Gönderen Konu: TÜRK DEVLETİNİ YIKMAYA KALKIŞMAK Serbest Olsun mu?  (Okunma sayısı 3943 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı atsizcerisi

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 216
TÜRKLÜĞÜ AŞAĞILAMAK Ve Yabancılardan Para Alarak

TÜRK DEVLETİNİ YIKMAYA KALKIŞMAK Serbest Olsun mu?
 

 
Biliniyordu ama başbakanın kendisi de açıklamış bulunuyor: Yeni Türk Ceza Yasası?nın 301 ve 305. maddeleri, AB yetkililerinin istedikleri biçimde kaleme alınmış ve onların onayından geçmiştir. Gerçi, yasalarımızın AB?nin gönlüne göre değiştirildiği, yeni yeni yasal düzenlemeler yapıldığı bilinen acı bir gerçek. Ancak, 301 ve 305.maddelerle ilgili olarak olup bitenler bu acı gerçeği daha da dayanılmaz boyutlara taşımaktadır. Gerçekten de, iş o kerte ulusal onurumuza, bağımsızlığımıza, hukuk düzenimize kendini bilmez açık bir saldırıya dönüşmüştür ki, söz konusu maddeler efendilerin yandaşlarının ve adamlarının söz ve eylemleri için uygulanmak durumunda kalınca, bu kere bunların kaldırılması istenir olmuş, başbakan ve görevi ile hiç ilgili olmamasına karşın dışişleri bakanı Abdullah Gül bu yolda açıklamalar yapmaya başlamışlardır.

Uygulamaya geçilir geçilmez üzerinde bu denli gürültü koparılan ve kendilerine her nedense ?aydın? denen kimilerinin kaldırılmalarını istedikleri bu maddeler nelerdir ve niçin bunlara karşı çıkılmaktadır? Bu sorulara verilecek yanıtlar, Türkiye?nin nereye sürüklenmek istendiğini açıkça ortaya koyacaktır.

Ama hemen belirtmek gerekir ki, bu maddelerin kaldırılması girişimi Türkiye üzerinde oynanan oyunun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti?ni güçsüzleştirerek ortadan kaldırma planının yalnızca bir parçasıdır.
 

-I-

301.MADDE

Önce 301. maddeyi birlikte okuyalım:

?Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama

MADDE 301. ? (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını, askerî ve emniyet teşkilâtını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3)Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında arttırılır.

(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.?

-a-

Öncelikle şunu belirtmeliyim: ?Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları?nın suç olmayacağının öngörülmüş olması, ?düşünce özgürlüğü? açısından tanınmış bir güvencedir. Bu nedenle, maddenin düşünce özgürlüğüne aykırı olduğu savları tümüyle geçersizdir.

-b-

Ancak, bu konuda üzerinde durulması gereken nokta, ?Türklüğü?.. eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz? hükmüdür. Maddede belirtilen öteki kurum ve organları bir kişi eleştirebilir, bunun suç sayılmaması doğrudur. Fakat, bir kişinin ?Türklüğü eleştirmesi? ne demektir? Rusluk, İngilizlilik, başka bir deyişle Rus ya da İngiliz olmak durumu eleştirilebilir mi? Bir şeyi, doğal olarak, kendiliğinden kendisi olduğu için eleştirmek us ve mantıkla bağdaşır mı? Doğrusu şudur ki, bir Fransız?ı Fransız olduğu için şu ya da bu biçimde eleştirmek, onu aşağılamak demektir ya da en azından etnik ayırımcılık, dahası ırkçılık yapmaktır. Demek ki, biri beni salt Türk olduğum için eleştirecek olursa onun bu davranışını ?düşünce özgürlüğü? kapsamında görmek zorundayım! Öte yandan, maddede açıkça ve yalnızca ?Türklük?ten söz edilmekte ve Türklüğü eleştirmenin suç oluşturmayacağı belirtilmektedir. Pekiyi, ya ?Kürtlük?ü, ?Kürt olmak durumu?nu biri eleştirirse ne olacaktır? O zaman, bu gidişle, hiç kuşkunuz olmasın, ?Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama? başlığını taşıyan 216.maddeden yakasına yapışılacaktır. Hele AB Türk?ten başka herkese kol kanat germişken!...

