Gönderen Konu: YURDUMUZUN FRANSIZLARI  (Okunma sayısı 17873 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı bozkurt37_ahmet

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 7
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #20 : 20 Ekim 2006 »
biz fransayı boykot ediyoruz ama boykot kelimesi bile fransızca.

Çevrimdışı OguzTurku

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 60
    • BALKANHUNLARI.NET - BALKANLARDA YASAYAN TÜRKLERIN OTAGI.
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #21 : 20 Ekim 2006 »
biz fransayı boykot ediyoruz ama boykot kelimesi bile fransızca.

Evet cok haklisin, malesef su yabanci kelimeler sayesinde güzel safkan Türkcemizi katledicez.
Fransiz ürünlerini almiyalim desek daha iyi olmazmi?
Kürt = Hic bile olamaz.
Hicin bir degeri vardir ama Kürtün degeri asla olamaz.
Pasaeli Torunuyuz, Türküz, Karamanin Akinci Evlatlariyiz, birde Kiyametinin Sonuna Kadar Irkciyiz, Son Basbug Atatürk.

Balkanhunlari Yeniden Diriliyor:http://www.balkanhunlari.net

Çevrimdışı Göktürk_57

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 3
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #22 : 21 Ekim 2006 »
Evet, boykot fransızca bir kelime. Yani yabancı dilde bir kelime. ( Tıpkı Sn.Albay'ın yazdığı "micro-macro ekonomi " tanımlamalarında olduğu gibi !)
T.T.K.

Çevrimdışı acun_34

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 61
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #23 : 21 Ekim 2006 »
Başlık altında yazılanlara bakıldığında hangi noktada mutabıkız?

Yazılanlara bakılacak olursa konulara sadece dokunulup geçiliyor bir karmaşaya doğru gidiyor.

Petrol konusunda arapların israil e olan tepkileri ile Bir Türk 'ün duygularını karşılaştırmak doğru olmamalı.
Kaldı ki petrol sadece arap yarımadasında da çıkmıyor.
arap satmasa venezulla , rusya,romanya,meksika,abd özellikle abd nin alaska eyaletindeki petrol yatakları,kuzey atlantikteki petrol yatakları ve de diğer ülkelerdekiler devreye konuveriyor.
arap aklı işte bu kadar ..
Sonunda diz çöken yine arap oluyor.
Bize ne araplardan ?
Ben bir Türk üm.
Benim tepkim sert ve de akıllı olacaktır.

Yalvar yakar girmeye çalşıtığımız AB nin geleceği bugünden bellidir.
İlk ayrılan Fransa olacaktır.
Herşey eski haline dönecektir.
BElgium + NEtherland+LUXembourg
Yani BENELUX haline...Bu 3 ülkenin arasında sınırlar sadece haritalarda vardır.
Avrupa nın hangi ülkesinde tanıdıklarınız var ?
Sorun onlara :
İşler nasıl ? Geleceği nasıl görüyorsunuz?
Ekonomiden anlayanları size şunu diyeceklerdir :
İşler çok kötü ! İşsizlik had safhada !
İş bulmakta güçlük çekiyoruz!
İşsizlik sigortalarından maaş alabiliyoruz ama artık yarınımızdan endişe eder bir haldeyiz diyecekleri kesindir.

İşte bu AB ye girmeye çalışıyoruz.
Gelecekte çökeceği kesin olan bir AB ye .

Avrupalı bana medeniyet dersi mi verecekmiş ne haddine ?
Türk töresine sahip çıkalım bize yeter.
Biz yabancılaşmayalım .
Yabancı hayranlığını bırakalım.
Kaldı ki içlerinde hala Sevres yarası olan AB nin lider ülkelerine karşı elbette bir Türk olarak tepki vereceğim.
Olaya  ekonomik yoldan bakış bir hayli geniş tutulması gereken bir konu .
İsteyenle karşılıklı görüş alış verişinde de bulunmaya hazırım.

Bu konuda kısaca ifade edeceğim şudur :

Önce Türk ' ün menfaati düşünülmelidir.

Teknojik yönden eksiklerimizi kapatabilmek için gerekirse Japonya,şu an ruslarla görüşülmekte olan savunma işbirliği gibi her konuda Türk Ün yararına her devlet le de işbirliğine bizzat koyacağımız kurallar çerçevesinde ortaklaşa çalışmalar da yapılabilir.

