Gönderen Konu: TÜRK DİL KURUMU, TÜRKÇE VE ATATÜRK.  (Okunma sayısı 30861 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2315
  • Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Gazi Başbuğumuz Atatürk'te dil ve tarih bilinci had safhadadır.
20. yüzyılda Türk varlığının devamının ve milletler ailesi içerisindeki onurlu yerinin pekişmesi için Türk Dili ve Tarihinin sağlam, köklü ve kalıcı temellere otturtulması gerektiğinin yaşamsal bir öneme sahip olduğunun bilincindedir.
Atatürk, Avrupa devletlerinin ders kitaplarında yer alan Türklerin ikinci sınıf bir millet oldukları iddialarına ve “barbar” deyimi kullanılarak bir istilacı kavim şeklinde gösterilmelerine karşılık, bunun böyle olmadığını ve cihan tarihinde en eski çağlardan beri hakiki yerinin ne olduğunun ve medeniyete ne gibi hizmetlerinin bulunduğunun araştırılması gerektiğine inanmaktaydı.
İşte bu amacın gerçekleşmesi için Türk Tarih Kurumu, bizzat Atatürk’ün direktifleriyle kurulan kurumların başında gelmektedir.

Aynı şekilde bizzat Atatürk'ün öncülük ederek kuruluşunun gerçekleştiği Türk Dil Kurumunun kuruluş amacı:
 "Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek"
olarak tespit edilmiştir.

Atatürk, 1 Kasım 1936'da Türkiye Büyük Millet Meclisinin V. dönem 2. yasama yılını açış konuşmasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun geleceği ile ilgili dileklerini şu sözlerle dile getirmişti: 
         
Alıntı
Başlarında değerli Eğitim Bakanımız bulunan, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumunun her gün yeni gerçek ufuklar açan, ciddî ve aralıksız çalışmalarını övgü ile anmak isterim. Bu iki ulusal kurumun, tarihimizin ve dilimizin, karanlıklar içinde unutulmuş  derinliklerini, dünya kültüründe başlangıcı temsil ettiklerini, kabul edilebilir bilimsel belgelerle ortaya koydukça, yalnız Türk ulusunun değil, bütün bilim dünyasının ilgisini ve uyanmasını sağlayan, kutsal bir görev yapmakta olduklarını güvenle söyleyebilirim. (Alkışlar)Tarih Kurumunun Alacahöyük'te yaptığı kazılar sonucunda, ortaya çıkardığı beş bin beş yüz yıllık maddî Türk tarih belgeleri, dünya kültür tarihinin yeni baştan incelenmesini ve derinleştirilmesini gerektirecektir. Birçok Avrupalı bilim adamının katılması ile toplanan son Dil Kurultayının aydınlık sonuçlarını görmekle çok mutluyum. Bu ulusal kurumların az zaman içinde ulusal akademilere dönüşmesini dilerim. Bunun için, çalışkan tarih, dil ve bilim adamlarımızın, bilim dünyasınca tanınacak orijinal eserlerini görmekle mutlu olmanızı dilerim.

Atatürk, gerek Türk Dil Kurumu ve gerekse Türk Tarih Kurumuna öylesine önem vermiştir ki ölümünden kısa bir süre önce yazdığı vasiyetname ile mal varlığını Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna bırakmıştır.
Bu iki kurumun bütçesi bugün de Atatürk'ün mirasından karşılanmaktadır.
Bu miras bugün Türkiye'nin en büyük bankalarından biri olan Türkiye İş Bankası sermayesinin %28,9'unu oluşturmaktadır.

TTK.
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!