Kizilelma ilgili makale cok ilginc, Butun Turkleri birlestirmek cok guzel bir fikir ve onun icin bu siteye uye oldum, fakat bazi tarihi efsanelerin gercek disi oldugunu dusunuyorum ve Turk genclerinin gokten inen Bozkurt veya Tanrisal guc Oguz kaani besledi gibi masallarla uyutmamak lazim diye dusunuyorum. Butun canlilar dunyada bir devrim gecirerek olusmustur, hicbir canli pat diye yukardan dusmez. Disneylandsiz bir Turk tarihi okuyalim....
Evet, elbette ki öyle olmalı lakin, eskiden beri aktarılması adet olmuş, bu esatirî, fenomenal anlatılar eğer hiç olmamış olsa idi, acaba bu gün bildiklerimizi bilebilir mi idik?
Pek muhtemelen; hayır.
Zira her bilgi, bir başka bilgiyi besler ya da, onu doğurup, varlığına yal açar, mahal verir.
Bu tabii olgudan hareketle, hadisata daha farklı bakabileceğimiz, yaratılış olgusunu çağımız şartlarına uyan, makuliyet ve mantık çerçevesinde tasavvur ile sunan yeni yaklaşımları benimseyebiliriz elbet.
Bunlar yok değil artık. Türk tarihini değil sadece, insanlık tarihini külliyen değiştirebilecek yeni bulgu ve bilgilere Kazım Mirşan'ın okunamayan yazıları okuyabilmesi sayesinde ulaşmış bulunuyoruz.
Onun en kadim Türk tarihi veya Öntürkler zamanından kalma tabletlerde görüp, okuyup bizlere aktarışına göre kişi, kainat ve Tanrı ilişkisi şöyle izah edilmekte:
“ Kişi, Tanrı Beldesi'nde önce, uyuşuk, hareketsiz, şekilsiz, renksiz, kokusuz ve ağırlıksız bir halde bulunur iken,( yüce Tanrı dilemiş) sonra ozlaşarak (özleşerek), alev ve ışık topu haline gelip, döne döne yeryüzüne inmiş ve burada yeniden ozlaşarak, yeryüzü kişisi olmuştur..."