Öyle bir Coğrafya dayız ki enerji dağılım merkezi durumuna geldik.
Bor madenlerinin ( dünya mevcutlarının % 74 ü bizde )
Neptunyum elementi gibi stratejik değeri olan müthiş kozlarımız ,
Karadeniz yöremizden , Suriye sınırımızdan haykırarak gelen petrol bulundu sesleri,
Zengin Altın ,Uranyum  yatakları hepsi bir arada  bu kritik coğrafya da bulunan bir Ülkemizde.

Tüm Avrupa nın gözü bizde .Elbette bizi kaybetmek istemezler ama altımızı her fırsatta da oymaya devam ederler.
Ama artık yeter demenin zamanı geldi de geçti bile.
Bu karakteri bozuk SÖMÜRGECİ ZİHNİYETTEKİ AVRUPA BİR DERSİ HAKEDİYOR.

Ben bir Türk vatandaşı olarak bir Türkçü olarak bir ürün almaya karar verirsem
önceliklerim olacaktır.
Serbest piyasa koşullarında ürün seçimi tüketicinin hakkıdır.
Tüketici piyasaya yön verir. Vermelidir de.
Mesela bir otomobil almaya kalkarsam asla bir RENAULT almayacağım.
Benim gibi düşünen her bir Türk te almazsa ;
Mevcut fabrika zaten defolup gidecektir.
Oyak Otomotiv fabrikası yönetim kurulundaki değerli yöneticiler de arz-talep dengelerini takip ettikleri için elbette Türk tüketicinin eğilimi doğrultusunda karar verecekler ve de yeni bir oluşuma süratle ayak uydurabileceklerdir.

Bunu elbette diğer işletmelerde takip edeceklerdir.
Pek çok ülke de bulunduğum için Fransa yı da çok iyi bilirim.
Fransızın karakterini de..
Sömürgeciliğin kötü birşey olmadığı okullarında bile okutulan bu şımarık ve küstah üstelik nankör devlete gereken cevap acımasızca mutlaka verilmelidir.
Bugün Fransa nın her hangi bir şehrinde yolda yürümekte olan bir fransız a düşmanın kim sorusunu sorarsanız vereceği cevap :
*önce ingiltere olacaktır.Nedeni ingilizce nin diplomaside de fransızcanın artık önüne geçmesi ve fransızcanın değerini kaybetmesinden kaynaklanmasındandır.
*ikinci olarak abd düşmanımdır diyecektir.
 ama unuttukları bir şey vardır :
 abd olmasaydı bugün fransa da almanca konuşuluyor olacaktı)
*nihayet üçüncü olarak Türk e sömürgesi gibi bakmaktadır.

Bu konu üzerinde daha çook yazılacağa benziyor .
Her konuyu cevaplamaya hazırım.

Saygılarımla

Çevrimdışı acun_34

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 61
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #24 : 21 Ekim 2006 »
Saygıdeğer Irktaşım Albay Beğ ,

Yazılarınıza bakınca asker kökenli olduğunuzu tahmin ediyorum.
İzin verirseniz siz bana sen şeklinde hitap ederken  şahsınıza siz diye hitap etme devam edeceğim.

Fransa çok iyi bildiğim ülkelerden biridir.

Konuya üretim açısından bakıldığında yerel markaların neden dış ülkelerde yatırım yaparak üretime o ülkelerde devam etmesinin ekonomide tek cevabı vardır :
Üretim-maliyet.
Nedir üretimde maliyeti etkileyen unsurlar ?
yer,enerji fiyatlar,saat başı işçilik ücretleri.
Ayrıca nakliye masraflarının enerji darboğazına girmekte olduğumuz şu günlerde her geçen gün daha da artması.
Bu yüzden her bir sanayi önderi firma artık alıcının ayağına gitmeye başlamıştır.
Mesela Çin :
İşçilik : ayda 10 ila 30 Usdoları  arasıdır.
Enerji nerede ise bedavadır.
Müracaat edenlere bölgesel planlamalı olarak anında sadece bedava arsa vermekle kalmayıp binaları bile bizzat çinliler tarafından yapılıp teslim edilmektedir.

