Aşağıda ekleyeceğim makale farklı bir açıdan Kıbrıs'taki Türk düşmanı yapılanmaları ve zihniyeti gözler önüne sermektedir. Bu yazı, Gazeteci Banu Avar'a Kıbrıs'tan gelen bir okur mektubudur.
KKTC’DE DOĞRULAR, YANLIŞLAR…
10 yıldır KKTC’de yaşıyorum. Burada yayın yapan tüm gazeteleri, web sitelerini, TV istasyonlarını, yayınlanan kitapları, radyoları ciddi olarak takip ediyorum.
KKTC’de ve TC’de görev yapan gazetecilerin ve yazarların bir çoğu “baskılar” nedeniyle gerçekleri yazmıyor/yazamıyor.
Bilim insanı gözüyle KKTC’deki doğru ve yanlış işleri sıralamak istiyorum.
KKTC’DE SÜREKLİ TC ALEYHİNDE HABER/YORUM YAZAN MEDYA ORGANLARI
Yeni Düzen gazetesi
Birleşme yanlısı, ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) yayın organıdır. Günlük çıkar. Tirajı 2-3 bin dolayındadır. Bu gazetenin tüm yazarları sürekli TC’ye hakaret ederler.
Havadis gazetesi
CTP’nin diğer yayın organıdır. Tirajı 4 bin kadardır. Sürekli TC’li göçmenleri, burada çalışan işçileri, memurları karalayan haberleri yapar. Din düşmanlığında önde gider.
Yurtsever Kıbrıslı gazetesi
Azılı TC düşmanıdır. Tirajı 1200 dolayındadır. Gazete mafyavari çalışan iş adamlarının tetikçiliğini de iyi yapar.
Ortam gazetesi
Rum yanlısı Toplumcu Demokrasi Partisi’nin (TDP) yayın organıdır. Tirajı 600’dür. Her suçu TC’ye atar.
Afrika gazetesi
Türklere düşmandır. Tirajı 1000’dir. Tüm yazarları Türkiye ve Türklere söver. Has… tir afişini sürekli açan bu kitlenin mensuplarıdır. Yazarları Rumlarla sık görüşür.
Kıbrıs gazetesi
Asil Nadir’e aittir. Tirajı 12 bin kadardır. Sürekli parti değiştirir. CTP iktidarda iken onu destekledi. Şimdi UBP’yi kollayan haberler yapar. Etkili yazarı yoktur. Ortadan gider. Kemer sıkmaya karşıdır.
Yeni Volkan gazetesi
Aşırı milliyetçilerin yayın organıdır. Hamasi yazılar basar. Tirajı 500 kadardır. Rumlarla iyi geçinen KKTC’lileri sürekli deşifre eder.
Vatan gazetesi
Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nın yayınıdır. Tirajı 300 kadardır. Etkisizdir.
Güneş gazetesi
İktidardaki Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) yayın organıdır. Tirajı 500 kadardır. Etkisizdir. Elle tutulur yazarı, haberi yoktur.
KKTC’de yayınlanan gazeteler amatör ellerde hazırlandığı için okunabilir değildir. Hergün aynı haberleri basarlar. Bir çok haberi Türk basınından izinsiz olarak araklarlar. Bulmacaları, falları, köşe yazılarını tarayıp sayfalarına koymayı gazetecilik sanırlar.
Ülkeden yayın yapan 15 kadar TV ve bir o kadar radyo istasyonu gazetelerin uzantısı şeklindedir. Bu kanlarda elle tutulur hiçbir yayın yoktur. Sabahları basın özetlerini okurlar. Akşamları yine sıradan haberleri verirler. Diğer zamanlarda hiç telif hakkı ödemeden vizyon filmlerini yayınlarlar.
KKTC’de yayınlanan gazeteler niteliksiz olduğu için aydın kitle daha çok TC basınını izler.
KKTC’DE SÜREKLİ TC ALEYHİNDE BİLDİRİLER YAYINLAYAN SENDİKALAR
Ülkede 36 tane sendika vardır. Tümü de kamuda örgütlüdür. Özel sektör olmadığı için sadece devlette sendika vardır. Var olan özel sektör işletmeleri de mafyatik yollarla köle fiyatına TC’li, Pakistanlı, Afrikalı, Moldovalı, Bulgar, Türkmenistanlı insanları çalıştırırlar.
Kıbrıs’ın “asilzade” yerlileri asgari ücrete (1300 TL) günde 10-15 saat çalışmayı asla istemezler. O nedenle adada en ağır işleri yabancılar yapar. Ama yine de en çok onlar horlanırlar.
