Defalarca İstiklâl marşı okuduk, saygı duruşunda bulunduk, şehitlerimizin ismini tek tek andık, Fatihalar okuduk. Uranlar dillerdeydi, öfke o kadar büyük ki, Taksim'deki Teknosa isimli mağazadan gelen ezgi seslerine dahi tahammül edilemedi de, mağazayı yıkmaya, yağmalamaya çalışanları zor durduk ve mağazanın kapılarını kapattırdık.
Ardından, yürümeye devam...
Meydana geldiğimizde, şehitlerimiz için yoklama yaptık, hepsi oradaydı, Mustafa Kemâl Atatürk'ün ismi okunduğunda o da "Burda" diye haykırınca alkış, kyamet, ıslıklar coştu...
Şehitlerimiz için yürüdük ama milli birlik maalesef yoktu; ilk saatler parça parça toplanmalar, birbirinden habersiz, ayrı duruşlar, ayrı hareket etmeler, "ben merkezciliğe" dair garip tavır ve takıntılar...
Mete han'ın birlşetiriciliğini hayli unutan bir millet olmuşuz ki, çok üzücü bir durum. Zamanla son saatlere doğru herkes bir araya geldi.
Acaba memleketin gidişatına dair bir şifre miydi bu?
Umarım öyledir ve vakit çoktan geçiyor.
Bu nedenle, bugün milli birlikten yoksun, sadece şehitlerimiz için yürüdük.
Ruhları şâd, mekanları cennet olsun.
Tanrı Türk'ü korusun!