Kazaklar Moğollar'la (ki o Moğollar da zamânında kendi bünyelerine aldıkları Türkler'le karışmışlardır), Uygurlar (Tarım Havzası Türkleri) Toharlar'la (hattâ Uygurlar'ın fiziksel özellikleri kentten kente değişir), Özbekler (Mâverâünnehr Türkleri) Sogdlular'la (daha doğrusu Özbekler'in büyük kentlerde yaşayanları), Azerbaycan Türkleri özellikle Bakü çevresinde yerlilerle (Azerbaycan'ın kırsal kesimlerinde karışım çok daha az olmuştur), Bulgar Türkleri Îrânî göçebeler ve Trak-Slavlar'la, Anadolu Türkleri de büyük kentlerde (kırsalda karışımın pek olmadığını biliyoruz; nitekim büyük kentlerde de karışımlar 19. yüzyıldan sonra hızlanmıştır) başka unsurlarla bir ölçüye kadar karışmışlardır. Îran'ın batısında ve güneyinde yaşayan Türkler (Güney Azerbaycan Türkleri ve Kaşkay Türkleri) ise ne yazık ki tip olarak pek Türk'e benzememektedirler (halbuki göçebe Kaşkaylar'ın Türk tipini korumuş olmaları gerekmekteydi). Hattâ Zeki Velidî Togan'a göre Moğollar'ın 13.-14. yüzyıllarda Îran'dan Anadolu'ya sürdükleri Fars köylüleri de yerleştikleri kasabalar ve kentlerde Türkler'in arasında eriyip Türkleşmişlerdir. Târih içerisinde değişik Türk kavimleri de birbirleriyle karışmışlardır; örneğin Moğol İstilâları'ndan kaçan Kıpçaklar İtil-Kama sahasında yaşayan Bulgar Türkleri ile karışarak onları Kıpçaklaştırmış ve bugünkü Kazan Tatarları'nı oluşturmuşlardır (Kıpçaklar'la karışmayan İtil Bulgarları bugünkü Çuvaşlar olup çok farklı bir lehçe konuşmaktadırlar); aynı dönemde Anadolu'ya ve Kafkaslar'a kaçan Kıpçaklar da büyük oranda Türkmenler'le karışmış ve Türkmenleşmişlerdir, ya da Kuzey Kafkasya'da gördüğümüz gibi oranın yerli Türkleri'ni (Karaçaylar ve Balkarlar) Kıpçaklaştırmışlardır. Bugün ne yazık ki Türkiye Türkleri'nde etnik bilinç çok zayıfladığı için etnikler ve ırklar arası evlilikler çoğalmış, etnik kırmaların da sayısı artmıştır. Ama büyük kentlerden çıkıp köylere ve kasabalara giderseniz karışmamış saf Türkler'e büyük ölçülerde rastlarsınız. Ben kendi deneyimlerimden biliyorum. Nitekim bu siteye üye olanların da önemli bir bölümünü tanıyorum; hiçbiri de gayri-Türk'e benzemiyor ve Türklük özelliklerini koruyorlar.
Kazaklar ile Moğolların karışması zaten doğaldır. Zaten Hunlar döneminde bütün Bozkır Kavimleri birdi. Türk Moğo ayrılığı sonraki süreçte meydana gelmiştir. Toharlar bugün yaşamayan bir topluluktur, bir kısmının Uygurlarla karışmış olmaları bu gerçeği değiştirmiyor. Diğer Türk boylarının gene Türk Boylarıyla evlenmesi, melezlik göstergesi değildir. Aksine Türklüğün korunduğunun belgesidir.
