Gönderen Konu: İngiliz belgesindeki şok iddia  (Okunma sayısı 2675 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı YALNIZKURTKARAGÜLLE

  • GÖKBÖRÜ SİNOP
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1345
  • Mekanı Uçmağda!
İngiliz belgesindeki şok iddia
« : 18 Kasım 2011 »
'Vahdettin eğittiği Kürt militanlarla Atatürk'ü devirip bağımsız Kürdistan'ı tanıyacaktı.'

İngiliz arşivlerinde yaptığı çalışmalarla tanınan Türk Tarih Kurumu şeref üyesi olan Prof. Dr. Salahi R. Sonyel, Remzi Kitabevi'nden çıkan son kitabı "Kıskaç Altında" İngiliz arşivlerinden çıkan çok tartışma yaratacak bir belgeye de yer verdi.

Irak'taki bir İngiliz polis müfettişinin, İngiliz Yüksek Komiseri ve istihbarat örgütlerine gönderdiği raporuna göre, 1926'da 40 bin Kürt militanın Musul'da Türkiye'ye karşı emekli subaylarca eğitilmişti. Bu militanların önderleri, devrik Osmanlı Padişahı Vahdettin'le ve o sırada Türkiye'nin muhalefet partisiyle Mustafa Kemal'i yönetimden düşürmek için anlaşmışlardı. Vahdettin iktidarı ele geçirince, "Kürt bağımsızlığını" tanıyacaktı.

Irak'taki Polis Cürüm Araştırma Bölümü'ne mensup genel müfettiş yardımcısı J.F Wilkins 21 Ağustos 1926'da Irak İçişleri Bakanı, İngiliz Yüksek Komiseri ve öteki istihbarat örgütlerine gizli bir yazı göndermişti. Bu yazıya bir de rapor iliştirilmişti. Raporda, şu bilgiler vardı: "Doktor Ahmet Sabri ve Kracya Muratyan Musul'a gitmek üzere 16 Ağustos'ta Bağdat'a uğramış; 18 Ağustos'ta Hacı Raşit el Hava'yı ziyaret ederek, ona, amacı Kürdistan'da Türklere karşı harekete geçmek olan kendi partilerine katılmasını önermişlerdi. (...)

KÜRT BAĞIMSIZLIĞI TANINACAKTI

19 Ağustos akşamı her ikisi de doktor Şükrü Muhammed'in evine gitmiş ve orada Doktor Ahmet Sabri onlara Türkiye'de geniş kapsamlı bir isyandan söz etmişti. Bununla ilgili planın amacına da değinen Sabri, Büyük Britanya'dan kapsamlı bir yardım gelmesinin beklendiğini de söylemişti. Kürt asiler epey hazırlık yapmışlardı. 40 bin kadar Kürt militan emekli subaylarca eğitiliyordu.

Bu militanların önderleri düşük Padişah Vahdettin'le ve o sırada Türkiye'nin muhalefet partisiyle şu koşullara göre anlaşmaya varmışlardı: Mustafa Kemal'i erkten düşürmek için bu kişiler yardımda bulunacak; iktidarı ele geçirince 'Kürt bağımsızlığını' tanıyacaklardı. Onların iddialarına göre, aralarında Rusya, Fransa ve İtalya olmak üzere, çeşitli yabancı yönetimlerle görüşmelerde bulunmuşlardı."

ÜÇ AY ÖNCE ÖLMÜŞTÜ

Yazar Sonyel'in kitabın dipnotlarında bu raporun, İngiliz Dışişleri Bakanlığı Foreign Office-FO Arşivi'nde 371/11480/E5456 numarayla bulunduğunu yazdı. Ayrıca Sömürgeler Bakanlığı'ndan Dışişişleri Bakanlığı'na 22.09.1926 tarihli yazıda bulunduğunu; ilişiğinde H.Doobbs'un Sömürgeler Bakanlığı'na gönderdiği 2.09.1926 tarihli gizli yazının da ilişikte olduğu bilgisini de verdi.