Yani alıcının haklı olduğu bir dönemdeyiz.
Tüketicinin haklı olduğu bir dönemdeyiz.
Satmak isteyen bizimle iyi geçinmek zorundadır.

Ekonominin gerçeği budur.

Renault bizzat kendisi de biliyor ki bir BMW bir Mercedes olamamıştır.
Kaldı ki özellikli otolar kendi ülkelerinde rağbet görmeyip sonradan olma zenginler
tarafından nasıl olsa rağbet görmektedirler.
Buna karşılık bir Mercedes-Benz firması Otobüs sektöründe hem Türkiye de hem de İran da bile vardır.

Bir Japon firması olan Toyota nın dev bir gemisi vardır.
Japonya dan ayrıldığı zaman gemi içinde sadece üretim tesisleri  ve de üretim grubu vardır.
Limandan ayrıldıktan sonra sırası ile Güney Kore , Çin ,Singapur,Malezya ya  ,Phillippinler ve Hindistan a uğrar ,Dammam a geldiğinde 20000 Toyota satışa hazır bir halde suudi arabistan ve diğer arap ülkelerine sunuluvermektedir.

Teknolojinin bu kadar ilerlediği bu devirde hep kullanıcı ve maliyetler ön plana çıktığını gözlemlemekteyiz.

Renault nedir?
Bir halk otomobilimidir ? Hayır.
Fiyatı mı çok ucuzdur ?Hayır
Çok mu kalitelidir?Hayır
Renault fransa da kalsa resmen batar.
Çok da memnun olurum.

Dünyadaki teknolojik ve fiyat gelişmelerine firmaların ürünlerini tercih nedeni olarak her türlü tavizleri verirken Bizler neden hala kapitülasyonların etkisinde imiş gibi fransızla işbirliği yapmak zorunda kalalım ?

Bence  dansözden beter siyaset yapmakta olan şu fransız  küstahına okkalı bir cevap verme  zamanı gelmiştir.

Saygılarımla

Çevrimdışı acun_34

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 61
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #25 : 21 Ekim 2006 »
Gelelim konunun Yan Sanayi bölümüne :

Bir fabrikanın piyasadan talepleri doğrultusunda oluşmuş bu sektörde elbette çalışan kesim de çok önemlidir.
İlgili fabrika aynı konuda kalarak marka değişikliği yaptığında yan sanayi için yeni bir yapılanma gerekmeyeceği aşikardır.
Gelişen teknolojide kalıp yenilemenin maliyetleri de minimum seviyelere indirilmiştir.
Kaldı ki fabrikalar yan sanayinin kar' ını da belirleyici rol oynarlar .
Üretim bazında % 17 kar hiç de fena bir rakam değildir.
Yan sanayi bu kar oranının altında çalışmazlar .Arçelik fabrikalarına çalışanlar dahil.

Yapılanmanın desteği zaten yeni seçilen sistem tarafından da destekleneceği için gerek fabrikalara gerekse yan sanayide yıkıcı bir etki de yapmaz.
Böylece Devletimiz de vergi gelirlerinden de mahrum olmaz.

Her bir yabancı firma  ilgili ülkelerdeki kazanç vergilerini kanunlarına tabi olduğu ülkelere öderler.
lisans antlaşmalı üretimlerde de olduğu gibi.
Renault kar etmese Türkiye de işi olabilir mi?asla.
Tahminimizden de fazla kar ederek hatta tahkim yasası gereği kar' ının tamamını
Paris in yeniden yapılanan bir banliyösünde La  Defense ta oluşturulan mali merkezlerde değerlendirme yoluna gitmektedir.
Renault milliyetçi bir firmadır.
Champs  -elysee caddesindeki sunum merkezlerinde bu havayı rahatlıkla teneffüs edebilirsiniz.
Aynı caddede bir de Citroen görebilirsiniz.
Fransa nın Renault un dışarıda üretim yapmasına karşı çıkması düşünülemez bile.
Fransa Renault un kazandığı nerede değerlendirdiği  ile ilgilidir.

