ettiği ,eşine ,çocuklarına ve diğer yakınlarına düşmanlık yaptırdığına inanılmaktadır.
Hatta bu hastalığa yakalan kadınların çevresine ölümle bile sonuçlanabilen ciddi zararlar verdiği söylenilmektedir.
Albastı hastalığına tutulan kadınların ıssız ve kayalık yerlerde dolaştığı kendilerinede ölümle bile sonuçlanabilen  zararlar verdikleride belirtilmektedir.
Albastı hastalığına tutulan kişiler efsuncu ocaklarına götürülüp efsunlanarak bu illetten kurtulmaktadır.
Ocak adıyla anılan bazı aileler halen devam etmekte olup  bu alilelerin fertleri nesilden nesile ocak ve otama özelliklerini korumaktadır.
Her bir ocak farklı farklı olup ,herbirinin tesir ve otama alanları başka başkadır.
Hangi ocağın hangi konuda tesirli olduğu halk tarafından bilinmektedir.
TTK.