-c-

Şimdi, bu maddeyi kaldırırsanız ne olur?

Olacaklar şunlardır:

1- Türklüğü alenen, yani açıkça ve başkalarının önünde, aşağılamak, yani Türklüğe sövüp saymak serbest olacaktır.

2- Cumhuriyet?e, Meclis?e, hükümete, yargıya, Türk Silahlı Kuvvetleri?ne, polise ve jandarmaya sövüp saymak da artık suç olmayacaktır.

Bunun adına da ?düşünce özgürlüğü? denecektir.

301.madde bu eylemleri suç olarak öngördüğü ama kaldırıldığı için de bunların suç olmaktan çıkarıldığı konusunda hiçbir kuşkuya da yer bulunmayacaktır.

-ç-

Kimileri, hatta ulusalcı kimi yazarlar, maddenin gerekçesinde yer alan ?Maddede geçen Türklük deyiminden maksat, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar Türklere has müşterek kültürün ortaya çıkardığı ortak varlık anlaşılır. Bu varlık Türk milleti kavramından daha geniştir ve Türkiye dışında yaşayan ve aynı kültürün iştirakçileri olan toplumları da kapsar? ırkçı/Turancı görüşün sonucu olduğunu ve bu nedenle de kaldırılması gerektiğini ile sürmektedirler.

Bu sav geçersizdir. Çünkü:

1- Gerekçede ?etnik? ya da ?ırksal? bir yaklaşım değil, ?kültürel? bir tanımlama söz konusudur.

2- Öte yandan, hem bu bakımdan ve hem de asıl gerek ırkçılık ve gerekse Turancılık?ta bütün Türk soyundan olanların birleştirilmesi amaçlandığı, gerekçede ise bu anlayışa ?ima? yoluyla bile olsun yer verilmediği için bu ideolojilerden esinlenildiği öne sürülemez.

3- Gerekçeden anlaşılması gereken şudur: Örneğin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti?nde ya da Azerbaycan?da yaşayan Türkler, salt Türk oldukları için birilerince aşağılanırlar ise, bu eylem, kendilerini Türk olarak duyumsayanlar için de, yine gerekçede belirtildiği üzere, ortak ?değerlere duyulan saygınlık?a bir saldırı niteliğini taşıyacak, ister istemez, söz gelimi beni de kapsayacaktır.

4- Eğer, Türkiye sınırları dışında yaşayan Türkler?e karşı böyle bir suçun sınırlarımız dışında yaşayan Türkler?e karşı işlendiği için Türk Ceza Yasası?nın uygulanmasının doğru olmadığı öne sürülüyor ya da sürülecek ise, o zaman aynı tepkinin, karşı çıkışın, sınırlarımız dışında yaşayan yabancı devlet başkanlarını aşağılamayı da suç sayan 340.madde için de gösterilmesi gerekirken bu konuda hiç ses çıkarılmamasının yalnızca Türklük açısından 301.madde üzerinde durulmasının nedeni açıklanmalıdır.

5- Yeni Türk Ceza Yasası?nı hazırlayanların Türk ulusal varlığını, Türklüğü koruyup gözetmek gibi özel bir kaygılarının olduğu, hele ırkçı/Turancı bir düşünceye sahip bulundukları söylenemez. Bu gerçek, özellikle ulusal varlık ve bütünlüğümüz konusunda AB?nin dayatmalarının yasaya geçirilmesiyle açıkça ortadadır. Bu nedenle, gerekçenin öne sürüldüğü biçimde yorumlanmasına bu gerçek de ters düşmektedir.

6- Tüm bunların ötesinde, asıl önemli olan, Türkiye dışında yaşayan ama Türk kültürünün ?iştirakçisi? olan, kendilerini ?Türk? olarak duyumsayan Türk toplumlarına, birinin Türkiye?den sövüp saymasına bizlerin seyirci kalıp kalmayacağımızdır. Ancak, kendimizi Türk kültürünün ?iştirakçisi? olarak görmüyorsak elbette bu durum bizi rahatsız etmeyecek ve hele sabah akşam tüm Türklüğü aşağılayıp duranlardan isek elbette bu ceza maddesi bizi rahatsız edecektir.

