Üslûp konusunda sanırım daha iyi bir yer burası ki, bir büyüğümüzün vesile ile ara ara yazıyorum. Bu büyüğümüz ile yüz yüze konuştuğumuzda hep bu sorun öne çıkıyor ve çözümü de mümkün. Muhtemelen bu sefer getirisi olacaktır ki, yoksa bu gelişmeyi sağlayamayız.
Birbirimizi baltalamamız ve içimize sızan, Türk milliyetçiliğini denetim altına almak isteyen dış güçlerin adamı olan çaşıtlar...
Kimi sözde Türkçüler orun peşinde, kimisi küfürleri yarıştırıyorlar, kimisi gerçekten hakkını veriyor ama hata işleyenler, Türkçülüğün hakkını verenlere mani oluyor.
Bizler, var olduğumuz her yerde; edep, erkân, terbiye, sevgi ve saygıya dayalı seviyenin korunması için lazım gelen her önlemi aldık.
Bu kurallarımızın çiğnenmesine de, asla, izin vermedik. Çünkü reyting derdimiz, en büyük(!) biziz, şu kadar üyemiz ve izleyicimiz var!, öyleyse Türkçülüğü bizden başkası temsil edemez ve hatta bizden gayrı yerde bulunalar Türkçü(!) bile değildir gibi akıllara ziyan iddialarımız ve anlayışımız olmadı.
Sağdan, soldan kulağımıza gelen duyumlar ve gözümüze ilişen bir takım yazılardan görmekte ve öğrenmekteyiz ki birileri Türkçülüğü illegal bir sahanın eylemciliği gibi görmekte, göstermek istemektedir.
Bu davranış biçimi bizleri çok düşündürmüş, kendimizi iyi niyetli ve iyimser düşünmeye zorlamamıza rağmen; yapılıp, edilenlerin hiçte iyi niyet ve hatta hata taşıyan davranışlar olmadığını, aksine Türkçülük üzerine uygulanmak istenen art niyetli ve dezenformasyon amaçlı projelerin uygulamasının tezahürleri olduğu kanısına vardık.
Siz de, yazınızın bütününde, bu manaya gelecek ifadelere yer vermişsiniz.
Tanı doğru. Ama bu tanının ortaya çıkardığı sorunları kalıcı ve bu sorunların açılmasına bir daha asla izin vermeyen bir yolla çözmek mümkün müdür?
Bunun yol ve yordamını bulup, uygulamak için neler yapılır ona bakmak lazım.
İşin doğrusuna bakılırsa sanal ortamlarda yazılıp, çizilenleri pekte umursamıyor, önemsemiyorum.
Bu tavır sanal dünyayı küçümsemek, önemsiz olarak görmekten kaynaklanan bir düşünce değildir.
Tamamen, yıllardan beri çekip getirmeye, itip göndermeye bir türlü güç yetirememenin ve sarf edilen gayretlerin heba olmasının getirdiği bezginliktir.
Bezginlik ama asla, yılgınlık değildir!
Sanaldan ibaret kalmış, özellikle sanal bırakılmış, Türkçülüğün kimlik ve niyetleri meçhul kişilerin elinde istenilen ve planlanan formlara sokulacağı muhakkaktır ki işleyen süreç ve gelinen nokta bu sonucu çıkartmaktadır.
Biz bunu Turania ve HunTürk Otağlarının birleştirilmesi aşamasında yaptığımız duyuru da:
Türkçülük üzerinden farklı ve dâhi dayanaksız fikir beyanlarına ve Türkçülüğün sanaldan ibaret kalmasına son vermektir.
Bu birleşmenin öncelikli gayesi; Türkçülük Ülküsünün çarpıtılmasına, yozlaştırılmasına, bilgi kirliliği içerisinde anlaşılmaz hale getirilmesine ve daha da önemlisi, belli amaçlar doğrultusunda, gizli gündem sahiplerince üretilmiş sahte modellerle özdeşleştirilmeye çalışılmasına son vermektir.
İfadelerine yer vermiştik.
Alıntı yaptığım bu bölümler sorunu da, çözümünü de açıkça ortaya koyacak kadar açık ve nettir.
Bir nevi Türkçülük Okulu yaratılmalı.
Bu samimi dilek ve öneriniz ancak gerçek Türkçü teşkilatların var edilmesiyle vücut bulabilecektir.
Kısmet olursa, yine Turania ve HunTürk Otağlarının birleştirilmesi aşamasında yaptığımız duyuruda:
Bu birlikteliği oluşturan kadrolar; Türk Çocukları'na, Türklüğün değerleriyle ters düşmeden, gerçek Türkçülüğü öğretmek ve kanunlar doğrultusunda kurulacak tüzel kişilikler aracılığıyla, Türk Milleti'nin yegâne millî ülküsü Türkçülüğü şehir şehir, ilçe ilçe, köy köy, ülkemizin en ücra köşesine kadar teşkilâtlandırmak kararındadır.
İbareleriyle belli edilen niyet gerçekleşme yolundadır ve çok yakın zamanda öksüz ve sanal bırakılmış, birilerinin sapkınlıklarının cirit alanı ve daha da elim ve vahimi sahte modellerle Türklerin bile nefret edeceği bir hale sokulmak istenilen Türkçülük; gerçek teşkilatlarda, gerçek kadrolarca, temsil edilecektir.
Gerçek teşkilat ve gerçek kadroların işe el koyması sanalda kaynatılan cadı kazanlarını ve döndürülen oyunları sonlandıracaktır.
Bu gelişmeler de birer sosyal vakıa olduğundan “
bir şeyin orijinali yoksa onun yerini sahtesi veya yarım yamalığı alır” prensibi işlemiştir.
Sahte ve yarım yamalıkların varlığı, gerçeklerinin olması gereken yerde bulunmaya başlamasıyla, kendiliğinden son bulacaktır.
Tanrıya şükür ki bu kutlu girişim gerçekleşmenin son aşamasındadır.
Hun Türk ile yapılan bu sayfa birliği gerçekten takdirliktir. İmkân yaratılırsa, yeniden samimi Türkçüler gün yüzüne çıkacak!
Biz sanal ağ ellerini birleştirirken de müspet manada örnek olmayı amaçladık ve bunda da umduğumuz gayeye vardık.
Niceliği niteliğin önüne alanlar için uğraşları-ki şayet az da olsa samimiyet taşıyorsa- ne kadar yol almış gözükse de varacağı yer; ilk çıktığı noktadan başka bir yer olmayacaktır.
Buna karşın, gereksiz kalabalıklar yerine, nitelikli birliktelikler daha kısa zamanda, daha tesirli olmakta ve kalıcı işlere imzalarını atabilmektedir.
Bizim bu birliktelikle hedeflediğimiz ülkü; yarınların Türkiye’sini idare edecek Türkçü kadroları yetiştirmek ve Başbuğ Atatürk’ün bıraktığı kutlu emaneti sonsuza kadar yaşatmanın gereğini temin etmektir.
Dilerim Tanrı, bizi bu amacımızda, utkuya eriştirir.
Bu konu sürmeli hatta icap ederse yeni bir başlıkta "Türkçülüğün sorunları ve bu sorunlarına çözüm önerileri" gibi bir başlık açılabilir.
Öneriniz gayet güzel ve yerinde.
Böyle bir konu başlatırsanız bizler de elimizden geldiği ve bilgimizin yettiği ölçüde katkı sağlamaya çalışırız.
Katılımız ve duyarlılığınız için teşekkür ederim, sayın Türkçü kullanıcı adlı, kardeşim!
Sağlık ve esenlik dileklerimle….
TTK.