Gönderen Konu: SIRP SINDIĞI (ÇİRMEN ) SAVAŞI  (Okunma sayısı 4328 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Deli

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 253
SIRP SINDIĞI (ÇİRMEN ) SAVAŞI
« : 13 Nisan 2007 »
   Filibe’nin Türkler eline geçmesinden sonra eski Filibe kale komutanı Sırp Kralı Beşinci Uroş’un yanına sığındı.Rum komutan Uroş’a Türk askerlerinin sayıca azlığından söz edip “güçlü bir ordu ile alt edilecek düşman “ diyerek Türkleri küçülttü ve Sırp Kralı Uroş’u kışkırttı.Uroş bunun üzerine cesaretlenerek Filibe’nin kaybını ve bu yeni tehdittin büyümeden giderilmesi için Papa Beşinci Urban’a mesajla durumu izah edip çare istedi.

  Filibe çok verimli topraklara ,jeopolitik öneme sahip olduğu gibi Balkan devletleri arasındaki siyasette de çok önemli rol oynayan bir yerdi.Buranın Türkler elinde kalması Türklerin Balkanlardaki ilerleyişini hızlandıracak ve Türklere çok önemli bir ekonomik gelir sağlayacaktı.Kısaca Filibe ve Edirne Türklerinde elinde olamayacak kadar değerli topraklardı.

  İşte Sırp Sındığı savaşının sebebi Filibe’dir.Haçlı ordusu Türklerin elinden Filibe ve Edirne’yi almak ve Balkanlardaki Türk nüfusunu kırmak için Macar,Sırp,Eflak-Bogdan, Bulgar ve Boşnaklardan oluşan yirmi bine(bazı kaynaklarda altmış bin) yakın çeri toplanmış ve komutanlığını Macar Kralı Layoş  üstlenmişti.Büyük Haçlı ordusu Balkan ve Sırp dağlarını aşıp , Meriç nehrini hiçbir mukavemetle karşılaşmadan geçti.

  Türkler bu duruma biraz hazırlıksız yakalanmışlardı.Edirne’de bulunan Lala Şahin Paşa durumu hemen Bursa’da bulunan Birinci Murat (Hüdaverdigar) Han’a bildirdi.Bunu yapmakla beraber Hacı İlbey komutasındaki on bin kişilik akıncı birliğini düşmana karşı öncü olarak gönderdi.

  Hacı İlbey,Haçlı ordusunu Meriç kenarında yakaladı fakat zaferden emin olan ve Meriç nehrini geçerken hiçbir mukavemetle karşılaşmadan geçmenin güveni ile düzensiz ve başı bozuk bir haldeydiler.Bunun üzerine Lala Şahin Paşa’dan aldığı “gerekirse savaş” buyruğunu yerine getirme kararı aldı.

  Bu korkunç karar belki hepsinin canına mal olabilirdi ama Türk’ün hiçbir şeyden korkusu yoktur.Bunun için Hacı İlbey geri çekilmek ve savaşmamak gibi bir şeyi aklının ucundan dahi geçirmemiştir.

  Geceleyin Türk akıncıları Hacı İlbey’in “ hücum” emri ile düşmana üç koldan fırtına misali baskın yapıp kaçanları Meriç,kaçmayıp karşı koyanları Türk akıncıları öldürmüştür.Bu baskın o kadar şiddetliydi ki Macar Kralı Layoş canını güç bela kurtulabilmiştir.

  1364 yılında cereyan eden bu harp Türk’ün cihana istihfafı niteliğindedir.Sındık-sındırmak,kırmak mahvetmek anlamına gelir.Sırp Sındığı ,Sırpların Kırıldığı savaş demektir ,Sırp Sındığı bir avuç Türk’ün çokluğa neler yapabileceğini gösteren Türk Tarihinin şanlı bir sayfasıdır.

  Sırp Sındığı savaşından önce Başkent Bursa'ydı.Birinci Murat Han'ın Edirne'yi Başkent yapması içten bile değildi,Edirne'nin durumu da bunu gerektiriyordu. Fakat Edirne'deki zenginlik ve eğlence askerlerinin ve kendinden sonra geleceklerin fetih aşkını azaltır korkusu nedeni ile Edirne Başkent yapılmamıştı.Sırp Sındığı Savaşından sonra Edirne'nin Başkent olması artık şart oldu.

  Savaş sonucu olarak Balkanlardaki Sırp ve Bulgar gücü kırıldı ve Macarlar ilk defa Türklerle acı bir şekilde tanıştılar.

  Zaferin Mükaafatı Hacı İlbey’e ise ölüm olduğu söylenir.

  Alphonse Le Martine ve İsmail Hakkı Uzunçarşılı,Hacı İlbey zaferden sonra Edirne’ye döndüğünde onu kıskanan Lala Şahin Paşa'nın Hacı İlbey’e zehirli bir tas verdiği ve Hacı İlbey’in bunu bile bile “zaferin mükafatı buymuş “ deyip içtiği yazılmıştır.

   Saygılarımla

    TANRI TÜRKÜ KORUSUN
 
NE AMERİKA , NE RUSYA , NE ÇİN ,
HERŞEY MİLLİYETÇİ TÜRKİYE İÇİN ...