Ancak Sultan Vahdettin'in 1926'nın mayıs ayında, yani bu istihbaratın ağustosta alınmasından 3 ay önce ölmüş olması da dikkat çekti.

SONYEL: ÖNCEDEN KONUŞMUŞ OLABİLİRLER

Kitabında 1923'ten günümüze, belgeler ve gizli yazışmalar eşliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin yıpratılarak bölünmesi üzerine yapılan dış çabaları irdeleyen Prof. Dr. Sonyel, belgeye nasıl ulaştığını şöyle açıkladı: "Ben İngiliz arşivlerini didik didik etmiş bir tarihçiyim. İngiltere Dışişleri Bakanlığı Arşivi'ndeki yüzlerce dosyanın hemen hemen tümünü inceledim. Söz konusu belgenin fotokopisini çekmedim ama notlarım arasına almıştım. Devrik Padişah Vahdettin'in ölüm tarihinin bu istihbaratın verildiği tarihten önce olması ilginç bir nokta. Belki de önceden konuşmuş olabilirler. Ayrıca raporda yazılanların tamamıyle doğru olup olmadığını da bilemeyiz. Ben bir tarihçi olarak sadece belgeyi koydum."

HANEDAN ÖLENE KADAR UĞRAŞTI

Konuyla ilgili diğer tarihçilerin görüşleri ise şöyle:

Yrd. Doç. Dr. Orhan Çekiç (Tarihçi-Yazar): Vahdettin ölene kadar Mustafa Kemal'in ölmesini ve rejimin değişme ihtimalini hep güttü. Kendisini bu amaçla Türkiye'den ziyaret edenlere maddi yardımlar da yaptığını biliyoruz. Bazı kesimlerin 'hanedanın yurt dışına çıktıktan sonra hiçbir şekilde Cumhuriyet aleynhine faaliyette bulunmadığı' yönünde iddiaları vardır. Bu iddialar tamamen mesnetsizdir. Hanedan mensupları, tekrar padişahlığın dönmesi için her türlü faaliyette bulundular. 1938'inde Mart ayında Ankara'da Atatürk'ü öldüreceklerdi. Türk devleti, 30 Mart 1938'de Atatürk'ün hasta olduğunu ilk kez resmi olarak açıklayınca bu suikasttan vaçgeçildi.

Bunun kaynağı İngiliz arşivleridir ve oraya giren kişi de yine Prof. Salahi R. Sonyel'dir. Hanedan mensuplarının İngiltere'de yaşayan kolu, 1937'de İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na yazılı başvuruda bulunarak "Bize 100 bin pound yardım edin. Bu suikastı biz düzenleyelim. Mustafa Kemal'i ortadan kaldırırsak, rejim çöker, tekrar padişahlık gelir. Taht sırası da Vahdettin'in kolundan devam eder' dedi. Bunu söyleyen Vahdettin'in oğlu Şehzade Burhanettin'dir. İngilizler kendi aralarında olayı tartıştılar. Ankara'daki Büyükelçi Sir Loraine'e sordular. Loraine onlara, "Sakın ha muhatap bile almayın, çünkü bu olay duyulursa Türkiye'yi kaybederiz. Burada rejim oturmuştur. Karizmatik liderdir. Bu laik düzen değişmez" diye uyarıyor. İngiltere bunun üzerine olayı teklifi kapatıyor. Bu olay Vahdettin öldükten 11 yıl sonra bile hanedanın, Mustafa Kemal'i ortadan kaldırmayı planlıyorlardı. Bu nedenle Vahdettin'in Irak'ta Kürtleri toplayıp Cumhuriyeti yıkmak için bir girişimde bulunmuş olma ihtimaline şaşırmam.

