Gönderen Konu: Mevlana Hakkında  (Okunma sayısı 9128 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Işbara Alp

  • TTK
  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 11
  • Tanrı Türkü Korusun
Mevlana Hakkında
« : 12 Mart 2015 »
Göklere sığdıramadığımız mevlanaya bu kadar yüz göstermemiz sizce doğrumu ? Zamanında Moğolların anadoluyu işgalleri sırasında mevlananın Moğollara yardım ettiği ve Türkmenlerin yanında olmadığına, bu yardımları karşılığında moğolların mevlanayı paraya boğduğuna dair bir yazı okudum.İşte o yazı;


Moğollar Mevlana’yı hizmetlerinden dolayı paraya gark ediyordu. Moğolların bu şekilde birçok defa Mevlana’ya para ve değerli hediyeler gönderdiğini Ahmed Eflaki anlatır. Üstelik bu paralar Moğolların el koyduğu Türkmenlerin paralarıdır. Bir defasında da Moğol hazinedarı Mevlana’yı özel olarak ziyarete gelmiş, ona 1000 dinar para vermiştir. O dönem için bu çok külliyetli bir paradır (1 deve 10 dinardı). Bunun gibi daha pek çok örnekler bulunmaktadır. Bütün bu örnekler, Mevlana ile Moğollar ve Moğol yanlısı yöneticilerin ne kadar sıkı bir ilişki içinde olduğunu göstermektedir.
Mevlana zamanında Anadolu’da bir grup insan, bir grup aydın Moğolları destekliyorlardı. Ahiler ve Türkmenler de Moğol işgaline karşı direniyorlardı. Ahiler, Moğollarla birlikte Kayseri’de katliama katılan Kalenderilerden nefret ediyorlardı. Mevlana ise o dönemde Moğolların yanında yer alarak Türkmenlerle mücadele etmiştir. Bu yüzden bir Türkmen şeyhi olan Hacı Bektaş’a ağır hakaretlerde bulunur.


Devamı : https://tr-tr.facebook.com/MEVLANA.GERCEGI/posts/532050286806069
GÖNLÜNDEKİ YARALARIN KANINI DİNDİR YÜZDE YÜZ TÜRK OLDUĞUN GÜN CİHAN SENİNDİR

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: Mevlana Hakkında
« Yanıtla #1 : 14 Mart 2015 »
BU DA BAŞKA BİR MEVLANA
'' Mevlana Celalettin Rumi
*I.Gıyasettin Keyhüsrev zamanında hapis yattığı Karatay sarayına bey olmuştur.
*I.İzzeddin Keykavus zamanında Kayseri valisi olmuştur.
*II.Gıyasettin Keyhüsrev zamanında vezir olmuştur.
*Vezirliği döneminde Moğol valisi Şemsi Tebriziye rica edip Tebrize göndermiş ve küçük bir ordunun kurulması için Moğollardan izin alınmıştır. Bu orduyu Hacı Bektaşi Veli kurmuş ve Yeniçeri ismini vermiştir. Hacı Bektaşi Veli’nin 1243’ten sonra kurduğu ve başında 10 yıl kaldığı Yeniçeri ordusu neredeyse 100 yıl sonra Osmanlının kurulmasında başrol oynamıştır.'' Alıntıdır.

UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı Işbara Alp

  • TTK
  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 11
  • Tanrı Türkü Korusun
Ynt: Mevlana Hakkında
« Yanıtla #2 : 15 Mart 2015 »
Karamanoğlu Mehmed Beğ’in Türkçeciliğini küçük görmek ve Mevlâna’ya “Cenabı Pir Hazreti Mevlâna” gibi şatafatlı unvanlar yaklaştırarak onun Farsça yazmasının en büyük keramet olduğunu ileri sürmek Yirminci Asrın müsbet kafası karşısındaki insanı ve neden kaybolduğunu, şimdi göğün kaçıncı katında ikamet buyurduğunu anlatıp bizi aydınlatsalar meslek-i kavîm-i tasavvufa çok büyük bir hizmette bulunmuş olurlar. Bundan başka Cenabı Mevlânâ’nın Şemsi Tebrizî Hazretlerine, tıpkı sevilen bir kadına hitap eder tarzda şiirler yazmasının yüksek tasavvufî mânâsını ve hele Türkçe bir şiirinde:

Kiçkinen oğlan hey bize gelgil!
Dağdanan dağnan hey geze gelgil!
Ay bigi sensin, gün bigi sensin!
Bî-meze gelme, bâ meze gelgil!

Demesinin hikmetini ve küçük oğlanı mezesiyle birlikte çağırmanın ne demek olduğunu anlatsalar, Türkçegüldürecek ve acındıracak bir zavallılıktan başka bir şey değildir. Mevlana keramet yerine mucize göstererek şu Mesneviyi İngilizce yazsaydı herhalde bugün daha çok kimse tarafından anlaşılır, şöhreti daha büyük, itibarı daha fazla olurdu…

İnsanlar garip yaratıklardır. Kafa olgunluğu biraz eksik oldu mu ölçüyü hemen kaçırır ve kendisine ait olanın daima en iyi ve en üstün olduğunu sanır. Kendi benliğini şişirip büyütür. Habbeyi kubbe yapar. Cenabı Pir de böyle şişirilmiştir. O sadece büyük bir şairdir. Evliyalığı, mürşitliği yalandır. Ney ve dümbelekle raks eden evliya görülmemiştir. Evliya denen adamlar ağır başlı olurlar. Mevlana ise zevk ve keyif ehli olarak musiki âlemleri yapmış, dans etmiş, kuvvetli olan her kimse ona boyun eğerek gününü gün etmiş, yaşamıştır.

Cenabı Mevlâna’nın Şemsi Tebrizî ile şu bir türlü izah olunmayan halvet âlemlerinin ilmî ve tasavvufî mânâsını, bununla beşeriyetin nasıl ve edebiyat öğretmeni olduğumuz halde, kemal-i cehlimizden gerçek mânâsını bir türlü idrak edemediğimiz bu beyitlerdeki tasavvuf incilerini öğrenerek kendilerine minnettar kalırdık.

Mevlana gelmeseydi Türklük hiçbir şey kaybetmezdi. Fakat Kılıç Arslan'la Fatih gelmeseydi çok kaybeder, belki de bugün var olmazdı.


Hüseyin Nihal ATSIZ
GÖNLÜNDEKİ YARALARIN KANINI DİNDİR YÜZDE YÜZ TÜRK OLDUĞUN GÜN CİHAN SENİNDİR