Diğer taraftan renault bizden ayrılır da bir başka yerde yatırım yapar ve de nasıl olsa yine kazanır konusu Türkiye nin sorunu değildir.
Tam tersine Türkiye böyle bir girişimi yapacak olursa tüm dünya nezdinde kaybettiği prestijini kurtarmaya çalışacaktır.
Üstelik hazır elimizde bir imkan daha var :
Azerbeycan Baku petrol hattının Fransız firmaları da var.
Böylesi bir tepki aynı şekilde o firmalara da gösterilecek olup ta oluşturulmuş konsorsiyumdan çekilmesini sağlamak bile bugün avucumuzun içinde duran bir fırsattır.
O şirketlerin uluslararası borsalarda değerlerini kaybetmeye başlaması Fransa nın çok büyük bir darbe almasına da yol açacaktır.
İşte bundan her bir Türk büyük zevk alacaktır.

Var mı yapacak?
Var mı böylesi bir irade ?
Yapılamaz mı?


Asıl sorun burada ..

Saygılar

Çevrimdışı TeknikTürk

  • Yasakli
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 215
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #26 : 21 Ekim 2006 »
Aslında sorunun kökeni milletimizin öz güvenini yitirmesidir.Yıllarca bu milletin bilinç altına siz bişey yapamazsınız,tek başınıza aç kalırsınız,sizi amerika besliyor,su akar Türk bakar,Türk milletinin %60 ı salaktır,gavur yapar biz yapamayız,biz tembeliz,Türk bilimden anlamaz bilim batılıya has bişeydir ...vs gibi saçmalıklar işlendi.Buyurun bunlarda sonuçları.Tabi 80 darbesinin yaptığınıda ingiliz yapamamıştır bu millete.

Kurtuluş savaşı resimlerine baktığımda benim ençok hoşuma giden tema şu oluyor,ki bu temayı hemen hemen her resimde görüyorum.Yarı aç yarı tok,giyecek birkaç parça eşyadan başka elbise yok silah yok o yok bu yok ama dikkat edin hepsi sopa gibi dimdik duruyor.Gözlerindeki kıvılcıma,ateşe dikkat edin "dünya gelse üstüme vazgeçmem" diyor.Hepsinin alnı açık yüzü ak ve Türke has bir özgüvenle dimdikler.Açlıktan ölsemde boyun eğmem diyor.İsterseniz sizde birde bu gözle bakın (özellikle Albay Bey - yanlış anlamayın çok takdir ettiğim birisisiniz ve yazılarınızı zevkle okuyorum ama bu konuyu atladığınızı düşünüyorum amacım sataşma değildir).
Bence birinci öncelikle şu özgüvenimizi yeniden canlandırmalıyız ve gözlerimize o ışık düşmeli.Nasıl özgüveni olmayan,hedefi olmayan bir insandan fazla birşey beklenemezse milletlerdende beklenemez.
Lütfen kendimize güvenelim.İnanın aç kalmayız.Belki çukulata yiyemeyiz o kadar.

Ruhumuzu kaybediyoruz......Bahsettiğim fotoğraflara birdaha bakın,hatta İstanbulda ABD askerlerini denize döken insanların fotoğraflarına bakın.Aynı şeyi göreceksiniz.Bu iradeye hiçbirşey karşı koyamaz.İnanın bu hamaset değil.Bizim tarih boyu en büyük silahımız bu dik duruştur,şimdiki fotoğraflara bakın aynı şeyi görebilecekmisiniz.Ben yorum yapmayayım.Siz görün.............

Çevrimdışı acun_34

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 61
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #27 : 22 Ekim 2006 »
Teknik Türk Irktaşımız ,

Yazınızı özenle okudum .

Sizin yazınızda aşağıdaki cümlenizle ne demek istediğinizi  anlayamadım.

Mümkünse bir açıklama yapabilirmisiniz ?

12 eylül 1980 den mi bahsediyorsunuz?


ALINTI TeknikTürk :

 "Buyurun bunlarda sonuçları.Tabi 80 darbesinin yaptığınıda ingiliz yapamamıştır bu millete."

