Türk Milleti sandık başına giderken oy verme kriterlerini çok basite indirgedi.
Öyle bir toz pembe tablo çizildi ki, millet ekonomik istikrardan, enflasyonun artmamasından, fiyatların zamlanmamasından başka bir şey düşünmedi, düşündürülmedi.
Yani Türk Milleti akp'ye olan teveccühünü sadece maddi esasları dikkate alarak yaptı.
Oysa ki ekonomik olarak çizilen tablo da sanaldı, umut ettirmeye, hele sabredin devamı gelecek, ötelemelerine yönelik bir aldatmacaydı.
Sonuçta millet, bu mavalları, yuttu.
Oysaki oy verip başına geçirdiği iktidarların yaptığı işler salt ekonomiden ibaret değildi.
Türk Milleti bunu hiç dikkate almadı.
Başımızdaki kürt terörünü ve ayrımcılığını, Kuzey Irak'taki gelişmeleri, Kıbrıs'ı, savunma sanayisini, uluslar arası ilişkileri ve daha da önemlisi Cumhuriyete karşı başlatılan tehditleri, adım adım mandaya gidişi, bağımsızlığımız üzerine konan ipotekleri, ve daha nice hayati şeyleri dikkate almadı.
Oylarını verdikleri kişilerin TSK'nın şahsınsa Laik Cumhuriyete kafa tuttuklarını, TSK'nın koruyucu ve kollayıcı konumunu işbirlikçi iktidarlarının önündeki en büyük engel gördüklerinden yok etmek istediklerini, gidişatı organize eden emperyalist mihrakları dikkate almadı ve hatta dile getirenleri paranoyaklıkla, komplo teoriciliği ve yıkıcı muhalefet yapmakla suçladı veya içinden öyle değerlendirdi.
Türk Milleti bir beş yıllığına oyunu verdikleri kadroların kendi geleceklerine telafisi çok güç ve pahalı tahribatlar yapacağını düşünmedi.
Demokratikleşme ve Türkiyelilik kavramlarını huzurun(!) ve birlikte yaşamanın çimentosu sanıp, mozaiği evlerinin çevresine yaptıkları tretuvarın malzemesi sandı..
.................
Ve daha neler, neler....
Şimdi şapka düştü, kel göründü hesabından eyvahlar, ahlar, vahlar başladı ama nafile!
Çok gariptir, her iki kişiden birisi akp ye oy verdiği halde, hiç kimse akp ye oy verdiğini kabul etmiyor. Kime sorsanız, biz vermedik diyor.
İnsan ister istemez Allah Allah sandıklara uzaylılar mı doldurdu bu oyları demek durumunda kalıyor.
Evet, bu Türk Milletinin utancının ifadesidir. Yaptığı yanlışı, gördüğünün belirtisidir.
Zaten şehit cenazelerinde ve son mitinglerde ortaya çıkan manzara adeta akp ye oy verenlerin, günah çıkarması gibi bir şeydir.
Çok kısa bir zaman dilimi, Türk Milliyetçilerini haklı çıkartmıştır.
Oysaki biz, haklı çıkmak için söylemedik, bütün bunları.
Keşke bizi haklı çıkartmasalardı...
Ama biz haklıydık ve her zaman haklıyız.
Biz bu milleti karşılıksız, hesapsız, çıkarsız olarak seviyoruz.
Başlığı açan kandaşımız ne güzel parmak basmış, işin püf noktasına.
5 Kasım tayyip ve avenesinin ihanetinin ve işbirlikçiliğinin tescillerinin sadece sonuncusu olacaktır.
Daha nice ihanetleri göreceğiz, ihanet iktidarlarından..? Türk'ün kanı üstüne, canı üstüne, istiklal ve istikbali üstüne...
En büyük ve tehlikeli silah, aldatılmış insandır.
Milleti kandırıp, aldatanlar bu öfkeli silahın yok ediciliğinden, kurtulamayacaktır.
Er yada geç, su yatağını buluyor bulmasına amma, geçip giden zamanın ve kaybedilenlerin telafisi mümkün olmuyor.
Türk Milleti kısır bakış açıları ve usta tezgahtarların ajitasyon dolmuşlarına binerek kendisine pahalıya patlayan çok büyük yanlışlar yapıp on yılını, bu soysuzların eliyle, heba edip çıktı....
Ne diyelim, olan olmuş, geçen geçmiştir.
Bundan sonrasına bakacağız...
Şayet yeni makyajlarla cilve yapan başka şıllıklar gelip, cilveli aşüfteler gibi, milleti kandırmazsa...
Böyle bir korkumuzun olmadığını söylemeyi çok isterdim...
Ama..
Aması var işte...
TTK.