Gönderen Konu: TAKKE DÜŞTÜ  (Okunma sayısı 5846 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Adil ÖZTÜRK

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 83
TAKKE DÜŞTÜ
« : 08 Nisan 2019 »
TAKKE DÜŞTÜ

Hayatın zaruri gerçeği beslenmek, barınmak, giyinmek üzerine kurulmuştur. Kültür, eğlence gibi diğer ihtiyaçlar sonra gelir ve çeşitlilik arz eder. Dünyadaki aşırı nüfus artışı ve küresel ısınma devletleri bilimsel deneylere mecbur kılmakta, her devlet kendince bilimsel çözüm yolları aramakta sadece Türkiye bilime daha çok önem vererek tarım ülkesi olma konumunu daha da geliştirmek yerine, bilimden uzaklaşarak, tarım alanlarını daraltma yoluna gitmekte. Pancar üretimine kota, Buğday üretimine kota, Soğan, Patates, Mercimek akla ne gelirse kota. Şu anda tarım ülkesi olarak dışarıdan tarım ürünleri ithal eden beklide tek ülkeyiz.
 ABD Donanması, ilk kez Atlas Okyanusu'ndaki bir savaş gemisinden savaş uçağı büyüklüğünde, insansız uçak kaldırdı. Savaş gemisinden kalkmak ve gemiye iniş yapmak için özel olarak tasarlanan, ABD'nin merkez üs olarak hizmet vermeleri için başka ülkelerden izin almadan dünyanın her yerinde kullanabileceği X-47B insansız uçağının, USS George H.W. Bush'dan başarılı bir şekilde kalkış yaptığı bildirildi.
Almanya, yakıtı sadece su olan dünyanın ilk hidrojenle çalışan trenini üretti. Sıfır emisyon ile tamamen gürültüsüz çalışıyor.
Memphis Meats adlı şirketin laboratuvar ortamında orjinaliyle tamamen aynı tadı veren dana, tavuk ve ördek eti üretmeyi başardığı öğrenildi.
Çin ve Hindistan, laboratuvarda üretilen eti denemeye sıcak bakıyor. ABD, Hindistan ve Çin'de halkın laboratuvarda üretilen etlere bakış açısını inceleyen bir araştırmada Asya ülkelerinin bu ürünlere olumlu baktığı görüldü.
Japonya yapay zekaya sahip insansı robotları sanayide deneme çalışmaları yapmakta.
Dünyada bu gelişmeler olurken Türkiye ne yapmakta?
Teknoloji yok, Bilimsel deney yok, Milli patentli üretim yok.
Afganistan’dan, Irak’tan, Afrika’dan, Suriye’den ne oldukları belirsiz milyonlarca mülteciyi Türkiye’ye getirmekte, bu mültecilere bakabilmek için devletin elindeki mevcut fabrika, sanayi alanları, verimli tarım alanları ve turistik yerleri iç ve dış sermayelere satmakta adına özelleştirme demekte. Her geçen gün üretim azalmakta, işsizlik artmaktadır. Türkiye adeta Orta Doğu ülkesi olma konumuna düşürülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucu unsuru Türk olan nüfus hızla melezleştirilmeye çalışılmakta bunu kamufle etmek için din baskısı kullanılmaktadır.
Adına: ister Türkçü deyin, ister Ülkücü deyin, İster Atatürkçü deyin, ister Ulusalcı deyin, isterseniz Türk Milliyetçisi deyin. Damarlarında asil Türk kanı dolaşan Türk Milleti, Atsız hocanın; ‘’Türkçülerin partisi olmamalı, Türkçüler her partide olmalıdır’’ tezini haklı çıkarırcasına son bir kaç yıl içinde çeşitli partilerde aktif görevler üstlenmiş ve bütün oyunları bozmuşlardır. ‘’Biz Türk Milliyetçileri olarak Türk siyasetine yön vereceğiz, muasır medeniyet hedefinden ve laik Cumhuriyet rejiminden taviz vermeyiz demişlerdir.’’ Son yerel seçim partilerin kazanması meselesinden öte çok farklı bir şekle girmiştir. Karanlıklara sürüklenmeye karşı, Cumhuriyetin kuruluş temellerine yapılan saldırılara karşı bir Türkçü başkaldırı, Türkçü uyarıdır.
Kendi partilerinde değil de başka partilerde görev aldı diye kimse Türk Milliyetçilerini sınıflandırmaya kalkmasın. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının müsaade ettiği her siyasi partide Türk Milliyetçisi mücadele eder ve hakkı da vardır. Türk Milliyetçiliği kimsenin tekelinde değildir.
Birilerini itham ederken önce aynanın karşısına geçip kendimize bakarak nefis muhakemesi yapalım. Eskiler ‘’İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır’’ derlerdi.
Boşuna saklamayın ‘’Takke düştü, kel göründü.’’
‘’Ne Mutlu Türküm Diyene!...

Adil ÖZTÜRK
Adil ÖZTÜRK