Harita skandalı!
Amerikan dergisi 'The Atlantic Monthly', Ocak-Şubat sayısında Irak'ı parçaladı, Türkiye'nin Doğu Karadeniz sınırına kadar uzanan bir Kürdistan haritası çizdi

ABD'de Demokratlara yakınlığıyla tanınan aylık "The Atlantic Monthly" dergisi, Ocak-Şubat sayısında, parçalanmış Ortadoğu'nun nasıl bir hal alacağını kapak konusu yaparak tartışmaya açtı. "Irak'tan Sonra" başlığını atan derginin kapağındaki Kürdistan haritası Türkiye'nin Doğu Karadeniz sınırına kadar uzanıyor.
Jeffrey Goldberg'in kaleme aldığı kapak yazısında ABD'nin Irak'ı işgalinin 5. yılında "hesapta olmayan" sonuçlar ortaya çıktığı ve bunlardan Kürt bölgesinin bağımsızlığının ilk sırada bulunduğu dile getirildi. Goldberg, Akdeniz'den İndus Nehri'ne kadar uzanan bölgedeki bütün ülkelerin sınırlarının tartışmalı olduğuna dikkat çekti.
Yazıda 2006'da ABD Silahlı Kuvvetler dergisinde Türkiye'nin bir bölümünü içine alacak şekilde Kürdistan haritası yayımlayan emekli asker Ralph Peters'in görüşleri de aktarıldı.


Kürtlere bağımsızlık sözü

Haritanın Türkiye'de "paranoya yarattığını" söyleyen Peters, "Haritayı kalemle ras gele çizdim. Ama Türklerin çok kızdığını biliyorum. Herkes o haritayı ciddiye aldı, 50 mil ileriye 20 mil geriye tartışmaya başladı" dedi. Peters, Avrupalı devlet adamlarınca geçen yüzyılda çizilen sınırlara ABD yönetiminin hâlâ sadık kalmasını "garip bulduğunu" da sözlerine ekledi.
Goldberg, "Wilson Beyannamesi"nin 12. maddesinde Kürtlere bağımsızlık sözü verildiğini hatırlatarak, "Türkiye, en fazla desteğe muhtaç olduğu bir sırada ABD'ye yardım etmedi.
ABD, Türkiye'ye pek çok kişinin iddia ettiği kadar borçlu sayılmaz. Oysa Kürt liderler, sorumluluk içinde davranarak ülkelerini bir arada tutmaya çalışıyorlar" diye yazdı. Kerkük Valisi Abdülrahman Mustafa'ya "Halkınız bağımsızlık istemiyor mu?" diye sorduğunu belirten Goldberg, Mustafa'nın "Dikkatli konuşacağım, istediğimizi yakında alacağımızı düşünüyorum. Bana neyi istediğimizi daha fazla sorma" yanıtını verdiğini aktardı. Goldberg'in yazısı www.theatlantic.com adresinde yer alıyor. (MİLLİYET)

   

ABD  bu haritaları 1918 den beri çiziyor,İstanbulve İzmir'de  ayrı bir yönetim birimi oluşturmak,bağımsız kürt ve ermenistan devletini kurmak .Dünün başarısızlığa uğrayan wilson prensipleri,bugünün BOP u ,dünün Amerikan mandacıları ,bugünün BOP eş başkanı değişen br şey yok.

ABD nin bu harita işleri sıktı artık bu hakkı kendinde nasıl buluyor anlamıyorum sen kimsin yav. bize gelince başımızdaki islamcı geçinen ama alakası olmayan truva atları bu haritaları gerçekleştimek için yada gerçekleştirilmesinin kolaylaştırılması için çalışıyorlar arkalarındaki desteğin kesilmemesi için kesin biat etmişlerdir her zaman söylüyorum abd ile aramızdaki bu amir-memur ilişkisinin bitirilmesi gerekmektedir karşısına dikilip bu coğrafyanın hakimi lideri benim çıkarlarım güvenliğim önceliğim şunlardır eğer bunları çiğnemeye kalkarsan ben de ona göre tavrımı belirlerim işine gelirse denmelidir bunu anlaması sağlanmalıdır ama başımızdakiler yüzünden mümkün olmuyor çünkü iktidardan önce ruhlarını abd ye ve ab ye satıyorlar yoksa daha çok haritalar çizilir gerçekleştirilmeye çalışılır

Değerli Kardeşlerim;

Aklıma bir kaç soru takıldı. Sizinle paylaşmak istedim.
1)a.b.d. kuzey ırak operasyonuna izin vererek bizim gücümüzü mü görmek istedi acaba?
2)Veya kışın karda askerimizi yormak suretiyle baharda bir operasyon yapmayı mı amaçlıyorlar?
3) bush un bu aralar israil, suudi arabistan ortadoğuyu dolaşarak Türkiye'yi vurmak için destek istediğini düşünebilir miyiz?
4) Sırada suriye iran var diyerek hedef şaşırtmak suretiyle bize vurabilir mi?
Yazıyı okuduktan sonra bu sorular aklıma takıldı. Siz ne dersiniz. Saygılarımla

Sayın Mete Saltuk Bey,

ABD'nin yakınlarda Türkiye'ye saldıracağına olasılık vermiyorum, zîrâ Türkiye'nin başında ona sâdık bir yönetim bulunmaktadır.

Değerli ilteriş8 Kardeşim;

Yönlendirmeniz için teşekkürler. Farkettiyseniz, o konu başlığında da abd. ile savaş ihtimali üzerinde tartışılıyordu. Ben aklıma gelen olasılıkları yazdım. Umarım olmaz. Ancak olması durumunda, sizin dediğiniz gibi "başımızda ki abd.ye sadık yönetimlerin" herhangi bir fonksiyonu olmayacaktır. Zira olsaydı saddam şu an saraylarında sefasını sürüyor olurdu. Saygılarımla