Adada temel eğitimde toplam 36 bin öğrenci vardır. Bunları eğitmek için 6 bin öğretmen görevlendirilmiştir. 50 öğrencisi olan okullarda bile 20-40 öğretmen çalışıyor görünür. Genel olarak 6 öğrenciye 1 öğretmen düşer.
Okullar idareci, şef, memur kaynar. Öğrenci başına düşen öğretmen sayısı Finlandiya’dan bile yüksektir.
Türkiye’de 15 milyon öğrenciyi 600 bin öğretmen okutur. Yani 25 öğrenciye 1 öğretmen düşer.
Bu kadar çok öğretmenin olduğu bir adada eğitim seviyesi sıfırın altındadır. 2010 yılında ÖSYM tüm TC’nin ve KKTC’nin başarı listesini yayınladı.
Bu verilere göre 81. sırada Şırnak var. Puan ortalaması 252. 82. sırada ise KKTC’den giren öğrenciler var ve puan ortalaması 232.
KKTC’de iki tane öğretmen sendikası vardır. KTÖS ve KTOEÖS. Bu iki sendikanın yönetimi de Rum yanlıs kişilerden oluşur. Sürekli olarak Rumlarla toplanırlar. Onlara KKTC’nin gizli nüfus bilgilerini, eğitim bilgilerini verirler.
Rum TV kanallarına çıkarak TC’yi kötüleyici demeçler sunarlar.
36 sendikanın en büyük ikisi öğretmenlerin sendikalarıdır. Bunlar üyelerinden her ay 50 TL aidat toplarlar ama 5000 TL olan maaşlarını devletten alırlar. Yani profesyonel sendikacıların maaşını üyeler değil devlet öder. Buna yıllardır kimse ses çıkaramıyor.
TC aleyhine yapılan tüm gösterilerde (elçiliğe kanlı kesik el atma, küfür pankartları açma, TC defol deme vb.) hep öğretmenler ön plandadır.
KTÖS ve KTOEÖS sendikasının kimi üyeleri basın organlarında da yazarlık yapar. Bu kişiler sürekli TC’yi aşağılarlar.
4 yıl önce yapılan nüfus sayımına göre adada 280 bin kişi yaşamaktadır. Ancak bu Rum yanlısı sendika ağaları sürekli olarak burada 600-900 bin kişinin yaşadığını, TC’nin buraya nüfus yığdığını söyleyerek Ankara’nın daha çok para göndermesi gerektiğini söylerler.
Aslında bunlar yalandır. TC’de 300 bin dolayında nüfusu olan 26 ilimizdeki öğrenci rakamlarına bakıldığında 32 bin ile 60 bin arası sayılar çıkmaktadır. KKTC’de toplamda 36 bin öğrenci olduğuna göre burada yaşayan nüfus 250-350 bin arasındadır.
6 bin öğretmenin hemen hemen tümünün 2-3 arabası, ATV’si, motorsikleti, villa türü evi, TC’de evi, bankada bol parası vardır. Eğitimciler haftada sadece 8-15 saat derse girerler. Yani haftalık çalışma süreleri 10-12 saattir. Eğitim saat 13’te sona erdirilir. Öğleden sonra ise kimi özel iş yerinde kimi de dersanelerde bol paralı işler yaparlar.
Burada özel ders almayan öğrenci, dersaneye gitmeyen kişi yok. Haliyle 6 bin öğretmenin 4 bin kadarı öğleden sonra ikinci bir maaş daha elde eder.
Okullar teorik olarak yılda 175 gün açıktır. Ama sürekli tatiller, grevler, hastalıklar, sıbavlar nedeniyle net olarak 110 yarım iş günü eğitim yapılır. Bu da 55 tam gün eğitime denktir.
Eğitim sistemi ölü olduğu için burada klasik ve meslek eğitimi hiçbir zaman yeterli insan üretemiyor.
Okulların tam gün eğitime geçmesini iki Rum yanlısı sendika 40 yıldır engelliyor.
KKTC’DEKİ 6 ÜNİVERSİTENİN ÇÖKÜŞE YOL ALMASININ NEDENLERİ
KKTC’de bulunan 6 üniversitede 40 bin kadar öğrenci okuyor. Bunların 35 bini TC’den geliyor.
Ancak son iki yıldır TC’ye tanınan 15 binlik kontenjanların yüzde 90’ı dolmamaya başladı. Bu nedenle Kıbrıs’ın üniversiteleri kaliteli hocaları işten çıkarıp amatörleri aldılar. Bu da kaçışı hızlandırmaya başladı.
