Bir mektup
DÜN bu mühimmat ve cephanelik patlamasıyla ilgili olarak bir uzmandan aldığım mesajı biraz kısaltarak sizlere sunuyorum. Değerlendirmeyi siz yapın lütfen:
“Tüm medya yanlış sorular sorup yanlış cevabın peşinde koşuyor. Herkes olayın nasıl olduğunu öğrenmek istiyor. Halbuki önemli olan, 25 askerimizi neden ve ne uğruna şehit verdiğimizdir.
Afyon’daki bu olay öyle iddia edildiği gibi mühimmat sayımında olmuş olamaz. Mühimmatçıların gece karanlığında mühimmatla ilgilenmesi kesinlikle yasaktır. Tüm işlemler gündüz yapılır.
Erlerin mühimmata dokunmaları, ilgilenmeleri de yasaktır. Son derece önemli ve hassas olan bu konuda erlere asla görev verilmez.
Tüm işlemleri bu konuda yıllarca özel eğitim almış olan ve mühimmatçı olarak yetiştirilen subay, astsubay ve uzman çavuşlar yerine getirir.
Erlerin bu tür yerlerdeki tek görevi temizlik yapmak, komutanlara çay kahve getirip götürmek ve nakliye sırasında mühimmata dokunmadan yardımcı olmaktır.
Mühimmat deposunda 20 kişi çalışıyorsa bunun 16-17’si astsubay ve uzman çavuş, sadece üçü dördü erdir.
Mühimmatçılar bir savaş veya önemli bir tatbikat olmadığı sürece, gece vakti mühimmatla asla ilgilenmezler. Bu kesinlikle yasaktır.
Patlayıcılarla bunların fünyeleri ayrı yerlerde korunmak zorundadır. Acil ve hemen kullanmayı gerektirecek bir durum yoksa, asla bir arada tutulmazlar.
Mühimmat sayımlarında tamamen uzman kadrolar görevlidir. Erlerin korumalı sandıkları taşıma dışında hiçbir görevi olmadığı gibi, mühimmata dokunmaları da yasaktır. Mühimmat sayımları da gece değil gündüz yapılır.
Şimdi Afyon olayına bakacak olursak, herhangi bir savaş veya tatbikat yoktu. Gece vakti astsubaylar, uzman çavuşlar ve 30 er eşliğinde orada acaba ne yapılıyordu? Neden bu kadar az mühimmat uzmanı ve bu kadar çok er vardı? Fünyeler neden bombaların üzerindeydi?
Gecenin o vaktinde aciliyet neydi ve kimlerden niçin saklanıyordu? Neden sadece el bombası, anti tank ve personel mayınları taşınıyordu?
Patlamanın nasıl meydana geldiğinden önce, asıl bunları incelemek gerekir. Cevabı aslında çok basit. CIA Başkanı birkaç gün önce ülkemize geldi ve talimatlar verdi. Bizim hükümetin Suriye’deki İslamcı militanlara açık desteğini, silah ve mühimmat gönderdiğini ve o teröristleri eğittiğini artık bütün dünya biliyor.
İşte, Afyon’dan gece vakti gönderilmek için hazırlanan mühimmatın amacı buydu. Şehitlerimizin görevi de, bunları sandıklara ve araçlara yüklemekti.
Bu 25 kişi, Suriye uğruna verdiğimiz ilk şehitlerimizdir.”
Şahin Mengü soruyor
CHP eski milletvekili Avukat Şahin Mengü ilginç bir olay yakalamış. Güney Afrika’da yapılan ve Kılıçdaroğlu ’nun başkan yardımcısı seçildiği Sosyalist Enternasyonal toplantısı sonunda Kürtlerle ilgili bir karar alındı. Özetle şöyle:
“Kürt sorunu, İsrail ve Filistin gibi çok taraflı çözüm bulunması gereken bir sorundur. Irak, İran, Türkiye ve Suriye’yi (toplantıda) temsil eden partiler ve Kürt halkı, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların yardımıyla çok taraflı bir çerçeve içinde çalışmalıdır.
Sosyalist Enternasyonal Kongresi, Kürt sorunuyla ilgili özel çalışma grubunun Kürt halkının haklarını ve güvenliğini korumak, ilerletmek ve yaşam koşullarını geliştirmek amacıyla tekrar kurulması kararını almıştır.” Şahin Mengü soruyor: “Şimdi CHP tabanının ve Türk halkının bilmesi gereken bir konu var. Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye ile birlikte diğer ülkelerin içişlerine ve sınırlarına müdahale anlamına gelen bu karara muhalefet şerhi koymuş mudur?
Koymadıysa, CHP’nin kırmızı çizgilerinden biri olan üniter devlet yapısıyla bunu nasıl bağdaştıracaktır?
Sosyalist Enternasyonal kongresinde alınan bu karar, ABD ve AB’nin ülkemiz için tasarladığı hudutların değiştirilmesi planı anlamına gelmektedir. CHP bu oyuna karşı niçin bir tavır koymamıştır?”
Mengü soruyor, bakalım Kılıçdaroğlu yanıt verecek mi!
Sözcü
Emin Cölasandan alinti yaptigim yazi 25 askerimizi kaybetmemize neden olan patlamaya aciklik getiriyor . Cölasanin mektubu yazanin bir uzman tarafindan gönderildigi , gönderenin rütbesini ve kimligini aciklamamasi onu korumaya yönelik bir tavir . Askerlik yapanlar bilir , mektubu gönderenin askeri lisanla kaleme aldigini ve üst düzey emekli komutan oldugunu rahatlikla anlar . Iki gün önce , Türk düsmani vatan ve millet haini Gürcü Recep Teyyip Kördoganin , " emekli komutanlar ihanet ediyor " aciklamasina karsi ,alinan bu tedbiri anlayisla karsiliyoruz . Suriyeli teröristlere basit bir cephane ikmalini bile eline yüzüne bulastirip 25 vatan evladinin ölümüne sebebiyet veren , tasmali Necdet pasa ve , tasmasini emanet ettigi AKP kurmaylari vatan haini olmuyor , ucmaga varan askerlerin hakkini savunan komutanlar ihanetci oluyor !