Türk kültürü ve tarihi dünya tarihine damgasını vurmuştur.
Türk ırkı çok eski tarihlerden beri , dünyanın dört bir tarafına dağılmış , büyük devletler kurmuş ,
tarihe adını vermiştir.Göçebelik olayı sanıldığı gibi utanç verici bir olay değildir.Biz Türkler ,
hayvancılıkla geçindiğimiz için , sürülerimize taze ot ve su yerleri bulmak zorundaydık.Yoksa
hayvanlar telef olurdu.Hem hayvanları evcilleştirmek , hem sürüleri idare etmek , hem de bunlara
taze ot ve su yerleri bulmak çok zor bir işti.Bu ancak Türk'ün altından kalkabileceği bir hayat
tarzıydı.Göçebeler arasında , Türkler gibi uygar ırklar olacağı gibi , yerleşikler arasında çok ilkel
ırklar çıkabilir. Bu ırkın vasfına bağlıdır.
Orta Asya'nın zor iklim şartları , Türk insanını birbirine kenetlemiştir. Bu nedenle de
Türk milletinde , dürüstlük , mertlik , paylaşımcılık ve katılımcılık esas olmuştur.Türk milleti kötü
bir olay karşısında tek bir vücut gibi düşündüğü için onlara baskı uygulanamaz.Bunun doğal sonucu olarak Türklerde kölecilik ve feodalite gibi melanetler olmamıştır.
Türk kültüründe kayırma ve ayrımcılık olmadığı gibi , devlet yönetiminde kim daha yetenekli ise o
üst makamlara yükseliyordu.Göktürklerde devlet politikasını belirleyen önemli kararlar , kurultay
adlı toplantılarda alınır , bu toplantılara savaş yeteneğine sahip herkes katıldığı gibi , kadınlarda
katılırdı. Göktürk kağanları , yasaları özgürce uygulayabilir , ama yasa yapamazdı.Mesela
Bilge Kağan'ın budizm propagandası ve Türk kentlerini surlarla çevirmek önerisi Toy adı verilen
meclis tarafından geri çevrilmişti.
Toy meclislerinin halktan gelen temsilcilerine toygun denirdi.Bu temsilciler o zamanlar başka
devlette yoktu. Toy meclisi kağanın başkanlığında toplanırdı;o olmadığı zaman da aygucu ve üge
denilen kişiler başkanlık ederdi.Toy , kağanın ülkeyi nasıl yönettiğine de bakardı.Eğer kağan iyi
yönetemezse onu tahttan indirebilirlerdi.Mesela Göktürk kağanı İnel , buduna karşı görevlerini yerine getirmediği için toy tarafından tahttan indirilmişti.Bunun dışında kağanlar kendilerinden
önce Türk milletinin çıkarını düşünürdü.Bilge Kağan'ın Orhun yazıtlarındaki "Türk milleti için gece
uyumadım , gündüz oturmadım" sözleri bunun örneğidir. Bayırku boyu tarafından öldürülen
Kapagan kağan bile , Çin'den 30000 ölçek tohumluk mısır getirip bunları halka dağıtmıştı.
Ayrıca Göktürk devletinde , bürokratik işleyişi düzenleyen, kağana bağlı beğler bulunurdu.Bunlara
Batı Göktürklerde Şadapit denirdi.Şadapitlerin altında ise tarhan adlı görevliler vardı.
Kurultaylarda alınan kararları yaşama geçiren sıradan görevlilere ise buyruk denirdi.
Eski Türkler de kamu mülkiyeti daha yaygındı, ama özel sektör de vardı.Otlaklar ortak , hayvanlar
özeldi. Hayvanlara vurulan damgalar onların sahiplerini belli ederdi. Mülkiyet ile ilgili sözleşmeye
bıçgas , bu sözleşmenin koşullarına da ant denirdi.Ayrıca eski Türkler de kurt , bağımsızlığın ve
özgürlüğün simgesi olarak kutsal hayvandı.
Eski Türkler , Romalılardan ve greklerden farklı olarak kadına da değer verirdi. Dünya tarihinde
biz Türk erkekleri kadar kadına değer vermiş hiç kimse yoktur. Kadınlarda bizim gibi savaşa
katılır , atlarını dört nala sürelerdi. Devlet yönetimi ile ilgili bir antlaşma olduğu zaman ,hakanın
imzası yanında hatunun da imzasının olması zorunluydu.
Eski Türkler de törenin önemi yaşamsaldır. Yalnız bu töreyi , kürtlerin iğrenç adetleriyle
karıştırmamak gerekir. Töreyi belirleyen kararlar , halkın da katıldığı toplantılar da alınır ,
buyruklarla töre güncelleştirilirdi.
Görüldüğü gibi Türk Kültürü diğer milletlerin kültüründen farklıdır.
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!