Çevrimdışı TeknikTürk

  • Yasakli
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 215
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #28 : 22 Ekim 2006 »
Evet soydaşım,12 eylül 1980 darbesinden bahsediyorum.Sebebinide açıklayayım;benim gördüğüm 80 darbesi milletimizi ses çıkaramaz hale getirmiş,düşünsel faaliyetlerini minimuma indirmiş,Türk devletinin Türkleri sindirmesini sağlamış,batıdaki tüm silahları toplayıp doğuda keleşle gezen çapulculara dokunmamış,Türkün silahsızlanırken kürde göz yummuş,Türkün kendinden bir parça olarak gördüğü devletini korkulacak bir öcü haline getirmiş,binlerce (sağcı olsun solcu olsun-aralarında pek çok çapulcu olduğunu kabul ediyorum-) soydaşımızı işkenceden geçirmiş,milletimizin öğrenme,araştırma ,sesini çıkarma ve devletini kontrol etme azmini kırmış VE HEPSİNDEN BETERİ DİNCİLERE YANİ DİN SATAN ADAMLARA ORTALIĞI BIRAKMIŞTIR.Dikkat edin (ben o yılları görmedim o yüzden fazlada ukelalık etmek istemem ama gören başta babam ve amcalarımdan,daha sonra okuduğum kitaplardan yola çıkarak yazıyorum) 80 yılına kadar milletin AtaTürkle uğraşmak,devletin laiklik gibi temel değerleri ile sürtüşmek gibi uçuklukları yokken şimdi ortalık bu ucuklara kaldı.Dincilerin türemesi,entel dantel liboşların türemesi,Türkiyenin tek taraflı ABDye sömürge haline getirilmesi,meclisin şahsi çıkarı için ruhunu şeytana satacak adamlara terk edilmesi hep 80 den sonradır.

Belki bir darbe yapılması şart olmuştu ama milletin kafasını ezmekmi gerekiyordu,bu kadar sertmi olunmalıydı,abdye bu kadar çokmu yaklaşılmalıydı?Hangi salak millet için birleştirici unsur diye yıllarca şeriat denen beladan çekmiş bu topraklarda dincilere destek verebilir?Nasıl bir siyasetçi bunun doğal sonuçlarını göremez.

O dönem milletin düşünsel faaliyetleri yasaklanıp (hem sağcılar hemde solcular için) baskı altına alınmasa idi başlangıçta çatışmalar bir müddet daha devam edebilirdi ama şimdi bambaşka bir Türkiyede yaşıyor olurduk.En en azından milletimiz o gür sesini ve dik duruşunu korur,şu an meclisten geçen o yerel yönetimler yasası,dernekler yasası,kürtçe yayın yasası,kitleri peşkeş çekmekle ilgili yasalar, yabancılara toprak satmakla ilgili yasalar daha meclise girmeden milyonlar meydanları doldurur ve buna cüret eden iktidar soluğu dar ağacında alırdı.Tabi milletimiz bu kadar ezilip susturulmasaydı.Şimdi ne oluyor?Vatan satılırken kimsenin sesi çıkmıyor.Kimse gık demiyor.

Bakın azınlıkların kendi dilinde eğtim ve yayın yasası çıktığında Ankaradaydım.Kızılayda dolaştım durdum,toplanıp protesto eden bir gurup göreyimde aralarına katılayım diye,inanın işçi partisi dışında kimsecikler yoktu.80 darbesiyle bu millet bu kadar ezilmeseydi böylemi olurdu?

Ve inanın 80 darbesi olmasa veya bukadar sert ve acımasız olmasa ister solcular kazansın,ister sağcılar kazansın eninde sonunda meydan Türkçülere kalacaktı.

Evet ingiliz yapamamıştır bu millete 80 darbesinin yaptığını.İngiliz tarih boyu Türkü ezememiştir,bastıramamıştır,susturamamıştır ama 80 darbesi yapmıştır.

Çevrimdışı acun_34

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 61
Ynt: YURDUMUZUN FRANSIZLARI
« Yanıtla #29 : 22 Ekim 2006 »

İletinizi sonuna kadar dikkatlice okudum Irktaşım.

Yöneticilerimizden bir ricam var :

Bu konu her ortamda karşımıza çıkmaktadır.

Gençlerimiz yanlış bilgilendirilmeke ve yönlendirilmektedir.

Bu iletiyi yeni bir Başlık altına taşırlarsa o dönemleri yaşayan biri olarak

nelere tanık olduğumuzu , bu darbenin nedenlerini anlatabiliriz.

Site de benim gibi o günleri yaşayan değerli Irktaşlarımız da mutlaka vardır.

Onlar dayaşadıklarını anlatacaklarına eminim.

Saygılarımla