Şimdi târihî kaynaklara baktığımızda pek çok Türk kavminde hem Beyaz hem de Sarı Irk'ın özelliklerini birarada görebiliyoruz. Örneğin Hunlar döneminde bile Hun ve Dīnglíng (Ting-ling) 丁零 gibi Türk kavimleri, Sarı Irk'tan olan diğer toplumların tersine vücut kılı daha fazla olarak betimlenmişlerdir. Ama gerek Hun koruganlarına, gerek Gök Türk dönemi heykellerine baktığımızda görüyoruz ki Türkler o dönemlerde de çekik gözlü idiler. Bugün baktığımızda da Kıpçak Bozkırı (Hazar-Karadeniz düzlükleri) ve Balkan Türkleri (Tatarlar) sarışınlığa, Güneybatı Asya Türkleri (Irak, Sûriye ve bir ölçüde Anadolu) esmer Ortadoğulu'ya, Türkistan Türkleri kumrallığa, Sibirya Türkleri de daha kara saçlılığa yatkındırlar. Bundan daha doğal olan birşey yoktur.
Bunun esas sebebi TÜRKLÜĞÜN oluşumu esnasında iki ana kütlenin birleşmesinden oluşmasıdır:
a)Alpinler: Ural Dağlarına ve Avrupa'ya yakın coğrafyada yaşayanlar
b)Turaniler: Orta Asya ve Sibirya bozkırlaırnda yaşayanlar
Bu iki topluluğun birleşmesi TÜRKLER'i oluşturdu.
Yani bu karışmalar Türkistan'daki Türklerin genelini etkileyen bir düzeyde değildir. Asıl tehlike Türkistan'dan ziyade Türkiye'dedir.
Türkistan'ın büyük kentlerinde yaşayan Türkler ister kabul edelim ister etmeyelim Sogdlular'ı ve Toharlar'ı Türkleştirerek onlarla karışmışlardır. Bu nedenle tipleri kentten kente değişmektedir. Kırsalda yaşayan Türkistan Türkleri'nde ise karışma çok daha az yüzeydedir. Sanırım en az karışanlar Türkmenler ile hâlâ katı boy düzenlerini sürdüren Kırgızlar'dır (Kırgızlar da Tanrı Dağları'na göçettikten sonra bölgenin yerlilerini kendi aralarına almışlar ancak onları "Dış Kırgız" olarak adlandırarak onları belli ölçüde kendi "İç Kırgız" dedikleri boylarından uzak tutmuşlardır).
Bu söylediğiniz sadece Buhara şehri ve çevresi için geçerlidir Anda... Diğer şehirlerde Türkler etnik manada ezici bir hakimiyet kurmuşladır. Buhara'da bile Zeki Velidi Togan'ın söylediği Kent Türkleri hakimdiler. Bunlar her ne kadar karışık evlilikler yapmışlar ve Tacik-Fars kültürünün etkisinde kalmışlarsa da Türklüklerini korumuşlardır.
Türk târihini biz adam gibi araştırmadık; araştıranlar genelde hep Rus, Japon, Alman, İngiliz, Fransız, Çinli, Amerikalı, Macar, Fin, vs'dir. Beğenmediğimiz bu milletler olmasaydı biz Orta Asya târihi hakkında hiçbir şey bilmiyor olurduk. Yazdıklarınızdan Orta Asya târihçiliği hakkında pek bilgili olmadığınız anlaşılıyor.
Osmanlılar'dan önceki Türk târihini 18. yüzyılda yazmaya başlayanlar kimler? Fransızlar (de Groot, d'Ohsson, vs). Türkistan'da, Bozkır Kuşağı'nda ve Sibirya'da yüzlerce kazı yapan ve hâlâ da yapmakta olanlar kimler? İngilizler (Stein), Ruslar (saymakla bitmez), Almanlar, Fransızlar (Pelliot), Japonlar (Shiratori) vs. En eski Türk yazıtlarını bulan, çözen ve okuyanlar kimler? Romenler, İsveçliler (Starhemberg), Finliler (Thomsen), Ruslar (Radlof). Hun ve Gök Türk dönemi Türk târihi hakkında bilgiler veren târihî Çin kaynaklarını (bunlar olmasaydı o dönem hakkında hiçbir şey bilmiyor olurduk) çevirenler kimler? Ruslar (Biçurin), Fransızlar (Chavannes ve Pelliot), Çinliler (Liu Mau-tsai). Moğollar bile Gök Türk dönemi arkeolojisi konusunda bizden daha çok kazı yapıyorlar. Peki biz ne yaptık? Beğenmediğimiz bu adamlar olmasaydı bugün övündüğümüz târihimiz hakkında ne biliyor olurduk?
