Gönderen Konu: TENGRİCİLİK-II  (Okunma sayısı 9443 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kök-Börü

  • Ziyaretçi
TENGRİCİLİK-II
« : 20 Haziran 2007 »
Gökteki Kutsal Nesneler yani Güneş ve Ay, ateş ile suyun ve Tengri'nin kudretinin sembolleridirler. Insanların gök'e dua ederek elde ettiklerine inandıkları "Buyan" adlı enerji, güneşin göğün neresinde durduğuna bağlı olarak değişir. Yeniay ve dolunay'da en fazla buyan elde edilebildiğine inanılır. Senenin en uzun gündüz olan günü, ve gündüz ile gecenin aynı uzunlukta olduğu gün, en önemli bayramların günleridir.

Yılbaşı, 21 Aralık'dan sonra gelen ilk yeniay olan günde kutlanır. "Kızıl Güneş Bayramı" 21 Haziran'dan sonra gelen ilk dolunay'da kutlanır.

Venüs gezegeninin Türklerdeki adı "Ärklik", Moğollardaki adı "Tsolman"dır. "Ateşli ok" denilen yıldız kaymalarını ve yeryüzüne düşen meteorları Ärklik Han'ın gönderdiğine inanılır. Büyük ayı yıldızlarına Moğollarda ''Doolon Obdog'' ("Yedi Yaş Damlalı Adam") derler. Gök'ün Ülker yıldızlarına bağlı olduğuna, ve Ülker'in etrafında döndüğüne inanılır.

Beyaz Ay Bayramı'nda 14 adet (Weihrauchstäbchen?) yakılır. Bunların 7'si "Yedi Yaş Damlalı Adam" ve diğer 7'si Ülker içindir.Üç-Dünya-KozmolojisiÇoğu eski inançlardaki gibi Tengricilikte de gerçek âlemin yanında bir de "gök âlemi" ve bir "yeraltı âlemi" vardır. Bu âlemlerin arasındaki tek bağlantı, dünyanın merkezinde duran "Dünyalar Ağacı"dır.

Gök âlemi ve yeraltı âlemi'nin yedişer katları vardır (bazen yeraltı 9 kat, bazen de gök 17 kat olabilir). Şamanlar bu âlemlere yolculuk yapmak için birçok girişler tanırlar.

Bu âlemlerin katlarında aynı yeryüzündeki insanlar gibi bir hayat sürdüren varlıklar vardır. Onların da kendi saygı gösterdikleri ruhları ve kendi şamanları vardır. Bazen bu varlıklar yeryüzünü ziyaret ederler; ama insanlara görünmezler. Sadece ateşin garip bir cızırtısından, bir tilkinin havlamasından ve bir şamanin onları görmesinden kendini belli ederler.

Yeraltı Âlemi ("''Yerlik''")
Yeraltı âlemi'nin yeryüzü ile çok benzerlikleri vardır, ama yeraltı halkı'nın insanlarda olduğuna inanıldığı gibi 3 ruhu değil, sadece 2 ruhu vardır. Onlarda, vücut ısısını üreten ve nefes alınmasını sağlayan "ami ruhu" eksikdir. Bu yüzden çok beyaz tenlilerdir, ve kanları çok koyu renklidir. Yeraltı âlemi'nin güneşi ve ayı çok daha az ışık verir. Yeraltındada ormanlar, ırmaklar ve yerleşim yerleri vardır.

Yeraltı âlemi'nin efendisi Erlik Han'dır (Ya da ''Erklig Han''. Moğolca: Erleg Han). Erlik, Tengri'nin bir oğludur. Yeraltında tekrar yeniden doğmayı bekleyen ruhları da Erlik han kontrol eder. Eğer hasta bir insanın "süne ruhu" daha henüz ölmeden yeraltı âlemi'ne kayarsa bir şaman, Erlik Han ile pazarlık yaparak onu tekrar geri getirebilir. Eğer bunu başaramazsa hasta ölür.

Gök Âlemi
Gök aleminin de yeraltı alemi gibi yeryüzü ile benzerlikleri vardır, ama bu alemde insanların ruhları bulunmaz. Bu alem yeryüzünden çok daha aydınlıktır; bazı rivayetlere göre yedi tane güneşı vardır. Yeryüzündeki şamanlar bu alemi ziyaret edebilirler. Burada sağlıklı, hiç dokunulmamış bir doğa vardır ve buranın yerlileri atalarının geleneklerinden hiçbirzaman sapmamışlar. Bu alem Tengri'nin diğer bir oğlu olan Ülgen'in himayesi altındadır.

Bazı günlerde Gök aleminin kapısı az aralanır, ve ışığı bulutların arasından parlar. Bu anlar, şaman dualarının en tesirli olduğu anlardır.

