TÜRK ARAP SAVAŞLARI...
705 yılında Emevi Abdülmelik öldükten sonra yerine oğlu Velid geçer ve Kuteybe Binn Müslim Horasan’a vali olarak atanmıştır. Kuteybe vali olduktan hemen sonra güçlü ordular kurmaya başlar ve ve Arap ordusunu Türklerin üzerine sürer. Önce Baykent kuşatılır. Baykent 2 ay kadar direnir. Sonunda Kuteybe, tam bir zafer kazanamasa da, Türkleri haraca bağlayan bir anlaşma yapmaya İkna eder. Böylece Şehir yıkımdan kurtulur ama şehre giren Araplar, anlaşmaya rağmen şehrin önemli bir kısmını yağmalarlar. Bu duruma Arapların uydurduğu neden ise; Hz. Muhammedin , “savaş hiledir” sözü olmuştur. Böyle bir onursuzluğa şahit olan Türkler için için kaynar. Daha sonra Arapların sözlerinde durmadığını gören ve yapılan hileyi kabullenemeyen ve başlarına gelecekleri anlayan Türkler ayaklanmaya başlar. Bunun üzerine Kuteybe tekrar Baykent’e gelerek, ne kadar silahlanan ne kadar Türk varsa, hepsini kılıçtan geçirtir. Kadınları ve çocukları esir alır ve şehri baştan aşağı yağmalatır. Yağmalama bittikten sonra, daha önce Merv’de toplanmış Arap aileleri, Baykent’e yerleştirilir. Valilikten vergi tahsildarlığına kadar bütün denetim organları Araplardan oluşturulur. Daha sonra esir edilen çocuklar babalarına, kadınlar kocalarına satılır.
Baykent’i kendince hallettikten sonra Kuteybe, Merv’de Buhara’yı ele geçirmek, yağmalamak ve Müslümanlaştırmak için hazırlıklar yapar. Bu arada Gök türklerin dağılmasıyla ortaya çıkan Vardana ve Buhara Beylikleri arasında çatışmalar vardır. Müslüman Araplara karşı mücadele etmek için bu çatışmalar Türkler tarafından derhal durdurulur ve Vardan Hudat Türklerin başına geçer. Kuteybe önce Numiskent ve Ramitan’a saldırır; buraları kolayca istila eder. Demirkapı önlerinde Vardan’la savaşır ve Vardan savaşı kaybeder; Buhara’ya doğru çekilir. Savaştan yorgun düşen Kuteybe de Merv’e geri döner. Türkler, kendilerine karşı düzgün bir başarı elde edememiş Arapların bir daha gelmeyeceklerini düşünerek, rehavete kapılırlarken, Kuteybe tam bir yıl hazırlık yapar ve Buhara’yı tekrar kuşatır. Birlikten yoksun olsalar da Türkler direnir ve Kuteybe yine başarılı olamaz; Arap ordusu dağılmaya başlar. Bunun üzerine Kuteybe her bir Türk başı için askerlerine 100 dirhem vaat eder. Allah, din, iman değil ama para hırsı ile gayrete gelen Araplar, Şehri istilâ ederler. Bütün direnen Türkler kılıçtan geçirilerek, Araplara yakışır bir Şekilde tam bir katliam yapılır. Vahşi Araplar Türk kadınlarına tecavüz ederler, sonra da ya cariye olarak kullanmak, ya da köle pazarında satmak üzere alıkoyarlar. Erkeklerden de binlerce kişiyi köle olarak satmak üzere beraberlerinde götürürler. Ne de olsa ganimettir bu durum Araplar için.
Ardından Kuteybe, öncelikle Türk halkını Müslümanlaştırmaya başlar. Buhara halkı Müslüman olmuş gibi görünse de, bu dini kabul etmek istemez. Kuteybe, Türklerin evlerinde İslâmî kuralları yerine getirmediklerini öğrenir ve yeni bir yöntem geliŞtirir. Bu yönteme göre Türkler, evlerini Araplarla paylaŞmak zorunda bırakılır ve bu şekilde bire bir kontrol altına alınırlar. İslami kurallara uymayanlar ise ağır cezalara uğratılırlar. İslamı benimseyenlere ise vergi avantajı, mülk edinebilme vs.. gibi bir çok kolaylıklar sağlanır. Fakat Bu zorlamaların karşısında, Türk halkından bazı direnişçiler çıkar; gizlice silahlanırlar. Bu durum karşısında Araplar camiye bile silâhsız gidemez olur. Kuteybe baskıları arttırır; kendi aralarında örgütlenen Türkleri yakalatıp, öldürtür. Buhara Türkleri bu yıllarda, dünyadaki çok az milletin yaşadığı vahşeti ve ıstırabı yaşamıştır. Emeviler, savaşta gasp edilen Türk kızlarını ganimet olarak görür ve Araplara cariye olmalarını helâl kılar. (Bkz. Ahzap Suresi, 50. ayet.) Bir müddet sonra Kuteybe, Türkler arasında bir türlü rağbet görmeyen İslâmiyet’e onları alıştırmak için, namaza gelenlere 2 dirhem vaat eder. Yani malını elinden aldığı gariban halkı para karşılığı Camiye çağırır ve çaresiz kalan fakir halktan da para için camiye gidenler çıkar.