TC’den gelen 35 bin öğrencinin sadece 5 binini barındıracak kadar yurt var. Diğer 30 bin öğrenci aşırı pahalı (600-1500 TL) arası kiralık evlerde barınıyor. Bu da öğrencinin yıllık masrafının 40 binlere dayanmasına yol açıyor.
Bulgaristan, Ukrayna, Romanya, Sırbistan, Gürcistan, Avusturya gibi ülkeler 10-15 bin TL’ye bir yıl her şey dahil eğitim verebildikleri için KKTC rekabet şansını kaybetti.
Üniversitelerin düzelme olasılığı da görünmüyor. Lüks binalar, pahalı hocalar, bol reklam da fayda etmedi. Dışlanan, küçümsenen, horlanan, soyulan öğrenciler adayı terk etme yoluna girdiler.
Adaya gelen öğrenci sayısının son iki yılda 25 bin kadar azalması bol kiraya alışmış beyzade ev sahiplerinin bütçelerini zayıflattı.
2005’te iktidara gelen CTP, Rumlarla birleşme hayallerini bolca kullanarak toplumu uyuttu. Kamudaki memurların maaşlarını 3000-5000 dolar düzeyine yükseltti. Vergi toplamayı boşladı. Devletin hazinesi kuruyunca 2009’da erken seçime gitti.
Sağ görüşlü, hamaset yanlısı, feodal ada ağalarının elinde bulunan UBP cenneti vaad ederek yüzde 50’ye yakın oyla iktidara geldi. 50 sandalyeli meclisin 26’sını aldı.
Devlet kasası boş olduğu için Ankara’dan para istedi. TC yardım heyetinin bürokrat-uzmanları boş yere harcanan paraları kısmak istediler. Bu da halkın işine gelmedi.
35 yıldır TC’den gelen paraları yutmaya alıştırılmış halk cebine giren paranın azalmasını istemiyor.
Sürekli tatil yapılsın, hep grevler olsun, herkes devlete işe girsin, yılda 45 gün tatil izni verilsin, emekli olanlara 350 bin TL – 2 milyon TL arası ikramiye verilsin. Her ay da 3600 – 8 bin TL emekli maaşı sunulsun isteniyor.
Üretimin yapılmadığı, bol tatilin olduğu, TC’lilerin zenci muamelesi gördüğü aşiret yapısının yıkılması onbinlerce ağanın şatafatlı yaşantısını bitirecektir.
KKTC’DEKİ SİYASETÇİLER
Adada bulunan partilerin yönetimindeki kişilerin yüzde 80’i birbirinin akrabasıdır. Herkes devleti ele geçirip devlet bankalarının kredilerini cebe atma peşinde. Devlete ait olan Kooperatif Merkez Bankasının verdiği kredilerin yüzde 942ü yıllardır geri dönmüyor.
Evine 2 hayvan, 3 tavuk, 4 koyun alan uyanıklar en az 150 bin TL, faizi düşük, geç ödemeli krediyi çekiyor. Hayvancılık filan yapmamasına rağmen bu parayı lüks villaya, arabaya harcıyor. Vade dolunca da iflas ettim deyip ödemeyi yapmıyor.
Siyasetçiler de sürekli aflar sunarak bu soygunu devam ettiriyor.
KKTC’DEKİ TOPLUM
7’den 70’e her birey TC bize bakmak zorunda diye konuşuyor. Hiç kimse çalışayım, üreteyim demiyor. Turizm sektörü bu adayı kurtarır. Ama yerel halk günde 12 saat otelde 1500 TL için mi çalışacağım diyerek hep devlete abanıyor. Turistlere ise diğer ülkelerden getirilen kişiler hizmet ediyor. Yani adada turizm var ama adalılar bu sektöre burun kıvırıyor. Sorun burada. Çalışmayı hiç sevmeyen bir halk oluşmuş.
Her aileye çeşitli adlarla ortalama 12-18 bin TL para girişi var. Bu kadar para yemekle bitmediği için sürekli olarak lüks villalar yapılıyor. BMW, HUMMER, TOYOTA, JAGUAR, FERRARI gibi lüks markaların en son modelleri evlerin önünde boncuk gibi diziliyor.
KKTC’nin yerli halkının sayısı 120 bin. Adanın toplam seçmen sayısı 156 bin. Yani seçmenlerin yarısı 1974’ten sonra adaya gelen Türklerden oluşuyor. Ama mecliste bulunan 50 vekilin 47 tanesi yerli Kıbrıslılardan oluşuyor. Adaya 20-30 yıl önce gelen Türkler gizli bir network tarafından saf dışı bırakılıyor.
Göçmen Türkler, zenci, kara sakal, kıro, ayı, köle, tecavüzcü, hırsız, katil olarak niteleniyor.