Bir şaman, kendisini gök alemine götüren hayalı yolculuğunu, bir kuşun, geyiğin ya da atın sırtına binerek, ya da bu hayvanların şekline girerek gerçekleştirir.
Bir Tengricinin Dünyayı Görüşü
Bir tengriciye göre dünya sadece üç boyutlu bir ortam değil, durmadan dönen bir çemberdir. Her şey bir çemberin içine bağlıdır, durmadan eskir ve yenilenir; Güneşin hareketi, durmadan hareket halinde olan mevsimler ve bütün yaratıkların ölümden sonra tekrar doğan ruhları
İnsanların Üç Ruhu
Tengricilikte, insanların ve hayvanların birden çok ruhlara sahib olduklarına inanılır. Genelde, her insanın üç ruha sahib olduğuna inanılır, ama ruhların isimleri, özellikleri ve sayıları bazı kavimlerde farklı olabilir; örneğin Sibiryanın kuzeyinde yaşayan ve bir moğol halkı olan Samoyetler, kadınların dört ve erkeklerin beş ruha sahib olduklarına inanırlar.

Ruh Türleri
Kuzeyamerikada, Orta- ve Kuzey asyada araştırmalarda bulunmuş olan Paulsen ve A.Hultkratz bu ruh inancının bütün halklarda aynı kalan iki ruhunu şöyle açıklamışlardır:

Nefes-, hayat- ya da beden ruhu

Gölge ruhu/serbest ruh
Bunların yanında kavimden kavime değişen "kısmet ruhu", "koruyucu ruh" ve birde "çocuk ruhu" inancını tarif etmişlerdir. Yeni doğan bir çocuğun "Omi ruhu" olduğuna, ve bu çocuk bir yaşına girdiğinde bu ruh "Ergen ruhu"na dönüştüğüne inanılır. Ayrıca aynı kavime ait olan insanların bir "kolektif ruh"a sahib olduklarına inandıkları tespit edilmiştir. Bu "kollektif ruh" inancı, aynı tür'e ait olan hayvanlarada yansıtılır. Yanı aynı tür'e ait olan hayvanların büyük bir toplu ruha bağlı olduklarına inanılır.

Ruh Isimleri
Türklerde ve Moğollarda birçok farklı insan ruhları için isimler bulunur, ama bunların özellikleri ve anlamları henüz yeterince araştırılmamıştır.

Türklerde: Özüt, Süne, Kut, Sür Salkin, Tın, Körmös, Yula

Moğollarda: Sünesün, Amin, Kut, Sülde

Jean Paul Roux, bu ruhların yanında birde Uygurların Buddist dönemlerinden kalan yazılarda sözü edilen "Özkonuk" ruhuna dikkati çeker.

Moğolistan'a araştırmalar yapmak için gidip sonunda hayatını Tengriciliğe adamış, ve "Sarangel Odigen" adlı Şamaniçe olarak moğolistanda vefat eden bilimci Julie Stewart, Tengricilik hakkında yazdığı makalelerinden birinde ruh inancını şöyle tarif etmiştir:


Amin ruhu: Nefes almayı, ve vücut ısısını sağlar. Amin ruhu reinkarne eder. (Bu ruhun Türklerdeki adı "Özüt" olsa gerek. Kaşgarlı Mahmud, yazdığı Divan Lügat-i Türk adlı eserinde "Özüt ruhu"nu nefes ruhu olarak tarif etmiştir.)

Sünesün ruhu: Vücudun dışında suya gider suyun içinde hareket eder. Aynı doğadakı su çemberi gibi bir varlık sürdürür. Insan ölünce yeraltı dünyasına iner. Tekrar dünyaya gelmesi gerektiğinde, bir kaynaktan çıkar ve bebeğin içine girer. (Türklerde "Süne ruhu")

Sülde ruhu: Bir insana kişiliğini veren ruh. Benlik ruhu. Diğer ruhlar insan vücudunu terk ederse sadece baygınlığa, benliğini yitirmeye ya da komaya yol açarlar, ama eğer bu ruh vücudu terk ederse insan ölür. Insan ölünce doğada bir cisime girer ve Yer Su ruhu olur. Tekrar dünyaya gelmez (reinkarne etmez).

Hayvanların iki ruhu vardır. Hayvan öldüğünde bunlardan birisi tekrar dünyaya gelir (reinkarne eder), ve diğeri doğaya yerleşir. Hayvanlarda reinkarne eden bir ruha sahib oldukları için, hayvanlarada saygılı davranmak ve onlara eziyet etmemek gerekir.

