Gönderen Konu: SÖKMEN BEY  (Okunma sayısı 2940 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı OnTurk209

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 138
  • Ayak bastığmız en küçük taş parçasına kadar...
SÖKMEN BEY
« : 22 Haziran 2011 »
Sökmen Bey II Ahlatşahlar da denilen Sökmenliler Devleti hükümdârı. Babası İbrâhim Beydir. Amcası Ahmed’in devlet idâresinde yetersizliği sebebiyle tahttan indirilmesi üzerine 1128’de başa geçti.

Ahlatşahlar Beyliği, çocukluk dönemi hâriç, İkinci Sökmen Bey zamânında en iyi devresini yaşadı. İkinci Sökmen bir ara Sasunlulara esir düştü ise de Artuklu Beyi Timurtaş’ın yardımıyla esâretten kurtuldu. Musul Atabegi İmâdeddîn Zengi’nin ölümünden sonra, İkinci Sökmen, ona âit olan Hızan ve Mâden’i ele geçirdi. Bu sırada Artuklu Beyi Kara Arslan, Malazgirt ve Tûtab şehirlerini Ahlatşâhlardan aldı. Artuklulardan Necmeddîn Alp’in aracı olmasıyla, Kara Arslan ele geçirdiği yerleri geri verdi.

1161 senesinde Gürcüler, Ani’yi ele geçirince, İkinci Sökmen, diğer Türk beyleriyle Gürcistan Seferine çıktı. Bu seferde İkinci Sökmen, büyük bir hezîmete uğradı. İki yıl sonra tekrar birleşen Türk beyleri, Gürcistan’a yeni bir sefer düzenlediler ve Gürcüleri yenilgiye uğrattılar. İkinci Sökmen, Ahlat’ta parlak törenle karşılandı. On iki yıl sonra Âzerbaycan Atabegi Şemseddîn İldeniz, İkinci Sökmen’i Gürcülere karşı yardıma çağırdı. Nahcıvan’da toplanan Türk orduları Taryalis Ovasına kadar ilerledi. Gürcü Kralı savaşmaya cesâret edemedi ve ormanlık bir bölgeye kaçtı. Türk ordusu, pek çok ganîmet elde ederek geri döndü.

Bu sırada Selâhaddîn-i Eyyûbî, 1174 senesinde bağımsızlığını îlân ederek, Eyyûbî Devletini kurdu. Ülkesini genişleten Selâhaddîn Eyyûbî, Doğu Anadolu’yu da topraklarına katmak istiyordu. Selâhaddîn Eyyûbî, Musul’u kuşatınca, Atabeg İzzeddîn Mes’ûd, diğer Türk beylerinden yardım istedi. Halîfe Nâsır, İkinci Sökmen ve Atabeg Kızıl Arslan’ın aracı olmasıyla, Selâhaddîn Eyyûbî, Musul kuşatmasını kaldırdı.

İkinci Sökmen, uzun yıllar hüküm sürdükten sonra, 1185 yılında yaklaşık 80 yaşlarındayken vefât etti. Çevredeki bütün hükümdârlar, ona saygı gösterirlerdi. Akıllı, ileri görüşlü ve güzel ahlâklı bir hükümdârdı. Cesâreti ve Gürcülere karşı mücadelesi, halkın gönlünde taht kurmasına sebep olmuştu. Ahlat, en parlak dönemine onun devrinde ulaştı.
GEÇMİŞLERİN GECESİNDEN IŞIK ALIRIZ...