Atatürk'ten 6 Çocuk Yapan Annelere Altın MadalyaAtatürk'ün cumhurbaşkanlığı döneminde 6 ve üzeri çocuk yapan annelere altın madalya verilmesi için kanun çıkarıldığı ortaya çıktı.
Madalya istemeyen annelere ise nakdi para verilmesi karara bağlanmış.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 çocuk için teşvik talimatı tartışılırken, tarihi bir gerçeğe ulaşıldı. Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde 6 Mayıs 1930 tarihinde çıkarılan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile 6 ve üzeri çocuk yapan annelere altın madalya verilmesi karara bağlanmış. Altın madalya istemeyen annelere ise nakdi para verilmesi kanunlaştırılmış. Doğum yapan annelere mükafat verilmesi amacıyla Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti bütçesinde bir bütçe ayrılması güvenceye alınmış.
NÜFUSU ARTIRIN TALİMATI
83 yıl önce çıkarılan kanunla anneler güvence altına alındı. Kanunun 156. maddesinde şu ifadeler yer aldı: "Bu kanunun neşrinden sonra berhayat çocuğu altı veya altıdan fazlaya baliğ olan kadınlara Devletçe mükâfatı nakdiye verilmesi için her sene Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti bütçesinde bir faslı mahsus açılır. Arzu edenlere nakdî mükâfat yerine ihdas edilecek bir madalya verilir. Bu kanunun neşri tarihinde berhayat altı veya daha ziyade çocuğu olan kadınlara dahi bu madalya verilir."
Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarıyla azalan Türkiye nüfusunun arttırılması amacıyla yürütülen propaganda çalışmalarının Cumhuriyetin kurulmasından yedi ay önce başladığı tarihi vesikalara yansıdı. 1 Mart 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadeleri Meclis tutanaklarına şöyle geçti: "Efendiler, nüfus bir memleketin en mühim mesail-i hayatiyesindendir. (hayatî sorunlarındandır)" Ve yine 1924'teki konuşmasında: "Nüfusumuzun muhafazası (korunması) ve tezyidi (artırılması) gayesini ehemmiyetle nazarı dikkate vaz ederim. Feyyaz ve velut (üretken) olan Türk milleti, mütemadi (devamlı) ve fenni (bilimsel) tekayyüdat-ı sıhhiyeye mazhar olunca (sağlık koşullarına kavuşunca) Türk vatanını süratle dolduracak ve şenlendirecek kuvvette olduğuna kimsenin şüphesi yoktur."
KÜRTAJA AĞIR CEZA
Gazi Mustafa Kemal’in teşvikleriyle çıkarılan 1930 tarih ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu kamuya salgın hastalıklarla savaşmanın yanı sıra çocuk sayısının arttırılması amacı taşıdı. Kanunla beraber, doğumu artıracak, çocuk ölümlerini azaltacak önlemler alarak, annelerin doğum öncesi ve sonrası bakımlarını yapma görevini devlete yüklendi. Yasa ile gebeliğe engel olacak ya da çocuk düşürmeye yarayan araç ve gereçlerin dış alımı ve satımı yasaklandı. Yasanın yayın tarihinden sonra altı çocuk sahibi olanlar para ya da madalya ile ödüllendirildi.
YASAL EVLENME YAŞI
1923 ve 1946 tarihleri arasında nüfus ve aile planlaması çalışmalarının hukuki zeminini oluşturmak üzere pek çok yasal düzenleme yapıldı. 1926 tarihli Türk Ceza Kanunu, çocuk düşürme ve düşürtmeyi aynı zamanda da çocuk yapmaya engel olacak nitelikteki fiil ve hareketleri ağır ceza yaptırımlarına bağladı. Bu uygulamaların yaptırımlarını, 11 Haziran 1936 tarih ve 3038 sayılı kanun daha da ağırlaştırmış ve bunları “ırkın tümlüğünü ve sağlığı aleyhine cürümler" olarak ele alındı.
EVLENME YAŞI KADINLAR İÇİN 15’E DÜŞÜRÜLDÜ
19.3.1924 tarih ve 442 sayılı Köy Kanunu, bulaşıcı hastalıklara karşı savaş, halk ve çevre sağlığı konusunda etkin önlemler almak ve köy nüfusuna ilişkin hayati kayıtların düzenli bir şekilde tutulması zorunluluğunu getirildi. 1426 sayılı Vilayet İdaresi Kanunu ile 1580 sayılı Belediye Kanunu yerel yönetimlerle valiliklere nüfus artırmaya yönelik kamu sağlığıyla ilgili önlemler almak, ücretsiz doğumevleri kurmak, fakir vatandaşa ücretsiz ilaç dağıtmak zorunluluğunu getirildi. Göçmenlerle ilgili 2396 ve 2510 sayılı kanunlarla, yurtdışından gelen göçmenlere bir dizi yasal ve parasal kolaylıklar sağlandı. Yasal evlenme yaşı 1938 yılında çıkarılan bir yasayla (3453 sayılı yasa) erkekler için 17, kadınlar için de 15’e indirildi. Oysa asgari yaşlar 1925’te kabul edilen Medeni Kanunda 18 ve 17 olarak belirlenmişti.
27 MAYIS DARBECİLERİ KALDIRDI
Doğum yapan annelere altın madalya verilmesi 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından sona erdi. Darbenin ardından Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı nüfus politikasının değiştirilmesi konusunda uzlaştı. Atatürk ve Menderes dönemindeki nüfus politikalarının değiştirilmesi ve doğurganlığın azaltmayı teşvik eden politikalara geçilmesi kararlaştırıldı. 1965 yılında çıkarılan 557 sayısı Nüfus Planlaması Kanunu ile gebeliği önleyici ilaç ve araçların ithali, dağıtımı, satışı ve bunlarla ilgili propaganda yasal güvenceye kavuşturuldu. Bu kanunla 6 çocuk ve üzerine verilen para yardımı ve altın madalya verme uygulaması sona erdi. 6 çocuk teşvikiyle 1927 yılında 13,6 milyon nüfusa sahip Türkiye 1960 yılında 27,8 milyona ulaştı. Bu tarihlerden sonra kürtajın da serbest kalmasıyla nüfus artış hızında büyük bir yavaşlama oldu.
NÜFUS 83 MiLYON OLACAKTI
1929 yılında çıkarılan kanunla 5'ten fazla çocuğa sahip olan aileler yol vergisinden muaf tutulmuş. Genç Cumhuriyetin yolları için her aileden toplanan verginin 5'ten fazla çocuğu olan ailelerden alınmaması yasayla belirlenmiş. Tüm bu teşviklerle kadın başına doğum sayısı 3'ten 1960 yılında 7'ye çıktı.
Bu dönemdekine benzer doğurganlık hızının devam etmesi halinde Türkiye nüfusunun 75 milyonda kalmayacağı hesaplandı. Nüfus uzmanları 2,23'e gerileyen kadınların doğum sayısının 5'lerde kalması halinde Cumhuriyetin 100. yılında ulaşacağı 83 milyonu 2012 yılında yakalayacağını ortaya koydu.
http://www.haber365.com/Haber/Ataturk_de_6_Cocuk_Istemis/