Kut, Tengrikut ve Iduk

"Kut" Tengrinin sadece hükümdarlara verdiği güçlü bir ruhdur. Tengri bu ruhu bir kağan'a uygun bulduğu zaman verir ve uygun bulduğu zaman tekrar geri alır. Bu ruha sahib olan bir kağanın unvanına "''Tengrikut''" eklenir.

"Iduk" Umay'ın, Yer Su'ların ve bazı diğer dişi cinsiyetli kutsal varlıkların ismine katılan bir ek, henüz yeterince araştırılmamıştır. Jean Paul Roux'un fikirine göre, "Kut"un dişi varlıklara verilen verziyonudur.Tengri'nin Yanındaki Diğer Kutsal VarlıklarTengricilikte ataların kutsal sayılması ve hatta bazı büyük hükümdarların ölümlerinden sonra Tanrı olarak görülmesinden dolayı, kabileden kabileye farklı tanrısal varlıklar bulunur. Bu yüzden Tengriciliğin bütün kutsal varlıklarını bir araya toplanması imkansız gibidir. Örneğin Altaylarda çok yüksek bir Tanrı olarak görülen Kara han'in Oğuz han'in babası olduğu düşünülür. Ayrıca Macar bilimcilere göre, macarcadaki "Tanrı" anlamına gelen "Isten" kelimesi Istemi kağan'ın ölümünden sonra Tanrı olarak tapılmasından kaynaklanmıştır.

Tengriciliğin bir Tek Tanrı dini olup olmadığı hakkında farklı görüşler var olduğu için, bu kutsal varlıkların gerçekten "Tanrı" olarakmı yoksa sırf "güçlü ruhlar" olarakmı adlandırılması kesin olarak söylenememektedir. Bu konu hakkında, bilimcilerin farklı görüşleri daha aşağıda "Tek Tanrı Kuramı" başlığı altında ele alınmıştır.
En Tanınmış Kutsal Varlıklar
Tengrinin yanında Tengriciliğin coğrafyasında en yaygın ve en tanınmış kutsal varlıklar şunlardır:


Umay (''Iduk Umay'' ya da ''Tenger Ninyan'' da denir): Verimlilik tanrıcası. Tengrinin kızı.


Ülgen ( Altaylarda ''Adakutay'', Yakutlarda ''Ak Toyun''): Tengrinin oğlu. Gök aleminin (Cennetin) efendisi.


Erlik Han (Yeraltı alemi=''Yerlik''/''Erlik''): Tengrinin oğlu. Yeraltı aleminin efendisi.


Golomto: Tengrinin kızı. Ateşın efendisi
Sibirya Türklerinde

Günümüzdeki Yakutlar ve Altaylar su kutsal varlıkları tanımaktadırlar:


Ayzıt ya da Aykız: Aşk, güzellik ve Ay tanrıcası. Gök'ün 3'üncü katında oturur. Kamlar alkışlarında (alkış= Dua) inanılmaz güzelliğini met ederler.


Gün Ana: Güneş tanrıcası. Güneş ile birlikte gök'ün 7'nci, yani en yüksek katında oturur.


Ay ata ya da Ay dede: Ay tanrısı. Ay ile birlikte gök'ün 6'ncı katında oturur.


Alasbatır: Ev hayvanlarının koruyucusu.


Ancasın: Yıldırımların efendisi.


Su Iyesi: Su tanrıcası.


Taş Gaşıt: Kısmet tanrısı.


Andarkan: Ateşin efendisi. Eski Kırgızlarda bir bitki tanrıcası aynı isimi taşıyordu.


Satılay: Kötülük tanrıcası. Insanların dengesini bozar, yoldan çıkarır ve ruh hastalıkları getirir. Çaresiz insanları intihar etmeye ikna eder.


Kış Han: Kışın efendisi.


Arah Toyer Tarila Sabıray: Yeraltı aleminde, insanların ruhları hakkında kararlar veren hakim derecesindeki ruhlar.


Gölpön Ata: Koyunların koruyucusu.


Erdenay: Haberci. Tanrıların insanlara bildirmek istedikleri iyi kararları insanlara ileten ruh.


Kambar Ata: Atların koruyucusu.
Doğa Ruhları
Tengricilikte doğa ruhlarla doludur. Bu ruhlar bulundukları yerlere ve özelliklerine göre kategorilere ayrılırlar. Bunların isimleri Tengrici halkların farklı dilleri ve lehçelerine göre değişebilir. Ama bunlar genel olarak kabaca iki büyük gruba ayırılabilirler;

Gök ile bağlantısı olan ruhlar: Bunların adlarına çoğunlukla "kök-" (mavi) ya da "-tengri" (gök) kelimeleri eklenir.

