Dini duyarlılıkla isim seçme gayreti zaman zaman gülünç ve garip sonuçların doğmasına da neden olmuştur.
Türkiye'nin çoğu yerinde çocuklara Kur'andan ad seçme geleneği vardır. Bu geleneğe göre aklı ermeyen bir çocuğa Kur'an rastgele açtırılır ve açılan bu sayfanın herhangi bir yerine çocuğun parmağını koyması sağlanır ve çocuğun parmağını koyduğu yerde yazan kelime çocuğa ad olarak verilir.
İşte bu akıl, bilim ve din dışı yöntem sonucunda ülkemizin hemen her yerinde kız çocuklarına ad olarak verilen "Kezban/Keziban" ve "Sanem" gibi bir çok ad ortaya çıkmıştır. Oysaki Kur'an terminolojisinde "kezziban" "yalancı", "yalanlayıcı" "sanem" de "put", "totem" anlamında kullanılmaktadır.
Yani bilinçsizce, akıl ve din dışı bir yöntem sonucunda Kur'anda yer alıyor diyerek kızlarımıza "yalancı" ve "put" demek garabetti galiba İslam ülkeleri arasında sadece bizde var.
Neymiş efendim çocuğun adı Kur'anda geçmezse peygamber şefaat etmeyecekmiş!
Oysaki çok yaygın olarak kullanılan Ömer, Osman, Ebu Bekir, Hasan, Hüseyin, Fatma, Aişe, Zeynep vb. daha binlerce isim Kur'anda yer almamaktadır.
İşin daha da acıklısı Arapların bu gün kullandığı ve bizim de İslami endişelerle, peygamberin şefaatini umarak, çocuklarımıza ad olarak verdiğimiz bu isimleri Araplar İslam öncesinde de, yani putperestken de, kullanmaktaydı.
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla
Çağrıbey