İskitler (Sakalar) Atlı Kavimler Medeniyetinin önemli bir halkasını oluşturmaktadır. Çin denizinden Ayrıca İskitler Tuna nehrine kadar çok geniş sahaya yayılmış olup, bırakmış oldukları kültürel miras bakımından “Kurgan Kültürlerinin temsilcileri arasında mühim bir yer tutmaktadırlar.
Çok geniş bir sahaya hükmeden sakalar hakkındaki bilgileri, za rı kom- şulan olan Çin " Asur " Yahudi ve Grekler'In, bilhassa Klasik ( M. Ö. 450-330 i Grek tarihçi/erinin zamanımıZ_ kadar gelen kaynaklarından edinebilmekteyiz. Iskit/er'in meaşei hakkında Herodot, üç sürüm halinde bilgi vermektedir. Kendisinin de kabul etmediği iki mitolojik izahtan başka, bir de tarihi açıklama mevcuttur. Buna göre, Asya'da oturan göçebe İskitler. Massagetler'le yapılan savaş tan sonra yerlerinden olunca, Volga nehrinin geçilerek, Kimmer memleketine girdiler. Grekler İskitler den “Scyth", “Saha” ve “Caha” diye bahsetmektedirler. Asurlular ise “Asguza” terimini kullanmıştır. İlaveten Pers kaynaklarında Saka ve Çin kaynaklarında Sai tabiri bu hareketli konar-göçerler için kullanılmıştır.
İskitlerin tarih sahnesine çıkışı M.Ö. 800 yıllarında Moğolistan ve Türkistan’da meydana gelen ve uzun süren bir kuraklık sonucundadır. Bozkır kavimlerinin doğudan batıya birbirini sürüklemesi sonucunda Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlar da bu hareketli kavimlerin etki alanı içerisinde kalmıştır. Kimmerleri takip ederek ön asyaya girdiğini belirtmiş olduğumuz Saka’lar, Urartular ve ve Asurlularla mücadeleye girişmişler ve önemli başarılar elde etmişlerdir. En fazla mücadele ettiği kavim ise perslerdir. MÖ 6'ncı yüzyılda yaşadığı sanılan Saka Kraliçesi Tomris Hatun bilinen ilk kadın hükümdardır. Bir baskında oğlunun Persler tarafından öldürülmesine sinirlenen Tomris Hatun, Persleri büyük bir yenilgiye uğratarak, savaşta ölen Pers İmparatoru Büyük Kiros'un kesik başını kan dolu bir tulumun içine atar. Tomris Hatun, daha sonra Büyük Kiros'un kafasını kan dolu bir fıçıya atarak "Hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni, kanla doyuruyorum!" der.
Büyük bir İmparatorluk kuran İskitlere karşı, M.Ö. IV. yüzyılın ortasından hemen sonra Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlarda Sarmatların baskısı artmıştır. Keltlerle, Gotlarla olan mücadeleleri ve Sarmat baskııyla zayıflayan İskitler, MÖ II. Yüzyılın başlarında Sarmatların egemenliğine girmiştir. Çabuk teşkilatlanıp büyük bir alana yayılan İskitlerde İskit nüfusunun uçsuz bucaksız bozkırlara yayılması ve bu yayılımda sayı bakımından yetersiz kalması, imparatorluğa bağlı ya da imparatorlu- ğu kuran ve imparatorluğa sahip çıkacak soyun azalmasına ve bazı yerlerde azınlık duruma düşmesine neden olmuş ve imparatorluğun yıkılışını hızlandırmıştır.
İskitler “Şamanist” bir inanca sahiptir. İskitlerde de Şamanlar mevcut olup, şamanların bulunduğu bunlar hakkında önemli bilgiler aktarmıştır. İskitler sahip oldukları bu inancı, Traklara da taşımışlardır. Traklar, bölgedeki altın madenlerini işletip, gösterişli takılar yaparlardı. höyük şeklindeki mezarlarına ölüleri takılarıyla gömerlerdi. Kötü ruhlardan korumak için ölünün yüzüne mutlaka gümüş maske takılırdı, bu nedenle tüm mezarları tarih boyunca yağmalanmıştır.
Traklar aynı zamanda Troia (Troy, Truva) medeniyetinin de kurucusudur. Troia şehri Trakların bir kısmına başkentlik yapmıştır. Truva savaşındaki Baş komutanın adı Turku ‘dur. Trakların iyi at bindiği ve savaşçı olduğu belirtilmektedir. Trakya'daki Arda nehrinin adı Traklar tarafından verilmiştir ve bu isim Orta Asyadan gelmekte, şamanlar için kutsaldır. Arda ismini kullanan hazar kökenli Türk Boyu kavmi lideri Ardahan şehri ile yaşamaktadır.
Ünlü tarihçi heredot Traklarda da şamanların bulunduğundan bahsetmiştir. Ayrıca ölüleri yakma gelenekleri ve mezar kültürleri de Türklere benzemektedir (Timülüs- Kurgan). Bazı bilim adamlarının Hint Avrupa kavimi olduğunu iddia ettiği Trakların ön Bulgar boyları olmaları ihtimali yüksektir ki, Bulgarlarda bildiğiniz gibi Türk’tür.
Ayrıca, Tatar Türkolog Prof.Dr.Mirfatih Zakiev de Trakları Türk olarak göstermektedir. Asya Hunları’nda ve Türklerde ölenlerin cesetlerini yakma uygulamaları hakkında Volga boylarından Kazakistan bozkırları, Tanrı Dağları ve Yenisey bölgesine kadar olan saha ile ilgili daha çok arkeolojik bilgiler vardır. Bu tesirlerin, Ahura-Mazda dini ve bunun bir mezhebi etkisiyle önce Maveraünnehir bölgesindeki Soğdlar ve onların Orta Asya’daki muhtelif kolonileri, daha sonra ise belki onlardan etkilenmek suretiyle daha doğudaki Hunlar’a geçtiği düşünülüyor. Ayrıca Çin ve Arap kaynakları, Göktürk Çağı'nda Kırgız Türklerinin ölülerini, ateşin en temiz şey olması ve ateşe düşen herşeyin temizlendiği düşüncesiyle ve yine ölünün ateşle kirlerinden ve günahlarından temizleneceği inancıyla yaktıklarını yazmaktadırlar.
Kaynaklar
W.M. Mc. Govers, The Earth Empires of Central Asia Study, Universty of North Carolina press, 1989
Tarhan Taner, İskitlerin Dini İnanç ve Adetleri,1969
HERODOTOS; Herodot Tarihi, (çev. Müntekim Ökmen), Remzi Kitabevi
İlhami Durmuş, İskit İmparatorluğunun Yıkılış Nedenleri, Akademik bakış, Cilt1,Sayı2,2008
A.Bakır/A. Altınhök, Klasik Ve Çağdaş Kaynaklar Işığında Turan-İran Kavramı Ve Tarihsel Coğrafyası, Tarih İncelemeleri Dergisi, Cilt XXVI, Sayı 2, 2011
Mehmet TEZCAN, 359 Amıda Kuşatmasındakı Örneğe Göre Hunlarda Defın Merasımı
http://turkbilimi.com/bulgaristan-tarihi-traklarhan-asparuh.htmlhttp://www.edirnekulturturizm.gov.tr/TR,76446/ipsala-ilcesi.html