DİL KAVGANIN VE İHANETİN SEBEBİ MİDİR YOKSA ARACI MI
Korku salan ve öfke çağrıştıran meselelerin parçaları değil, esas gerekçeleridir aslında Türkçe dışındaki başka diller.
Dil özgür olunca, Özgürlük dil olur artık ve bütün bölünmeler böyle başlar.
Özgürlük daima yeni sınırlar ister.
Okul der, ayrı olsun.
Bürokrasi der, bu dilde anlayamıyorum ayrı olsun.
Bayrak der sonra, ayrı olsun dilim ayrı nasılsa, ben de ayrıyım ve bu da varlığımın sembolüdür.
Toprak der arkasından, ayrı olsun birazını bana ver, nasıl olsa daha önce dilinin, özgürlüğünün birazını vermedin mi?
Hem ne olacak, birazcık topraktan ne çıkar biz kardeş değil miyiz?
Özgürlük paylaşılmaz oysa.
Birinin özgür olduğu yerde, diğeri özgür olanın kurallarını ve özgürlüğünü tehdit edinceye kadar özgürdür.
Yani dilin de kişinin de özgürlüğü esas mülk sahibinin özgürlüğünü ve geleceğini tehdit edene kadardır.
Sonrası anarşi, sonrası terör, sonrası bölücülük, kahpelik ve ihanettir. Sonra arkadan vurmalar ve mayın döşemeler başlar yollara ve zihinlere.
Ama her hal ve şart altında, tüm bölücülerin yardım ve yataklığa ihtiyaçları vardır. Gizli olmalıdır yardım ve yataklık, sinsice.
Kimse fark etmeden yapılmalıdır, Türkçe konuşmalıdır ama aslında başka dilde anlaşılmalıdır.
Türkçe yazmalıdır işbirlikçi mektuplar ama başka lisanda anlaşılmalıdır.
Acındırmalıdır ama aslında acımadan katletmelidir, dili, egemenliği ve onun bekçilerini.
Yardım ve yataklık yapanın da yardıma ihtiyacı vardır.
Dışarıdan.
Çok uzaktan, denizler ve tarihler ötesinden. Eski kinlerden ve hesaplardan ve o hesapların sahiplerinden beslenir yataklık yapan.
Para alır, vaat alır, AFERİN alır.
Bu eski ve çok ağır bir mektuptur.
Türk bağımsızlığını koruyanların kanları ile yazılmıştır.
Ne suya salınan bir şişenin ve nede kuşkanadının taşımaya gücü yetmez, karabaşlı kartal olsa nafile.
Başlığı binlerce yıl önce atılmıştır ve Edirnekapıda ki şehit mezarlarının taşları üzerine yazılmaya devam etmektedir.
Emin olun binlerce yıl daha yazılmaya devam edecektir.
Türkçenin sahipleri yaşadıkça bu kanlı mektup yazılmaya devam edecektir çünkü Türkçenin ve onun sahiplerinin özgür yaşamasını istemeyenler, yollara ve zihinlere mayın döşemeye, parçalamak ve bölmek için çabalamaya, parçalamaya çalışanlara yardım ve yataklık etmeye devam edeceklerdir.
Bu eski mektup bir yazıttır aslında, Türk ün var oluş destanıdır, binlerce yıldır yaşlı dünyanın bağrına saplı kaidelere ve mezar taşlarına yazılır.
Yazanlar asla diz çökmezler ve kimseye yalvarmazlar.
Kimsenin toprağını, dilini veya özgürlüğünü istemezler ve kendilerinin olanı da kimseye vermezler.
Bu bir mektuptur.
Vatan, Bayrak ve Onur üzerine yazılmıştır.
Vatansızlar, dilsizler, hainler, bölücüler ve toprak hırsızları gibi aczi ve acınmayı anlatmaz.
Var olduğu yerde kendinden gayri herşeyi önemsizleştiren, vatan ve bayrak aşkını anlatır.
Onurlu ve egemen ölebilmenin, onursuzca ve esir yaşamaktan daha önemli olduğunu anlatır.
Asla diz çökmeyeceğimizi anlatır.
Yüreği olan varsa gelsin de çöktürsün diye, Yüreği olan varsa okusun diye yazılmıştır. TTK