Buhara halkının başına gelenlerden haberdar olan diğer Türk Beylikleri, tedirgin olur ve çareler ararlar. Sogd meliki Neyzek Tarhan, Şehrinin yıkıma uğramaması ve halkına zülüm edilmemesi için Kuteybe ile anlaşmaya gider. Anlaşmaya göre Tarhan, haraç verecek ve tarafsız kalacaktır. İşte bu tarafsız kalmalar, Türkleri birlikten alıkoymuş ve Arapların işini kolaylaştırmıştır. Kuvvetli ordularla gelen Araplar, savunması zayıf küçük Türk Beyliklerini kolayca istila edip, yağmalamışlardır. Durumu gören Neyzek Tarhan, yapmış olduğu anlaşmanın hatalı olduğunu anlamış ve bütün Türk Beyliklerine birer mektup yazmıştır ve onları birlikte direnişe çağırmıştır. Tarhan’a ilk olumlu yanıt, Talkan meliki Sehrek’ten gelir. Bunu öğrenen Kuteybe, Talkan Şehrine doğru yürür. Hazırlıklı olmayan Talkan meliki Sehrek, Şehri terk eder. Şehre hiç savaşmadan giren Kuteybe’nin askerleri, şehirde eli kılıç tutabilen ne kadar erkek varsa hepsini kılıçtan geçirir. Bu katliam o zamana kadar yapılanların en büyüğüdür. Katliamda Arap askerleri yorulana kadar adam keserler, kalanlarını da Talkan yolundaki ağaçlara asmışlardır. Ardından hızını alamayan, kana doymamış çılgın Kuteybe, Talkan’dan sonra Suman’a girer; erkeklerin pek çoğunu öldürterek, kadınları ve kızları cariye olarak alıkoyar. Daha sonra Kes ve Nesef’de de aynı Şeyleri yapmaya devam eder.
Kuteybe, Tarhan’ın çekildiği “Kale Bazgis” i kuşatır. Kuşatma 2 ay sürer ama bir sonuç alamaz. Kuteybe yine bir hileye başvurur. Tarhan’ın yanına “Muhammed bin Selim” adında bir adamını gönderir ve onunla, teslim olması halinde, kendisine hiçbir şekilde zarar vermeyeceği, güvencesini bildirir. Tarhan komutanlarıyla görüşür ve teklifi kabul ederler. Silahlarını bırakarak kaleden çıkarlar. Tarhan ve adamları derhal yakalanır ve Tarhan zincire vurulur. Daha sonrada halkın gözü önünde başları vurdurulur.
Kuteybe daha sonra Harzemlerin üzerine gider. Harzem’de Türk Beyleri olan Caygan ile Havarizat arasında taht kavgası vardır. Kuteybe, Caygan ile işbirliği yapar. Önce Havarizat ile yardımcılarını öldürürler. Arkasından Camhud melikini yenerek 4.000 civarında Türkü esir alırlar ve bu kişiler daha sonra Kuteybe’nin emri ile öldürülürler. Bunun üzerine Harzem’de halk ayaklanır ve Kuteybe ile işbirliği yapan Caygan’ı öldürür. Öfkeden deliye dönen Kuteybe, Harzem’i yakıp, yıkar, halkı kılıçtan geçirtir.
Burada da başarılı olan Kuteybe, Semerkant’ı kuşatır, Araplar mancınık ateşiyle saldırırlar; büyük zayiat veren ve daha fazla dayanamayacağını anlayan Gurek, Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır. Bu anlaşmaya göre:
1. Semerkant Araplara her sene 2.200.000 altını haraç olarak verecektir.
2. Bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 Türk gencini esir olarak verecektir.
3. Şehirde cami yapılacaktır.
4. Şehirde eli silah tutan kimse dolaŞmayacaktır.
5. Tapınak ve putlardaki tüm mücevherler Kuteybe’ye teslim edilecektir.
Bu arada Halife Velid ölür, yerine Süleyman İbni Abdülmelik halife olur. Bu zat ile arası hiç iyi olmayan Kuteybe ayaklanır ancak halifeye karşı gelmek istemeyen kendi komutanları tarafından 11 yakını ile birlikte 716 yılında kafası kesilerek öldürülür.
Kaynakça :
Kongar,E.(2006) Tarihimizle YüzleĢmek, Remzi Kitabevi
Aydın,E.(2010) Nasıl Müslüman Olduk?, Kırmızı Yayınları
Tarih-i Taberi-i Kebir / Cilt 3, Sağlam Yayınevi
http://www.datacomm.ch/s.alcinkaya/turklerin_muslumanligi.htm