Fethullah Gülen'e bağlı olan Samanyolu bünyesinde Kürtçe yayın yapan Dünya TV diye bir kanal bulunduğunu biliyor muydunuz? Cemaatçi kardeşlerimiz lütfen oturup bir daha düşününüz. Biz eskiden öz kardeştik, bizi üveyleştirdiler.
Samanyolu Dünya TV'nin reklamlarını çok sık yapıyor. Dünya TV de Fethullah Gülen grubunun. Televizyonda neler var neler bizim anlatmamıza gerek yok. Samanyolu'nun Ankara sorumlusunu alıp Dünya TV'nin başına geçirmişlerdi o zat yani Remzi Ketenci yine Cemaatin olan Aksiyon'da her şeyi anlatmıştı.
Türkiye’nin ilk özel Kürtçe kanalı Dünya TV’nin genel müdürü Remzi Ketenci, “Türkiye’nin hayallerdeki o ‘barış adacığı’ hâline gelebilmesi için gece gündüz demeksizin çalışıyoruz.” diyor.
18.06 .2010 tarihinde Aksiyon'da yayınlanan röportaj her şeyi açık açık göstermiyor mu?
Dünya TV Genel Müdürü Remzi Ketenci’yi hummalı bir koşuşturmanın ortasında bulduk. Gündemi çok yoğun Ketenci, hayli heyecanlıydı. Daha birkaç gün önce ekibiyle Türkiye’nin ilk özel Kürtçe kanalını hayata geçirmişti. Hem de Gaziantep’te… Gece gündüz demeden bir ayağı Ankara’da, bir ayağı Gaziantep’te Dünya TV için koşturan Ketenci’nin kafasını kaşıyacak vakti yoktu. O kadar işinin ve takip etmesi gereken programın arasında bize de zaman ayırdı ve sorularımıza özenle yanıt verdi. 13 aylık zorlu bir çalışmanın akabinde ekranlardaki yerini alan Dünya TV’deki iddialı yapımları anlatırken Ketenci’nin gözlerinin içi ışıldıyordu âdeta. Spordan sanata, çocuk programlarından ekonomiye kadar birçok farklı alanda izleyicilerine dolu dolu programlar sunacaklarını belirten Ketenci, Kürt vatandaşlarımıza bölgesel konuların yanı sıra dünyayı ilgilendiren güncel bilgileri de fazlasıyla vereceklerini ifade ediyor.
-Uzun yıllardır ekranlardasınız. Biraz televizyonculuk yaşamınızdan bahseder misiniz?
Mesleğe başladığımdan bu yana, yaklaşık 17 yıldır televizyon haberciliği yapıyorum. Biz bu işe radyoculukla başladık. Çünkü 1993’te radyoculuk revaçtaydı. Radyodaki ilk işim haber oldu. O yıllarda yeni kurulan ve zamanla çok başarılı olan Dünya Radyo’nun Haber Merkezi’nde görevliydim. Ardından TV’lerde muhabirlik ve sonra haber merkezlerinde yöneticilik yapma fırsatı yakaladım. Şimdi ise Kürtçe yayın yapacak bir kanalın başındayım. Artık haber kadar diziyi, sinemayı, eğlenceyi, belgeseli ve çizgi filmleri de düşünmek durumundayım. Aynı zamanda tekniği, reklamı ve tabii ki finansı da... Bunun benim için olabildiğince renkli ve önemli bir tecrübe olacağını düşünüyorum.
-Çoksesli ve farklı dillerde yayın yapan televizyonların insanlara ne gibi katkıları olur?
