Karamanoğlu Mehmed Beğ’in Türkçeciliğini küçük görmek ve Mevlâna’ya “Cenabı Pir Hazreti Mevlâna” gibi şatafatlı unvanlar yaklaştırarak onun Farsça yazmasının en büyük keramet olduğunu ileri sürmek Yirminci Asrın müsbet kafası karşısındaki insanı ve neden kaybolduğunu, şimdi göğün kaçıncı katında ikamet buyurduğunu anlatıp bizi aydınlatsalar meslek-i kavîm-i tasavvufa çok büyük bir hizmette bulunmuş olurlar. Bundan başka Cenabı Mevlânâ’nın Şemsi Tebrizî Hazretlerine, tıpkı sevilen bir kadına hitap eder tarzda şiirler yazmasının yüksek tasavvufî mânâsını ve hele Türkçe bir şiirinde:
Kiçkinen oğlan hey bize gelgil!
Dağdanan dağnan hey geze gelgil!
Ay bigi sensin, gün bigi sensin!
Bî-meze gelme, bâ meze gelgil!
Demesinin hikmetini ve küçük oğlanı mezesiyle birlikte çağırmanın ne demek olduğunu anlatsalar, Türkçegüldürecek ve acındıracak bir zavallılıktan başka bir şey değildir. Mevlana keramet yerine mucize göstererek şu Mesneviyi İngilizce yazsaydı herhalde bugün daha çok kimse tarafından anlaşılır, şöhreti daha büyük, itibarı daha fazla olurdu…
İnsanlar garip yaratıklardır. Kafa olgunluğu biraz eksik oldu mu ölçüyü hemen kaçırır ve kendisine ait olanın daima en iyi ve en üstün olduğunu sanır. Kendi benliğini şişirip büyütür. Habbeyi kubbe yapar. Cenabı Pir de böyle şişirilmiştir. O sadece büyük bir şairdir. Evliyalığı, mürşitliği yalandır. Ney ve dümbelekle raks eden evliya görülmemiştir. Evliya denen adamlar ağır başlı olurlar. Mevlana ise zevk ve keyif ehli olarak musiki âlemleri yapmış, dans etmiş, kuvvetli olan her kimse ona boyun eğerek gününü gün etmiş, yaşamıştır.
Cenabı Mevlâna’nın Şemsi Tebrizî ile şu bir türlü izah olunmayan halvet âlemlerinin ilmî ve tasavvufî mânâsını, bununla beşeriyetin nasıl ve edebiyat öğretmeni olduğumuz halde, kemal-i cehlimizden gerçek mânâsını bir türlü idrak edemediğimiz bu beyitlerdeki tasavvuf incilerini öğrenerek kendilerine minnettar kalırdık.
Mevlana gelmeseydi Türklük hiçbir şey kaybetmezdi. Fakat Kılıç Arslan'la Fatih gelmeseydi çok kaybeder, belki de bugün var olmazdı.
Hüseyin Nihal ATSIZ