Sn Yedikule sen kendi agızınla söylüyorsun para akışını kontrol ederler diye
Sevgili Kardeşim AYYILDIZ..
Edecekler tabi.. TÜRK Bankacılık Sisteminin temel taşları.. Yani Satrançtaki ŞAH pulu bizim elimizde.. Buda Merkez Bankası - Ziraat Bankası ve İş bankası hatta Garantiyide sayabiliriz çünkü General Electrık sadece az bir bölümüne sahip bu bankanın.. Gerisi doğuş grubunun elinde..
Şöylede düşünün Bizim sermayemizin önünde Yunanistandan banka satın almaya bir engel varmı..?
Yada Almanyadan, Yada İngiltere'den.. Oyunun kuralı bu..
Yada diyeceksinizki yok kardeşim.. Biz kendi içizde birbirimizle oynayıp duracağız..
Eski bankacılık sistemimiz neydi bizim..?
Bankalar HALK'tan mevduatı işte atıyorum %50 faizle toplar.. Bu parayıda Hazineye %60'la verir.. Aradaki 10 puanda bankanın karı olur.. Alan razı veren razı..
Sizce bu bankacılık sistemimiydi..?
Yoksa bir iç borçlanma veya iç tefecilik sistemimiydi..?
Bir boksör yumruk yiye yiye dövmesini öğrenecek..
Unutmayın bizim sistemimize yabancıların milyarlarca dolarlık yatırımları var.. Biz batarsak onlarında paraları batar.. Borsa dibe vurduğunda (ani bir şokla) onlarında paraları batar ve dibe vururlar.. Kimse keriz değil kendi kendilerinin paralarını batırsınlar..
devleti kendi çıkarları dogrultusunda yönlendirmeye çalışacaklar
Banka almadanda zaten DEVLETİMİZİ yönlendirmiyorlarmı..
bakınız bir iki örnek.....!
IRAK konusu.. Giremiyorsunuz işte efendim.. Kerkük şehri ve petrolleri bağıra bağıra kürt istilacılarının eline geçiyor.. Yani bunun şimdi bankayla ne alakası var..? Bu yönlendirme değilmi..?
Yada KIBRIS konusu.. Eyer rumlar ANNAN Planını kabul etmiş olsaydı.. KIBRIS'taki birliklerimiz şimdi çoktaaan ana yurda geri dönmüş ve orada ancak birkaç binlik sembölik birliklerimiz kalmıştı.. Peki bu yönlendirme değilmi..? Veya bankaların özelleştirilmesiyle ne ilgisi var..?
Sonuçta özelleştirme yap veya yapma..
Adam zaten seni AB'ye giriş hayalleri ile gözünü boyamış.. Ne derlerse yapıyoruz paşa paşa..
Ancak halkımızın kredi kartı kullanmada bir zaafiyeti var.
Sn.BALABANOĞLU..
Olmayacak.. Bu ticari bir olay..
Misal veriyorum.. Sizin bir bakkal dükkanınız var.. Bir müşteriniz geliyor bana 8 pakat bilmemne sigarası ver diyor.. Vermeyecekmisiniz..? Hayır senin zaafiyetin var hemde sigara sağlığa zararlı satmıyorummu diyeceksiniz..?
Bizde çaresiz çiftçi,hayatını sürdürebilmek için vahşi faize evet diyor ve ürününün aynısını getiren ilk gemi limana girdiği an iflas ediyor.
Peki o zaman..
Çiftci kim......? Kim biliyormusunuz (Geneli) bugüne kadar devletimizin dekar başına desteklediği çiftci.. Köy ağalarıdır.. Köy ağasının bilmemkaçbin dekar arazisi vardır.. Yanında köle gibi marabaları çalışır.. Ve devlet bizim paralarımızı dekar başına ağalara dağıtır.. Tarım teşviği bumudur..?
AB çiftcisi ile bizim feodal düzende yaşayan AĞA-ÇİFTCİ kişiliği bir değildir..
AB çiftcisi vergisini verir.. Kayır altındadır.. Ya bizde..?
Peki bizim çiftcimiz 10 dolara ithal ettiğimiz ürünü 30 dolara maal ediyorsa.. Ve zaten açlık sınırında yaşayan halkımızda mecburen yüksek fiyattan sırf çiftciyi desteklemek adına kazıklanmak zorundamı..? Kentli fakir halka yazık değilmi..?
Kusura bakmayın ama.. Bu ülkenin yükünü sabit gelirliler çekiyor..
Kuyudan çıkardığı suyu kaçak elektrikle ısıtan.. Kaçak elektrikle ahırlarını ve evlerini elektrik sobaları ile donatan.. Her birinin ceplerinde.. Parasını sabit gelirlilerin ödediği KAPI GİBİ YEŞİLKARTI olan.. Vergisiz yaşayan.. Birde üstüne devletten her seçim döneminde sübvanse isteyen..Çiftcimizden bahsediyorsunuz.. (Genelleme yapmıyorum)..
İyide tüm bunları karşılayan.. Kentli fakir sabit gelirli insanların ne suçu var..?
Kentli, işci memur emekli esnaf kimden sübvansiyon istesin......? Sabit gelirliye yazık değilmi..?
Benim asıl üzerinde durduğum konu insanımızın kasıtlı olarak borçlandırılması...
Yalan konuşmayayım ama.. Kimse gelip bana aman gel kredi al.. Nolur gel seni kasıtlı olarak borçlandırayım demedi.. Şimdi KONUT KREDİLERİ 'ni ele alalım.. Fenamı yani..? 10-20 yıl vadeyle kredi alıp sabit faiz avantajı ile ev sahibi olmak kötü birşeymi..?
Ama faiz alıyorlar diyeceksiniz.. Eee kusura bakmayında kimse kimsenin babasının yeşil gözleri için kredi vermez.. Sizin 10 Trilyonunuz olsa.. Biri gelip bana 20 yıl vadeli FAİZSİZ 9.5 trilyonunu verirmisin dese.. Verirmisiniz......?
Ve tarım desteklemeleri IMF zoruyla sıfıra indi.
Yapmayın allah aşkına..
Azmı DEVLET trilyonlarca hatta katrilyonlarca liralık tütünleri hiç kullanılmadığı ve ihtiyacı olmadığı halde satın alıp DEPOLARDA ÇÜRÜTTÜ ve YAKTI.. Bu tarıma sübvanse değilmi..? Peki devlete ve milletin parasına yazık değilmi..?
İyi bir tütün düzeni kurulmuştu ülkemizde.. Yetiştirilmesi kolay.. Alıcısı hazır.. İhtiyacımız 10 milyon ton tütünse üretici 100 milyon ton üretir.. Keş paraya tekele satar.. tekel 100 milyon tonun 10 milyon tonunu kullanır.. GERİSİNİ YAKAR..
Ne yani bu....?
Bunu bana hangi mantıkla izah edebilirsiniz....?
Kalın sağlıcakla..