Türk Tarihini araştırmaya kalkanlara nazi-faşist damgası vuranlar, onları tabutluklara tıkanların bunda günahı çok büyüktür. İnsanlarımızın Orta Asya Tarihini, Atalarımızı doğru düzgün öğrenememelerinin sebebide Tarih Eğitiminde hakim kılınan sapkın Anadolucu Revizyonist düşüncenin tesiridir. Sağ olsun Sol olsun, gelen bütün iktidarlar gerek devlet yönetiminde gerek eğitim ve kültürde İslam Öncesi Türk Kültürünü ve Tarihini yok saydılar. Hiçbiri Atatürk'ün mirasına sahip çımadı, onu yok etmek için ne gerekiyorsa yaptılar.
Macar, Fin, Alman Türkologların ve Çinlilere ait eski yazılı kaynakların Türk Tarihini aydınlatmada önemli bir yere sahip olduklarını zaten kimse inkar etmiyor.
TTK
Anda,
Orijinal Türk Beyaz'dir benim bildigim.
Bugünkü Mogolistan'in eski bir Beyaz yurdu oldugunu biliyorum ve buda kanitlanmistir.
Daha sonra çin'in kuzeyinden gelen Sari'larla karistik. Zaman içinde Bati'ya gittikçe beyaz'lastik.
Ilk karismada, tahminen 1/3 Sari, 2/3 Beyaz'dik. Bugün Anadolu'da Sari gen %7 civarinda'dir. Bulgar'lar ve Macar'lardada bu (onlar daha Bati'da oldugundan, ilk bastan beri, daha fazla Beyaz'di) bu daha azdir.
Macaristan'da, Sari gen'in, Türkiye'de oldugundan daha fazla oldugunu duymustum.
Karismamiz konusu ise, evet, 1850'lilerden itibaren, Kafkas ve Balkan'lardan göçenlerle olmustur.
ANCAK, BIR TEORIYE GÖRE'DE: ILK TÜRKLER KARISMADAN DEGILDE, SIBIRYA'YA GÖCEN BEYAZ'LARDAN TÜREMEDIR. BUNA GÖRE, ELMACIK KEMIKLERIMIZ SIBIRYA'NIN SOGUK HAVASINA GÖRE SEKILLENMISTIR, VE HIC SARI OLMAMISIZDIR.
BU TEORIYI SAVUNANLAR ARGÜMAN'I SUDUR:
TÜM SARILAR DOLIKOSEFAL OLUR, FAKAT TÜRK'LER BRAKISEFAL'DIR. YALNIZ BEYAZ'LAR (ALPIN) BRAKISEFAL OLUR;
Kendi fikrim sudur:
Ilk Türk'ler Fin(Sibirya)-Alp(OrtaAsya) oldugunu düsünüyorum; daha sonra uzak dogu'dan (kuzey çin-kore) gelen Mogol'larla kismi olarak karistik. Onlar'a dilimizi verdik. Kore'liler ve Japon'lar, sonradan ortaya çiktilar, Mogol soylu'dur.
Ilk Türk'lerin kökeni daha Bati'da oldugunu düsünüyorum. Sümer dilindeki Türkçe ile benzerlik (Sümer dili ne Aryani idi, nede Sami) buna kanit olabilir.
Sunu belirtmek gerekirki, Asirlardan beri aldigimiz yol, bizi diger tüm beser'lerden farkli kilmistir. BIZ FARKLI BIR IRK'IZ. Beyaz'da sayilsak, en fazla bizi Bulgar'larla bir tutacaklar ki onlarda 3. sinif beyaz sayiliyorlar. Sari, artik, sayilamayiz.
Kendimizi diger Millet'lere göre siniflandiracak olursak, kafataslarimizin (hakiki Türkler) Fin'li-Eston-Bulgar-karismamis Macar'larla bir oldugu gözüküyor.
Sunu'da belirtmeliyim ki, Orijinal Türk'lere, kanimca, biz Orta Asya'li Türk'lerden daha fazla benziyoruz. Onlar Mogol tecavüzüne ugradilar; bu bir gerçektir.