YALNIZKURTKARAGÜLLE abim şimdi biz de sokakta olsak ne olurdu ? o apo posterini çekmelerini engellesek ? sayımız az diyor herkes suçu kimseye atmayalım zaafiyet bizde şimdi Kür Şad yaşasaydı orda 10.000.000 eylemci olsa tek dalardı içine kabul edin.
Kandaşım, biz şimdi Türkçüler olarak elbette sokaklarda olabiliriz. Ama bunu düzen içinde yapmadığımız sürece sesimiz cılız kalır. İstese, Türkeşçiler de Devlet Bahçeli'nin bir sözü ile sokağa dökülürler ve orada bu adamları komazlar. Ama ilk önce katılmayı planladığımız, ya da en azından tartışmasını yaptığımız bu protestolara bir göz atalım.
Protestonun amacı, gayesi belli midir?
Belli bir milliyetçi şuur ile mi yapılmaktadır?
Protestoların ulaşacağı bir hedef var mıdır?
Bu soruları ben kendime sorduğumda, ne biz Türkçülerin, ne de diğer milliyetçilerin sokaklara çıkmasında bir gerek göremiyorum.
Sebebi de şu.
Protestoların amaç ve gaye bakımından belirsiz olması. "Ağaçları koruyalım" gibi vaktinde tarihi bir Topçu kışlasının yıkımı ile yapılan bu parktaki ağaçları korumaya giden, ama yıllardır Otel yapımı için bilerek yakılan Ormanlarımızı görmezden gelen, ne olduğu belli olmayan bir grupça başlatılmış ve BDP milletvekillerinden de açık destek almış bir protesto ile karşı karşıyayız.
Gayesinin ise ne olduğu belli değil. Ağaçları mı korumak? Yoksa hükumeti erken seçime mi zorlamak(ki zannedersem AKP böyle bir şeyin olmayacağını da kesin bir şekilde belirtmiş)? Ya da genel olarak polis şiddetini mi protesto etmek? Ya da belli başlı mercekler tarafından önümüze sürülen davranış ve fikir özgürlüğünü korumak amaçlı bir protesto olup olmadığını bilmediğimiz, ve o yüzden de belli bir grup ya da fikrin tekelinden çıkmış bir protesto ile karşı karşıyayız.
Bu açıdan bu protestoların milli bir amele hizmet etmediklerini, ve milli bir şuur ile gerçekleştirilmediğini düşünmekteyim. Milli bir şuur ile gerçekleştirilen diğer kutlamalarda, mesela 29 ekim, 23 nisan, 19 mayıs ve 30 ağustosta bugün gördüğümüz kızıllar ve kürtlerin hiç birini göremiyoruz. Çünkü bu kutlamalar, kesin çizgilerle milli kutlamalardır ve Türk milletinin tekelinde olan kutlamalardır. Bu protestolar ise anarşistlerin de, orada Türk milli kimliğinden başka herhangi başka bir kimlikle bulunanların(bunun içine takım tarafları da girmektedir) da mevcut sistem ve yasalar içinde bulunduğu protestolardır. O yüzden bu protestolar ranta açıktır. Kızılların ise buradan sağladıkları rant ise halkın yanında olduklarını göstermeye çalışmalarıdır, ve bunu yaparken orada komünizmin propagandasını yapmakta, ve genel olarak anarşiyi beslemektedirler. Bu kimselere de protestoların "birleştiriciliği" altında kimse bir şey dememekte, hatta ve hatta bu adamlara da belki yardım etmekte, bu kimselerle beraber saf tutmaktadır. Bizi orada elinde Türk bayrağı ile bulunan, vatansever olan, ama genel olarak vatan millet yoluna baş koymaktan çok, "gaza gelip" oraya gelen kalabalıktan ayıran şey de budur. Bizim kimseyle birleşmek gibi bir derdimiz yoktur, ve olamaz da. Türkçüler ile komünistlerin "ortak düşman" bazında, birleşmesi nasıl mümkün olmuyorsa, "ortak bir gaye" de burada olamaz. Protestolar şu an milli bir şuur ve gayeden çok, ama çok uzaktır.
Diğer bir durum ise Türkçülerin orada nasıl boy göstereceğidir. Bildiğiniz gibi, orada boy gösteren protestocuların çoğu, şayet ki belli bir fikir ve ideal uğruna bir teşkilat bünyesinde katıldıysa,bunu genellikle iki yolla yapıyorlar. Polisle çatışma, ve polisle çatışmanın sonu olan polisten dayak yeme ve gözaltına alınma yolu ile. Kimse orada elinde Türk bayrağı var diye sesini duyurmuyor. Açıkçası Türk devletinin başında olan ve atılan oyların çoğunu almış bir partiye karşı Türk bayrağı açmak da açıkçası pek mantıklı değildir. Sonuçta aynı bayrak, orada eylemcilere su sıkan Tomaların, ve gaz sıkan polislerin üzerinde de bulunmaktadır. Yine, orada sloganlar atarak da bir şey başarmak mümkün değildir.
Bizim bu protestolara ön ayak olmamız ve komünistlerden öne çıkmamız için en çok sükse yapan şeyler olan toma zapt etme, polisle çatışma ve genel olarak anarşiye hizmet etmemiz gerekmektedir. Oraya gidip iki slogan atmak, Türk bayrağı açmak ve bozkurt çekmek, bize hiç bir şey kazandırmaz. Komünistler şu an protestolarda olan yerlerini polisle çatışarak aldılar. Almadılar mı? Taraftar grupları da aynı. Kamu mallarına zarar vererek, ve polise meydan okuyarak bu protestolarda boy göstermek mümkündür. Biz Türkçülerin böyle bir olaya AKP'ye olan kinimizden dolayı balıklama atlayarak, ve belki de orada ölen zavallı bir kız gibi ölerek neyi başaracağımızı bana biri anlatsın.
Kür Şad, 40 tane çeri ile Çin sarayını basarken aklında bir hedef vardı. Bu protestoların ise belli bir hedefi yoktur. Popülarist gözükme gayesi ile şu ana kadar partilerden tutun, sanatçısına kadar gelen geçen bu ne olduğu bilinmeyen protestolara destek verdi. Biz ise ülkümüz dolayısında şekillendiremediğimiz bir protestoya katılıyorsak şayet, kendimizden ödün vererek yaparız bunu.
Bütün bunlar elbette şahsi fikirlerimdir. Ben bu konuda benden daha bilgili ve gün görmüş geçirmiş ağabeylerim ve büyüklerimin sözlerine bakarım. Türkçülük kimsenin şahsi kavgası değildir. Milli bir uyanış istiyoruz, ama milli uyanışı, herkesin dahil olabileceği, çorba protestolar ile mi gerçekleştireceğiz?