 

-II-

305.MADDE

Yakınma konusu olan ve kaldırılması istenen bir başka madde olan 305 de şöyledir:

?Temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama

MADDE 305. ? (1) Temel millî yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadı ile veya bu nedenle, yabancı kişi ve kuruluşlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kendisi veya başkası için maddî yarar sağlayan vatandaşa ya da Türkiye?de bulunan yabancıya, üç yıldan on yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası verilir. Yarar sağlayan veya vaat eden kişi hakkında da aynı cezaya hükmolunur.

(2) Fiilin savaş sırasında işlenmiş olması halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır.

(3) Suç savaş hali dışında işlendiği takdirde, bu nedenle kovuşturma yapılması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.

(4) Temel millî yararlar deyiminden; bağımsızlık, toprak bütünlüğü, millî güvenlik ve Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel nitelikleri anlaşılır.?

-a-

İlk bakışta içeriğinin belirsizliği nedeniyle aykırı bir düzenleme gibi görülebilecek olan ?temel millî yarar? kavramı, maddenin son tümcesi ile açıklığa kavuşturulduğundan bu kaygı giderilmiş bulunmaktadır. Kaldı ki, maddenin gerekçesinde de şu açıklık yer almaktadır:

?Maddenin son fıkrası, temel millî yararlardan nelerin anlaşılması gerektiğini göstermektedir. Bu fıkra Fransız Ceza Kanunu?ndan esinlenerek kaleme alınmıştır. Fransız Kanunu, belirttiği bazı suçların temel millî yararlara ilişkin bulunmasını suçun unsuru saymış ve bu nedenle temel millî yararların neler olduğunu tanımlamıştır?..?

Şimdi, sırtını AB?ne dayayarak bu maddenin de kaldırılmasını isteyenlerin AB?nin kurucu ve önde gelen üyesi Fransa?da geçerli olan bir düzenlemenin bizde niçin olmaması gerektiğini dürüstçe açıklamaları gerekmektedir. Yoksa, Türk ulusunun ?temel millî yararları? birilerini rahatsız mı etmektedir?

-b-

Bu madde kaldırılacak olursa,

●Türkiye?nin bağımsızlığına,

●toprak bütünlüğüne,

●millî güvenliğine,

●Cumhuriyet?in Anayasa?da belirtilen niteliklerine

yabancılardan para veya maddî yarar sağlayarak karşı çıkmak, yani bunları geçersiz kılmak için eylemde bulunmak suç olmayacaktır. Unutmamak gerekir ki Cumhuriyet?in temel niteliklerinden biri de, laikliktir.  Yabancılardan para alarak Türkiye?nin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, millî güvenliğini, Cumhuriyet?in Anayasa?da belirtilen temel niteliklerini ortadan kaldırmaya kalkışmanın ?düşünce özgürlüğü? ile ne ilgisi vardır? Niçin bu maddeden rahatsız duyulmaktadır? Ama eğer yabancılardan para alarak, çıkar sağlayarak bunları yapmaya kalkışıyorsanız, bu maddenin varlığının sizi rahatsız edeceği kuşkusuzdur!...

-c-

Kaldı ki, bu eylemlerde bulunanlar için bir de güvence vardır. O da, savaş durumu dışında, kovuşturma yapılmasının Adalet Bakanı?nın iznine bağlı olmasıdır. Yani, biri bu eylemlerde bulunsa da, yargılanabilmesi için Adalet Bakanı?nın izin vermesi gerekmektedir. Vermezse, kişinin yaptıkları yanına kâr kalacaktır.

Ne var ki, bu eylemlerinin kovuşturulmasının neden Adalet Bakanı?nın iznine bağlandığını anlamak da olanaksızdır. Düşünün ki, bir kişi, kendisine verilen para ya da maddî çıkar karşılığında Türkiye?nin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, ulusal güvenliğine, Cumhuriyet?in temel niteliklerine karşı ?fiil?lerde bulunabilecek, ama bakan bu kişinin adalet önüne çıkarılmasını engelleyebilecektir.

-d-

Bugün yabancı vakıflardan, yabancı kuruluşlardan, devletlerden para alarak bu tür ?fiil?lerde bulunanlar, maddede belirtildiği biçimde eylem içindedirler. Bunların kimlerden ne kadar para aldıklarının listeleri bile yayınlanmaktadır. Anlaşılan o ki, bu gibi kişiler Adalet Bakanı aracılığı ile kendilerine tanınan dokunulmazlığı yeterli görmemekte ve bir savaş durumunu da daha şimdiden düşünerek kendilerini sağlama almayı istemektedirler.

