Prof.Dr. Saadettin GÖMEÇ
Keşik kelimesini çocukluğumdan beri duyar ve bizzat bu sosyal müesseseiçerisinde sıkça yaşardım. Ancak yıllar önce keşiği, büyüdüğüm coğrafyanınanlam kalıbı içerisinde düşünebiliyordum. Keşik, Kızılırmak-Gökırmak hattı olarak tanınan ve Anadolu’daki Türk nüfusun en kesif bulunduğu yerlerden biri olan coğrafî bölgede; köylülerin hayvanlarını gütmek için, kendi aralarındayaptıkları sıradır. Bununla beraber kelimenin Türkiye’nin çeşitli yerlerindekimanalarına bakılacak olunursa:
Keşik; “sıra, nöbet” (Balıkesir, Çanakkale, Tokat, Kastamonu, Boyabat(Sinop), Bolu, Amasya, Ordu, Erzincan, Malatya, Ankara, Mersin).
Keşek; “imeceyle yapılan iş” (İzmir).
Keşikçi; “bekçi, nöbetçi” (Boyabat, Taşköprü, Kars, Ağrı).
Keşikleşmek; “sıraya girmek, nöbetleşmek” (Isparta, Konya, Adana).
Keşik tutmak; “sıra beklemek” (Çarşamba)1.
Türkiye’nin farklı bölgelerindeki kullanım anlamlarından başka, yine buterimi eski metinlerde de görmemiz mümkündür. Geçmişte “nöbet, sıra”manalarında zikredilen keşik kelimesi için Yunus Emre’nin bir şiirinde şöyle deniyor:
“Hiç bilmezem keşik kimin aramızda gezer ölüm.
Halkı bostan edinmiştir, dilediğin üzer ölüm”.
Hacı Bektaş ise bir eserinde;
“sığırların güdücüye vermişlerdi, heman keşik ilegüderlerdi” diyor.
16. yüzyıla ait bir Şehnâme tercümesinde;
“Keşiğe çıktı atlılar, yayalar
Ki düşmandan çeriyi saklayalar
Saraya girdi bağladı eşiğin,
Niçe yüz kişi bekledi keşiğin” denmektedir2.
Bu cümlelerden keşik kelimesinin hem sığır gütmek için uygulanan sıra, hem deaskerî nöbet ile alâkası ortaya çıkmaktadır.
Tarihî ve çağdaş bazı lûgatlerde keşik kelimesinin manası aynenyukarıdaki gibi, “sıra” ve “nöbet” anlamlarında geçmektedir. Mesela 16. yüzyılaait “Lûgat-i Nimetullah”ta “gece nöbet beklemek” olarak açıklanıyor3.“Mukaddimetü’l-Edeb” te (Kesig) “vazife, ödev”4, Uygur Türkçesinde (Kezik)
1 Bakınız, Derleme Sözlüğü, C. 8, Ankara 1975, s.2770-2771.
2 Bakınız, Tarama Sözlüğü, C. 4, Ankara 1969, s.2456.
3 Bakınız, Tarama Sözlüğü, C. 4, s.2456.
4 Bakınız, Mukaddimetü’l-Edeb, Haz. N.Yüce, Ankara 1988, s.140.
TTK.