Gönderen Konu: Kıçımızdaki tehlike: Beyrut  (Okunma sayısı 3484 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Bozkurt42

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1882
  • OTAĞ
Kıçımızdaki tehlike: Beyrut
« : 07 Ağustos 2020 »
Beyrut Patlaması ile "Amonyum Nitrat" dediğimiz aslen zararsız gübre olan ancak tetikleyicilerden ne kadar da güzel bir enerji açığa çıkardığını gördük.

Şimdi işin bundan sonraki boyutu. Yarısı Müslüman yarısı Hristiyan ve Dürzilerden oluşan karmakarışık bir düzende olan Lübnan bir yandan Suriye'deki kankası Esad'la, altan Yahudi pisliği İsrail derken şimdi de patlamanın verdiği derin ekonomik kayıpla ciddi şekilde ayvayı yedi.

Bundan sonra  Esad'ın da işi zor. Esad son zamanlarda yatak odasına Mısırı'da alarak "Swinger" olayını abarttı. Yazık ortalık malı oldular iyice. Esad sıkıştıkça Idlib'e saracak yine. Ekonomik olarak Lübnan'ın çöküşü hiç bir şeyi kalmayan Esad'a Şam iyiden iyiye dar gelecek.

Bizde gerekli tedbirleri almamız şart. Doğu Akdeniz, Ege, Kıbrıs, Azerbaycan, Irak, Suriye.... maşallahımız var : )

Bu arada Mısır'da Yunan'la anlaşma yapmış kanı bozuklar. Ancak salak bu adamlar. Yunan'la yaptıkları sözde anlaşma ile kayba uğruyorlar. Yunan'da  Navtext ilân ettiğimizde üç-beş gemimsi göndermişti. Cevabını en az 18 firkateyn ile bütün soyunuzu düzeltmeye geliyoruz diye cevap vermiştik ama araya kocası Almanya'yı sokunca kaldı.

İktidarda geri adım attı diplomasiyi devreye sokalım diye. Her şey diplomasi olmuyor ama işte!


Hepsinin köklerine kibrit suyu.

TTK


'Ben ve milletim Tanrı'nın Kırbacıyız. Tanrı yoldan çıkan milletleri cezalandırmak için bizi gönderir'

Başbuğ Attila
'Ben ve milletim Tanrı'nın Kırbacıyız. Tanrı yoldan çıkan milletleri cezalandırmak için bizi gönderir'

Başbuğ Attila

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2338
  • Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Ynt: Kıçımızdaki tehlike: Beyrut
« Yanıtla #1 : 09 Ağustos 2020 »
Olayda gölge CIA olarak tanımlanan RAND Corporation adlı ABD örgütünün elinin olduğuna dair kuvvetli emareler mevcut.
İkinci dünya savaşından sonra dış politikada gizliliğin bir çalışma anlayışı haline gelmesi zaruretine biaen hava kuvvetleri bünyesinde oluşturulan RAND, ABD’nin en önemli ve gizli araştırmaları yürüten yapılanması haline gelir.
RAND, kuruluşundan itibaren, sayısız araştırma yürütmüş ve elde ettiği sonuçları askeri ve sivil alana aktararak ABD hegemonyasının devamına ortam sağlamıştır.

Yürüttüğü birçok olağan üstü çalışma birçok nedenden dolayı henüz bilinmemektedir.

Bu patlamada asıl hedef Lübnan ordusundan daha güçlü bir orduya ve silahlı güce sahip olan Hizbullah ve Hizbullah'a açık destek veren İran'dır.
İran'ın Şiilik esaslı bölgesel yayılma ve nufuzunu artırma politikaları bırakın abd ve İsrail'i bölgedeki müslüman ülkeleri de rahatsız etmektedir.
Bu patlama Hizbullah ve İran'ın etkisini kırmak üzere abd ve İsrail tarafından gerçekleştirilen ve bölgedeki müslüman ülkelerinde için için sevindiği bir operasyondur.
Ortadoğuda taşlar yerine oturmadı. Onlarca yıl daha taşlar yerine oturacak gibi de görünmüyor.
Ta ki ABD ve İsrail planları istenilen düzeye gelinceye kadar ve daha da önemlisi İslam ülkeleri akıllarını başına devșirene kadar bu kargaşa, terör ve dehşet devam edecektir.
Bu bir kader değil kurgudur.

TTK.
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı [Hun Türk]

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2408
  • TTK
Ynt: Kıçımızdaki tehlike: Beyrut
« Yanıtla #2 : 09 Ağustos 2020 »
Bozkurt42'nin bahsetiiği  "Yakın Hedef", Üç Oklu Börü ağabeğimiz ise "Uzak Hedef" den bahsetmiş ki asıl amaç Uzak Hedef olan İsrail'in geleceğini sorunsuz bir şekilde garanti altına almak, İran'nın Şii eksenli yayılmacı politikasının önüne geçip birer uydu devletleri haline gelen Arap devletlerinin kontrolünü sağlamlaştırmak.

Tesadüfi olduğunu düşünmüyorsunuzdur sanırım, haritası cetvelle çizilmiş ülkelerin sözde demokrasi adına bazılarında bahar varken diğerleri hâlâ kışı yaşamakta.

Buradaki kilit devlet tabii ki Lüban. Hali hazırda anayasası bile karma karışık olan zengin ve fakirlerin uç noktalarda yaşadığı, mülteci kamplarında sözde kan kardeşleri Filistinlileri insan yerine koymayan, Beyrut'un güneyi olmak üzere ülkenin yarısını Hizbullah'ın kontrol ettiği dolasıyla İran'ın ciddi etkisi olduğu, doğusu olan Suriye ile ciddi ekonomik ilişkileri (Şii=Hizbullah=Esad=İran=== v.bbb) olan,
ciddi Hristiyan Arap nüfusunun bulunduğu hava fişek atsan problem çıkacak bir nokta.

Yani bulunmaz Hint kumaşı. Bir nokta da düzen sağlarsanız istediklerinize kolayca ulaşamayabilirsiniz. Bunun en güzel örnekleri Afrika kabile devletleridir. Keşmirdir. Irak'tır, Suriye'dir..... . . . . .

Sözde müslüman coğrafyası bu örneklerle doludur. Ağabeğimiz dediği gibi kader değil kurgu...

Burda bizim çıkarımız ne ise o olması gerekir. Deniz Kuvvetleri şuan %70-%80 yerli imkânlarla hareket etmekte. Tersi olsa yaşama imkanımız var mıdır Doğu Akdeniz'de, Ege'de...

Lübnan'da çıkarımız ne ise orda olmalıyız. Bakın Fransa, işi gücü yok bizi takip ediyor. Fransa derin devleti önüne fino köpeği Macron'u katmış bizim ciddi ciddi önümüze geçmeye çalışıyor. Allah'tan Macron'un uluslararası vizyonu sıfır.
Bana göre ticanilik, nurculuk, yobazlık, komünizm ve partizanlık gibi hastalıkların sebepleri, milli ülküden yoksunluktur.
Hüseyin Nihâl Atsız


TÜRK IRKI SAĞOLSUN !