ŞEYH SAİT ABDÜLHAMİD'İN OĞLUNU GERİ GETİRECEKTİ

Mustafa Armağan (Tarihçi-Yazar): Abdülhamid'in torunu Abdülkerim Efendi'nin Çin Türkistanı'nda Türkler'e yeni bir devlet kurmak için bir çaba gösterdiğini biliyorum. Diğer hanedan üyeleri arasında bu tür ilişkilere bulaşmış kişileri gösteremiyoruz. İstihbarat raporlarının doğruyu yansıttığını söylememiz mümkün değildir. Düzmece belge de üretirler. Fransızlar güya '12 Eylül 1919'da Vahdettin İngilizlerle gizli bir anlaşma yaptı' diye sahte bir belge de üretmişlerdir. Bunun sahte bir belge olduğunu da yine Salahi R.Sonyel ortaya çıkarmıştır. Tabii insanı duyguları da düşürsek, bir insanı bir işten atsalar haksızlığa uğradığını düşünebilir. Kendisini işten atanlara iyi hisler beslemeyebilir. Şeyh Sait isyanında Abdülhamid'in oğlunun Kürdistan sultanı yapılması gibi bir düşünce Şeyh Sait çevresinde oluşmuştur. Bir Peyanname'de Selim Efendi'nin ismi geçiyor. Dolayısıyla bir takım yerlerde bu tip şeyler düşünülmüştür. Ancak o isimlerin, o işlerin içinde olduğunu ispatlamak için başka güçlü karineler gerekir.

BURAK ALTUNER / SABAH
 :turan:
10 EYLÜL 2022'DE UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!


Dört yanım soru, Tanrı'm
Hepsi en zoru Tanrı'm
Soruların zorundan
Soyumu koru Tanrı'm

Sen Tanrı değil misin, adını yargılatma
Sana Tanrı deyince, dinimi sorgulatma
Ya adam et bunları, ya beraber yaşatma
Kanı bozuk olanlar "Türk'üm" diyemesinler
Ve Türk'ün dik başını yere eğemesinler.

Çevrimdışı OnTurk209

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 138
  • Ayak bastığmız en küçük taş parçasına kadar...
Ynt: İngiliz belgesindeki şok iddia
« Yanıtla #1 : 18 Kasım 2011 »
Bunların bu kadar isyanı kendileri başlatıp da, kendi akıllarıyla örgütlenmelerinin mümkün olmayacağı belli, ki belgeler de tek tek gün yüzüne çıkmaya başladı. Atatürk'ün cumhuriyetine ettiği hakaretlere karşılık padişahlık rejimini özleyenler ve Atatürk'ün batıcılık görüşünü çarpıtarak onun batı uşağı olduğunu iddia edenler de, kim kiminle işbirliği yapmış, kim kimin uşağıymış ve kim bunların karşısında durmuş görsünler...
GEÇMİŞLERİN GECESİNDEN IŞIK ALIRIZ...

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2204
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: İngiliz belgesindeki şok iddia
« Yanıtla #2 : 18 Kasım 2011 »
Vahdettin Osmanlı padişahları içerisinde ki en aciz ve iradesiz padişahtır. Sürekli olarak öldürülmek korkusuyla yaşamak ruhi dengesini alt-üst etmiş olup ileri derecede paranoyaktır.
Vahdettin için tahtan düşmek demek ölmek/öldürülmek anlamı taşıdığından tahta kalmayı yaşamının idamesi olarak görmekteydi.
Vahdettin'in bu korku ve korkaklığı sürgünde bulunduğu zamanlarda da sürmüştür.
Vahdettin; yeni kurulan cumhuriyetin yakın zamanda çökeceği Atatürk karşıtı muhaliflerce sürekli olarak yeniden tahta döneceği, Mustafa Kemal'in öldürülecek veya alaşağı edileceği şeklinde kandırılmıştır.
Vahdettin'i bu şekilde kandıranlar Vahdettin'den hatırı sayılır meblağları cebe indirerek dolandırmışlardır. Dolandırıcılar Vahdettin'in bu zaafını öylesine istismar etmişler ki Vahdettin son kuruşuna kadar bu dolandırıcılara paralar vererek kendisi aç biilaç kalmış ve neticede borçları yüzünden cenazesi bile haczedilmiştir.

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!

Saygılarımla..

Çağrıbey