Yer ile bağlantısı olan ruhlar: Bunlar toplu olarak Türklerde "Yer su" ve Moğollarda "Gazriin ezen" olarak adlandırılırlar.Günümüzdeki Yeni TengricilikSovyetler birliğinin dağılmasından sonra, bu rejimden kurtulmuş olan Türk halkları tekrar kendi köklerini ve milli kişiliklerini aramaya başlamışlardır. Bu gelişme 1990'lı yıllarda ilk başta Tataristan'da, sonradan Rusyada ve Kırgızistanda belli olmuştur. Tataristan'da bu harekatin isimi ilk başlarda "Bizneng yul" (Bizim yol) iken sonradan "Tengirçilik" (Tengricilik) isimi daha sık duyulur olmuştur. Zamanla Tengricilik halkın arasında yaygın olan bir heves olmaktan çıkmış, devlet tarafından desteklenmeye ve enstitüleri kurulmaya başlanmıştır. Böylece 1997 yılında Kırgızistanın başkenti Bişkek'te Tengrici topluluk kurulmuş, ve en son verilere göre 500.000 resmi üyeye sahibdir. Tengriciliğin Kırgızistanda bulunan başka önemli bir kuruluşuda " Tengir Ordo" (Tengri'nin Ordusu)'dur. Bu kuruluş Kırgızistanın parlementosunda milletvekili olan Dastan Sarygulov tarafından kurulmuş, kendisi tarafından hala yönetilmektedir, ve Tengriciliğin araştırılmasının merkezidir. Bu kuruluş Istanbul Üniversitesinin Türk Dünyası Araştırma Merkezi ile verimli bir işbirliği içindedir. Tengir Ordo'nun çalışmalarına zamanla diğer Türk halklarınında ilgisi artmış ve Orta asyada medyalara yansımış.

Böylece artık Kazakistanın başbakanı Nursultan Nazarbayev ve Kırgızistanın başbakanı Askar Akayev yaptıkları konuşmalarında Tengriciliğin Türk halklarının ortak milli ve geleneksel inancı olduğunu daima vurgulamaktadırlar. (Kaynak: [http://www.cacianalyst.org/issues/20060322Analyst.pdf?SMSESSION=NO Tengricilik:Orta Asya ruhani köklerinin arayışında/Marlene Laruelle]

Tengriciliğin Moğolistandaki organizasyonu "''Golomt Center for Shamanist Studies''"'dir. Bu kurum Tengriciliği batılı ülkelerede yayma umudu ile başarılı bir ingilizce internet sitesi yayınlamaktadır: [http://www.tengerism.org/practicing_tengerism.html tengerism.org - practicing tengerism] .

Ayrıca Prof. Dr. Schagdaryn ya da Dr. Sendenjaviin Dulam gibi bazı moğol bilimcileri dünyaca dolanıp, yüksek okullarda konuşmalar yapmaktadırlar ([http://www.eurasischesmagazin.de/artikel/?thema=Globalisierung&artikelID=90603 www.eurasischesmagazin.de]).

Bu gelişmelerin yanında Orta Asya ülkelerinin bayraklarında ve armalarında Tengricilikle alakası olan simgelerin geriye döndüğü dikkati çekmektedir. Özellikle gök'ün mavi rengi ve kurt sembölleri günümüzün Türk Cumhuriyetlerinin bayraklarında yer almaktadırlar.

Yakutlarda tekrar doğmus olan yeni Tengriciliklerine "Ayy" adını verirler. Türkiyede'de bazı entellektüel ve ya milliyetçi cevreler arasında "Göktanrı dini" dedikleri Tengriciliğe karşı ilgi artmaktadır.


Dış bağlantılar

http://f27.parsimony.net/forum67480/messages/1632.htm Eski Türklerde Kök Tengri Inanci/Prof.Dr.Sadettin Gömeç

http://vlib.iue.it/carrie/cec/TENGRICILIK.shtml Yeni Tengricilik

http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/kalafat_02.pdf Tengricilik/ Dr. Yasar Kalafat

http://www.ocaq.net/meqale/204kalaf.pdf Bati ve Dogu Türk halk inanclarinda Dua/ Dr. Yasar Kalafat

http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/cetin_01.pdf Doç. Dr. Ismet Çetin/Türk mitinde Iyeler
Yabancı dillerdeki siteler

http://tatar.yuldash.com/eng_174.html Tengianizm:Religion of Turks and Mongols,Naberezhnye Chelny'nin Kitabi

http://sophistikatedkids.com/turkic/51Adji/TengriAdjiEn.htm Tengrianizm

http://bogjejedan.blogspot.com/2005/08/avar-tengrism-in-croatia.html Avar Tengrism in Croatia

http://www.ethnikoi.org/tengrianism.htm Tengrianism

http://www.Tengerism.org/ Tengerismus