Kendi aralarında başka türlü, TC’lilerin yanında başka türlü konuşan yerliler çift kişilikli, kibirli, ukala, çok bilmiş bir yapıya geçmişler.
Rumlar Türkleri mikrop kadar sevmiyorlar. Onları TC’den geçinen parazitler olarak algılıyorlar. Ama buna rağmen eski Kıbrıslıların hemen hemen tümünün cebinde Rum pasaportu var. Bununla dünyanın her yanına gidebiliyorlar. Yine de izolasyondan bahsediyorlar.
KKTC devletinden çektikleri maaşların yüzde 70’i Rum tarafındaki mağazalarda harcanıyor. Öğle tatillerinde bile kimi memurlar KKTC’nin yemeklerini beğenmeyip Rum tarafındaki lüks restoranlara akın ediyorlar.
Kuzeyden güneye her gün ortalama olarak 2000 otomobil geçiyor. Rumlar ise kuzeye sadece gezmek için geliyorlar. Simit bile almadan dönme yanlısı olan Rum çok.
Rum kamuoyu tam bir Türk düşmanı olarak eğitiliyor. Kilise her gün Türkçe yayınlar yaptırarak TC’nin işgalci olduğunu söylüyor. Yunan askerlerinin ve İngiliz üssünün burada ne aradığını ise gizliyorlar.
KKTC VE TÜRKİYE’DEKİ BAZI ÜRÜNLERİN FİYATLARI
Aslında adada pahalılık olmaz. Ama vampirleşmiş kimi esnaflar fahiş kazançtan vaz geçemiyor.
TC’den bir mal getirmeye (TV, bilgisayar vb.) kalksanız hemen yüzde 20-40 gümrük vergisini dayıyorlar.
Akaryakıt : TC’de yaklaşık 4 TL, KKTC’de 2.3 TL
LPG tüp : TC’de yaklaşık 65 TL, KKTC’de 30 TL
Ekmek : TC’de yaklaşık 50 kuruş, KKTC’de 80 kuruş
1 lt süt : TC’de yaklaşık 1.7 TL, KKTC’de 1.8 TL
1 lt sıvı yağ : TC’de yaklaşık 2 TL, KKTC’de 2.2 TL
vb.vb.
Adada temel gıda ürünleri TC ile hemen hemen aynı. Ama Kıbrıslılar sürekli olarak burası pahalı derler. Bu büyük bir yalandır. Bu yalanın arkasına sığınarak TC’den fazla para koparmak istiyorlar.
SONUÇ
Türkiye Cumhuriyeti artık buraya bol para göndermeye son vermelidir. Tüm zarar eden devlet KİT’leri derhal özelleştirilmelidir. KTHY 100 milyon dolar zararla batırıldı. Bu parayı gariban Anadolu halkı ödedi. Yakında diğer 10 devlet kurumu da topu dikecek zararı yine TC ödeyecektir.
Tüm dünyada kemerler sıkılırken KKTC’de bulunan 5000 kadar Rum yanlısı sendika militanı ağlıyor diye Anadolu insanının rızkı kesilemez.
Anadolu’daki 81 ilin tüm vergileri Ankara’ya gider. KKTC’den Ankara’ya giden tek kuruş vergi yoktur. Buna rağmen her yıl buraya 1 milyar TL’nin yollanması yanlıştır.
Yollanan paralar 70 bin kamu personeline, 2400 makam aracına, bankamatik müşavirlere, yandaş kredilerine akmaktadır.
TC’nin 35 yılda buraya yolladığı 35 milyar dolarlık kaynağın yüzde 80’i İngiltere, Amerika, Rum tarafı ve Avustralya’ya kaçırılmıştır.
Adanı her yolu, telefonu, elektriği, okulu, hastanesi, kreşi, kışlası, kanalizasyonu artık TC tarafından yapılmamalıdır.
TC defol diye düşünen onbinlerce Kıbrıslı vardır. Son yapılan hakaretler münferit değildir. Yerli KKTC’lilerin hemen hemen tümü TC para göndersin biz yutalım demektedir.
KKTC’nin durumunu en iyi analiz eden yazar Milliyet gazetesinden Metin Münir’dir. Bu kişi son bir yılda yazdığı 24 yazı ile KKTC’nin yağma devleti olduğunu kanıtlamıştır.
TC gazetelerinde KKTC aleyhine çıkan doğruları söyleyen haberler burada çok şiddetle örtülmektedir.
Adanın tüm ekonomisini elinde tutan, birbirinin akrabası olan 10 kadar aile vardır. Tüm velveleyi bunlar yapmaktadır.
KKTC'den bir Okur...