Makro planda çoksesli bir küre dünyamız. Bu kürenin mutluluğu, çoksesliliği, yaratılmış mükemmel bir korodan kaynaklanmakta. Bu ahenk içindeki çoksesliliğe en fazla katkıyı sağlayanlar, bir başka deyişle bu koroyu kendi coğrafyalarında en iyi yönetme becerisini gösterenler, dünya üzerinde sözüne en fazla itibar edilenler olacak. Türkiye, çoksesliliği ve renkliliğiyle dünyanın küçük bir örneği niteliğindedir. Anadolu, bu renkli mozaiği asırlar boyu koruma başarısını göstererek dünyanın en göz kamaştırıcı coğrafyası olmayı başarmış. O uyumun bozulduğu/azaldığı günlerde ise acı dolu bir parçalanma yaşanmış bu topraklarda. Amerikan yönetimleri bu ahengi uzun yıllar başarıyla korumuş. Orası da Türkiye gibi farklı kültür ve inançlarda insanlardan oluşuyor. Ancak 11 Eylül travması bu ülkedeki dengeleri derinden sarstı. Bir akıl tutulması yaşandı. Önce sosyal yapıda, ardından siyasette ve son olarak da ekonomide artçı sarsıntılar meydana geldi. Bugün ABD’nin global gücü yoğun bir biçimde tartışılıyor. ‘Kendi içinde sıkıntıları olan bir ülke, dünya genelindeki uyumu sağlayabilir mi?’ sorusu soruluyor. Gelelim bizim coğrafyamıza… Yıllarca terörle yorulmuş, acıyla yoğrulmuş topraklarda yaşıyoruz. Evrensel konjonktür, Türkiye’nin atak yapması için çok müsait konumda. Hemen bütün uluslararası araştırmalarda Türkiye önümüzdeki 20 yılın yıldızları arasında sayılıyor. İngiltere Başbakanı’nın geçtiğimiz günlerde söylediği övgü dolu sözler, henüz çok taze. Ama tüm bu moral veren projeksiyonlar, Türkiye’nin kendi içindeki renkliliğini koruyarak geliştirmesiyle mümkün. İşte “Dünya TV” bu farkındalıkla yayın yapacak.
-Türkiye’nin ilk özel Kürtçe televizyonunun genel müdürü olmak nasıl bir duygu?
Dünya TV’nin biraz önce anlattığım misyonu, bulunduğumuz konumu da o denli önemli kılıyor. Ve bize çok büyük bir sorumluluk yüklüyor. Kritik bir dönemde, önemli bir göreve getirildiğimin farkındayım. Bu insanı mutlu eden, bir o kadar da dikkatli olmayı gerektiren bir durum. Bu anlamda ‘Dünya TV’ projesini hayata geçiren duyarlı yönetim kurulumuza, şahsıma ve benimle çalışan arkadaşlarıma duydukları güvenden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Arkadaşlarımla birlikte bu güvenin boşa çıkmaması ve Türkiye’nin hayallerdeki o ‘barış adacığı’ hâline gelebilmesi için gece gündüz demeksizin çalışacağımızdan, herkesin emin olmasını istiyorum.
-Bize biraz Kürtçe televizyonculuğu anlatır mısınız?
Televizyonculuk, televizyonculuktur aslında… Bunun Türkçesi, Kürtçesi, İtalyancası, İspanyolcası yok. Ama Kürtçe konusunda yıllardır çeşitli kısıtlamalar olduğu için gerek insan kaynakları, gerekse yayın materyali anlamında sıkıntı yaşanması kaçınılmaz. Kamu gücünü arkasına almış olmasına rağmen, TRT Şeş’in de benzer sıkıntılar çektiğini düşünüyorum. Yani Türkiye’nin TV yayıncılığı konusunda yıllardır biriktirdiği bir tecrübe var. Ancak Kürtçe yayıncılık konusunda böyle bir şey yok. Bir de Kürtçenin lehçe farklılıkları söz konusu. Tüm bu zorluklara rağmen; mesleği bilmenin, yeni olmanın, özel TV olmanın, heyecanlı olmanın, idealist olmanın ve en önemlisi hiçbir ferdini ayırmadan, bu ülkede yaşayan herkesi sevmenin avantajlarını kullanarak kısa zamanda ciddi mesafe alacağımızı düşünüyorum. Bu konuda vatandaşlarımızın da bizden desteğini esirgemeyeceği kanaatindeyim.
