Şevket Dönmez: Ama bir de bu İslamiyet öncesi Türk geleneklerini de yaşattığını hissediyoruz. Zannediyorum Oğuzlarda elbisesi ile gömülme ya da kişisel eşyalar ya da ziynet ile gömülme olayı var.
Ahmet Yeşiltepe: O sırada kültürel geçiş var İslamiyetin gerektirdiği şekli ile mefta öyle defnediliyor ama bir taraftan da geçmişten getirdikleri şaman inancı var ve onun ritüelleri var o da işin içine sanki giriyor.
Ahmet Taşağıl: Türk tarihi sizin çalışmanızla birlikte yeniden yazılmalı ve yazılıyor zaten. Bugün Anadolu'nun her tarafında tarih öncesi çağlar olarak bilinen tarih dönemlerinde her yerde Türk dünyasında ortak olan kaya resimleri koç heykelleri, mezarlıklar, yazıtlar ve damgalar bulunuyor. Bugün Urfa'da, Hakkari'de, Kars'ta, Erzincan'da, Erzurum'da, Rize'de son olarak bulunan bunun dışında Ordu'da, Ankara'da ki İzmir'e kadar uzanan sahalarda bulunuyor ki siz bunun kazısını yaparak bence bu işi başlatmış oldunuz. Tabi Türklerin Anadolu'ya girişi Kafkaslardan ve İran üzerinden ve Trakya'dan zaman zaman.Yazılı tarihler aşağı yukarı belli. M.Ö. 7 büyük göç hareketi var Türklerin yaptığı M.S.13. Anadolu'da özellikle dağ bölgelerinde bizim bahsettiğimiz kültürün aynen yaşadığını ben gördüm.
Mualla Uydu Yücel: Benim itirazın Türklerin dini inanış açısından Gök Tanrı dinine ait olduklarını söyleyelim. Şamanizm dini diye söyleniyor buna biz genel Türk tarihçileri olarak son dönem özellikle itiraz ediyoruz. Şamanizm bir din değildir sadece yayıldığı yerlerde din etkisi göstermiştir ve bunu da bir Fransız tarihçi ispatlamıştır. Dolayısıyla yayıldığı yerlerde din tesiri gösterdiğinden dolayı Türklerin Şamanizm dini içinde anmamız yanlış olur.
Ahmet Yeşiltepe: Gök Tanrı dinini açıklar mısınız hocam biraz?
Ahmet Taşağıl: Aslında eski Türklerin inanç sistemi üçe ayrılır Gök Tanrı, tabiat kuvvetlerine saygı gösterme ve atalar kültürü yani atalara saygı gösterme şeklinde üçe ayrılır. Şamanizm 1696 yılında Ruslar, Tunguzların arasından geçerken Şaman kelimesini görürler ve bu şekilde dünyaya yayılır. Mesela ben Türk tarihi ile ilgili bütün Çince metinleri inceledim eski döneme ait hiç birinde Şaman kelimesi yok İslam kaynaklarında da Semeniler diye geçiyor öyle yorumlanıyor ama ben öyle olmadığını düşünüyorum.
Göğe tapınma tek bir tanrıya saygı göstereme ona göre hayatını düzenleme. Tabiat kuvvetleri yerin, suların, dağların ruhlarına inanıyor. Üçüncüsü atların ruhlarına ve bununla ilgili mesela her sene Haziran ayının 10'u ile 20'si arasında resmi törenler yapılıyor belli yerlerde. Oralarda gidip atalarına kurban sunuyorlar.
Ahmet Yeşiltepe: Anlattıklarınız bana biraz Orta Amerika'daki yerli inançlarını andırıyor. Akrabalık ilişkisini kurmak o açıdan da doğru olabilir.
Ahmet Taşağıl: Kızılderililerin Sibirya'dan gittikleri bence kesin ama Türk olduklarını söylemek doğru değil ama benzerlik var. Tunguzlarla, Moğollarla Türkler arasında da benzerlik var bazı konularda ama onlar Moğol Türkler Türktür bunun gibi.
Ahmet Yeşiltepe: Az önce sözünü ettiğiniz küpeler var muska benzeri ve o küpelerin üstünde kullanılan tekstil maddeleri var. Türkler at üstünde geldiler mera arıyorlardı, savaşçı bir ulustu, yurt arıyorlardı ve İslamlaşmışlardı. O günü göz önüne getirmeye çalışıyoruz orası gibi ıssız bir yeri setçiler ölülerini defnetmek için?
Ahmet Taşağıl: Anadolu'da dağlara ve yaylalara baktığımızda çoğunun isminin Türkçe kök olduğunu görüyoruz şehir isimleriyse eski Bizanslılardan bozmadır çoğunlukla. Bu ilk başta Türklerin dağlara, yaylalara yüksek yerlere yerleştiğini göstermektedir.
Ahmet Yeşiltepe: Türkiye'de ilk Türkler veya göçer Türklerle ilgili 10-11.yy'a ilişkin arkeolojik kazı çalışmaları var mı?