-III-

Son yıllarda AB?nin isteği doğrultusunda yapılan Anayasa değişiklikleri; çıkarılan ?uyum yasaları?, ?insan hakları? ve ?düşünce özgürlüğü? maskesi altında, genel olarak suç ve özellikle de terör suçu işleyenlere karşı soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engelleyici, engelleyemediği yer de zorlaştırıcı niteliktedir. Suçla savaşım giderek güçleşmektedir. Bu gerçeğin yanı sıra, İkiz Yasalar, Anadilde Eğitim, merkezî devletin yetkilerinin belediyelere devri (elliden fazla belediye başkanının ROJ TV?nin kapatılmaması için yabancılara başvuruda bulunduğunu bu arada anımsayınız), kamu personel reformu? gibi  düzenlemelerle Türkiye?nin varlığı, bütünlüğü büyük bir tehlike altına sokulmaktadır. 301 ve 305.maddelerin kaldırılmak istenmesi de, bu saldırının bir parçasıdır.

-IV-

Devlet örgütü, ülke içindeki sınıfsal çelişkiler, hatta sınıfsal çatışmalar ne olursa olsun, dışa karşı devletin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, devletin yapısını korumak zorundadır. Bunu yapamayan devlet, devlet olmaktan çıkar.

Ayrıca, devlet, bireyleri başka bireylerden gelecek her türlü saldırıya karşı korumakla yükümlüdür.

Bunları ve benzer yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için de devletin her şeyden önce kendisini koruması, varlığını sürdürmesi gerekir.

Ve eğer bu maddeler kaldırılacak olursa:

●Birileri devletin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, ulusal güvenliğe ve temel niteliklerine yabancılardan para alarak saldıracak ve hatta bunu savaş durumunda iken bile yapacak ve benim devletim bu saldırılara seyirci kalacak!...

●Birileri salt Türk olduğum için beni aşağılayacak, Türklüğe sövüp sayacak, benim devletim buna karşı bir şey yapmayacak ve benden bu saldırılara katlanmam beklenecek!...

Ateşle oynamak diye işte buna denir.

Eğer hukuku devre dışı bırakırsanız, haksızlığa uğrayan, varlıkları tehlikeye giren kişiler de hukuk dışı yollarla haksızlığa karşı çıkmak, varlıklarını hukuk dışı yollara başvurarak korumak zorunda kalırlar. Devlet öncesi yaşam koşulları geri gelmiş olur.

 - Prof.Dr.Çetin YETKİN -  
ATSIZIN ÇERİSİ

Çevrimdışı 4_hilal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
Alıntı yapılan: atsizcerisi

●Birileri salt Türk olduğum için beni aşağılayacak, Türklüğe sövüp sayacak, benim devletim buna karşı bir şey yapmayacak ve benden bu saldırılara katlanmam beklenecek!...

Ateşle oynamak diye işte buna denir.

Eğer hukuku devre dışı bırakırsanız, haksızlığa uğrayan, varlıkları tehlikeye giren kişiler de hukuk dışı yollarla haksızlığa karşı çıkmak, varlıklarını hukuk dışı yollara başvurarak korumak zorunda kalırlar. Devlet öncesi yaşam koşulları geri gelmiş olur.

 - Prof.Dr.Çetin YETKİN -  


Madem bunu istiyorlar, biz Türk'ler hukuk dışı yollara başvurarak varlıgımızı korumasını biliriz, bundan birhabermidirler?
Benim tuhafıma giden, Türk insanını isyan ettirince, kendi kafaları kopartılınca, ne gececek ellerine? Daha dik ve güclü olarak cıkmazmıyız bu vahim hadiselerden?
Türk teslim olacakmı sanıyorlar acaba? Türk'ün kudreti yokmu sanıyorlar acaba? Bizi aptalmı sanıyorlar acaba?

işler sarpa sardıgında, ilk kafası kopartılacak olanlarda onlar, bundanda haberleri var diye düsünüyorum, simdiden kacacakları delikleri, inleri ayarlasınlar.
TTK