-Seyirciler Dünya TV’de hangi yapımları ekranlarda görebilecek?
Dünya TV bir aile kanalı. Bizi izleyenler ekranımızda sinemaları, dizileri, çizgi filmleri, haberi, sporu, kültür programlarını bulabilecek. İlk etapta Türkiye’de çekilmiş bazı dizilerin ‘Kürtçe dublajlı versiyonları’ ekranda olacak. Günden güne yapım ve yayın çeşitliliği de artacak. Herkes Dünya’da kendine uygun program veya programlar bulabilecek. Şunu da belirtmeden geçmeyeyim. Türkçe programlar da olacak Dünya TV’de. Yüzde 20 oranında. Ancak bu tür programlar yine bulunduğumuz bölgeyle ilgili, yani hedef kitlemizin hoşuna gidecek programlar olacak. Bu arada dijital uydu alıcısı olan seyircilerimiz, Kürtçe olan bazı programlarımızı, dil seçeneğini kullanarak Türkçe ve İngilizce de izleyebilecekler. Türksat 3A sayesinde çok geniş bir coğrafyaya ulaşabileceğiz. Ayrıca ilerleyen günlerde çeşitli dijital platformlarda da yer alacağız.
-Test yayınlarınız ne kadar sürecek? Test yayınları sürecinde sorun yaşıyor musunuz?
Belirttiğiniz gibi şu anda test yayınındayız. Test yayınını, yaşanması muhtemel problemleri tespit edip ana yayın öncesinde sıfırlamak için yapıyoruz. Şimdilik çok hayati bir sorunla karşılaşmadık. Ufak tefek problemler var o kadar. Ve ekiplerimiz bu problemleri anında çözüyor.
-Ramazan ayı öncesinde yayına başladınız. İzleyicilere ramazanda ne gibi sürprizleriniz olacak?
Evet, ramazan ayına dair güzel çalışmalarımız var. Öncelikle şu müjdeyi vereyim; peygamberler şehri Şanlıurfa Balıklıgöl’den 1 ay boyunca canlı iftar programıyla izleyicilerimize dolu dolu bir ramazan programı sunacağız. Hepimiz, İstanbul Eyüp Sultan’daki ramazan programlarını imrenerek ve zevkle izliyoruz. İnsanlar ramazanda Eyüp Sultan’a koşuyor. Bölgemizdeki vatandaşlarımızı da bu ramazanda ‘Balıklıgöl’e bekliyoruz. Sahur programımızı da inşallah Van ve Diyarbakır’dan ekrana getireceğiz. Van ve Diyarbakır’ın eşsiz manevi atmosferlerini seyircilerimizin beğenisine sunacağız. İnşallah beğenerek izlerler.
-Son yıllarda Yumurcak TV hayli popüler bir yere sahip oldu? Dünya TV’de Kürtçe çizgi filmlere yer verecek misiniz?
Yumurcak TV ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde, bu kanaldaki birçok programı Kürtçe dublajını tamamlayarak yayın planımıza aldık. Mesela Tarçın ve Arkadaşları… Türkiye artık Tarçınları Kürtçe konuşurken izleyecek. Çocuklar bizim için çok önemli. Yayın rotamızda onların çok önemli bir yeri var.
-Ev hanımlarına yönelik ne tür projeleriniz var?
Biri öğleden önce, biri akşama doğru olmak üzere kadınlar için iki program planlıyoruz. Kültür, sağlık, çocuk bakımı ve yemek programları ile hanım seyircilerimizin beğenisini kazanacağız. Ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Ve maalesef belki de en az sahip olduğumuz şey ‘zaman’. Güzel bir Türkiye için elimizi çok çabuk tutmamız gerekiyor.
16.08.2010 / NURULLAH KAYA