Şevket Dönmez: Amasya çok ilginç bir coğrafya. Amasya'da Türklerle aynı coğrafyadan gelen bir mezar daha var bir İskit komutanına ait bir mezar. Maalesef 70'li yıllarda yasadışı kazılar sonucu tahrip edilmiş ama şuanda Amasya müzesinde bunlar sergileniyor. Atıyla birlikte gömülmüş bir komutana ait olduğu anlaşılıyor. İskitler Oğuzlarla aynı coğrafyanda gelmişler Anadolu'ya ve bu olaydan belki de 1700-1800 yıl önce oraya gelmişler. Amasya belki bu göçlerin geçiş noktası. Oluz Höyük neden seçilmiş olabilir mezar yeri olarak baktığımız zaman verimli bir ovanın batı kenarında konumlanmış bir yığma tepe ve sahibi yok çok büyük olasılıkla. En yakın köy 5 kilometre ötede o dönem için Oluz köyü. Etrafında 6 tane dağ var büyük ihtimalle yayla olarak kullandıkları. Cenazelere gömmek için sakin bir alan lazım belli olacak bir alan lazım ve belli aralıklarla ziyaret edecekleri bir yer lazım bu bakımdan çok güzel bir nokta. Issız bir yerde kullanılmayan bir arazi tarım içinde kullanılmıyor bu neden hafızada kalıcı bir nokta olarak seçilmiş olduğunu düşünüyoruz. İkincisi yanında bir göl var o dönemde büyük olasılıkla bir su kaynağı vardı orada. İslami geleneklere göre definden önce yıkamak lazım cenazeyi büyük olasılıkla orada yıkayıp hemen defnediyorlardı. Bu malzeme çeşitliliği bizim kafamızı karıştırıyordu bazı mezarlarda ahşap kullanılmış bazılarında kiremit kullanılmış bazıları da sadece çukurlar halinde. Coğrafyada geziyorlar yaylalara çıkıyorlar belli dönemde kış dönemlerinde ovaya iniyorlar o süreçte ben belli periyotlarda o mezarları ziyaret ettiklerini düşünüyorum. Aslında eksi Türklerin mezarların yabancıların girmesini de çok istemiyorlar ve onları bir şekilde hafızalarında tutuyorlar.
Ahmet Yeşiltepe: yazılı bir kültür yok peki izleri nedene buluyoruz nasıl okuyoruz?
Ahmet Taşağıl: Kaya resimlerinden. Baykal Gölü'nün kuzeyindeki kaya resimlerinin aynısının Kars'taki kaya resimleri ile benzer olduğunu görüyoruz. Önce bire bir resimler daha sonra şematik olarak çiziliyor. Önce at resmi yapıyor sonra atı çizgilerle belirtiyor arkasında damga haline getiriyor damgada harfe dönüşüyor. Anadolu'ya sadece Türk boylarından Oğuzlar gelmedi mesela Kıpçıklar, Kanlılar, Peçenekler, Bulgarlar, Kırgızlar bunlar geldi.
Ahmet Yeşiltepe: İlk Türkler Osmanlı arkeolojisi gibi alanlarda biraz yavaş ya da çok kapsamlı olmuyor galiba.
Şevket Dönmez: Aslında yerleşik toplumların üzerine kurgulanmış bir bilim dalı aslında onların mimarileri çanak çömlekleri gömme gelenekleri zaten göçebe arkeolojisinin zorluğu burada. Bunlar olmadığı için bunları saptamak ve algılamakta zor.
Ahmet Taşağıl: Bugün alman arkeolojisi baktığınız zaman Sibirya'da, Orta Asya'da ve kuzey içinde. Moğolistan'da çok sayıda Uygurlara ait bina kalıntısı bulundu. Her boyun yaşadığı belli bir alan var o alan içinde hareket ediyor. Burada bence bitki türleri de çok önemli ve hayatı etkiliyor. Mesela Kazakistan'da bir hayvanın yiyebileceği ot sayısı 7 Doğu Avrupa'da 2000. Bu Türklerin niye batıya göç ettiğini açıklıyor. Anadolu'ya gelmelerinin arkasında tabi siyasi unsurlar var.
Ahmet Yeşiltepe: Göç olgusu benim anladığım işte Orta Asya'dan çıkıp gelip Amasya'da son buluyor mu bulmuyor mu? Geleneksel olarak bu insanlar belli bir noktaya yerleşseler sahi oraya bina inşa etmeden onun çevresinde yazlık ve kışlaklarla hayvanlarını otlamaya devam ediyorlar.
Ahmet Taşağıl: Osmanlı tarihinde Osmanlı ile Türkmenlerin büyük problemi budur esasında. Devletin onları yerleşik hayata geçirmek istemesi Türkmenlerinde direnmesi.
Şevket Dönmez: Bu sene yine iki yetişkin ve bir çocuktan oluşan bir toplu mezar bulduk. Çukur kazılmış ve oraya atılmış. Bunlar o bahsettiğiniz coğrafyada Celali isyanları ve benzeri isyanları aslında hep işaret ediyor.
Ahmet Taşağıl: Kafkaslardan gelen Kıpçaklar özellikle Hıristiyan olarak geldiler daha sonra Müslüman oldular. Doğu Anadolu'da bunların kiliselerinde Kıpçak damgaları var koçbaşlı heykeller var aynı zamanda kilise aynı süreç içinde.
Ahmet Yeşiltepe: Türkler nihayetinde Gök Tanrıya inanan değişik kavimler Talas'ta o büyük meydan savaşından sonra Arapların boyunduruğu altına girmeseler de bir uydu devlet halinde yaşamaya başlıyorlar. İslamiyeti kabul etmekle birlikte Araplarla birlikte yaşama gerçekliği var ortada.