Zaten Türk'ü kendisi demek olan ve Türk'ten ayrı bir parça gibi düşünülemeyecek olan ordusu TSK millete değil milleti tehdit edenlere hükmetmeye onları ortadan kaldırmaya çalışıyor. millete hükmetmek gibi bir tavır ortaya koydukları da yok zaten.ayrıca damat tayyipin sustuğu ve bakanlarının ona uyduğu böyle karmaşık bir dönemde bazılarına uyarılarda bulunmak TSK'ya düşmüştür.bu görevi yapması gerekenler maalesef babalarının (bush'un)pesinden ve sözünden ayrılamadıkları için bu uyarıları yapmayı gerektirecek bir durumun mevcut olduğunun farkında bile değillerdir.
                 Eğer hükmetmekten kastın buysa bu  ancak TSK  tarafından yapılabilmiştir.eğer kastın başkaysa ya da varsa onu alayım.

Atatürk, II. Meşrutiyet'i takiben Ordu'nun "İttihat ve Terakki Cemiyeti" ile sıkı alâkasının ve siyasete karışmasının tehlikelerini sezinlemeye başlamış, bu görüşlerini 22 Eylül 1909'da Selânik'te toplanan "İttihat ve Terakki Bûyük Kongresi"nde açıkça dile getirmişti. Fâkat Cemiyetin önde gelenleri onun bu görüşlerini paylaşmadılar. Mustafa Kemal de kendisini Cemiyetten uzak tutarak doğrudan doğruya askeri vazifesine verdi. "İttihat ve Terakki Cemiyeti" ile anlaşmazlığı ve aralarının açılması böyle başladı.

  Askerimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin yılmaz bekçisidir, siyasete bulaştırılmamalıdır.
Millet olarak bütün kurumlarımız,kuruluşlarımız artık bize görev düşmektedir.Başımızdaki bu din tacirlerinden milletin iradesi ile kurtulmak zorundayız.Bu sefer durum daha kötü ve hepimiz elimizi taşın altına koyacağız.

tsk artık bu saldrılara çok sert yanıt vermesi lazım çünkü ab girmek için feda edilecek ordumuz yok tayip tarihe baksın tsk;la ugraşanın sonu yağlı iptir  zaten akp den başka ne beklenir parti başkan rum köpeği

                 zaten TSK'nın siyaset yaptığı ve siyasete karıştığı yok.'boşo'ların boşluğunda at koşturan iç ve dış tehlikelere dikkat çekmekte ve uyarıda bulunmaktalar.
                 bu ülkede yabancı bir ülkenin generali gelip hem de üniformasıyla Türkiye'de askerimizi ve devletimizi eleştirebiliyor,konuşabiliyorken(daha iki yıl önce),malum süper babanın(abd) elçisi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en yetkili ağzından çıkanları ve TC Cumhurbaşkanı Necdet sezer'in konuşmasını kuru gürültü olarak nitelendirebiliyorken,İmralı köpeği son bir yılda yirmi beş kez konuşmuşken, talabani ve barzani gibi kürt çapulcuları Türkiye'de kırmızı halıyla karşılanıp Türkiye'yi tehdit edebiliyorken, yani üzerine vazife olmayan herkez Türkiye hakkında konuşup onu tehdit edebiliyorken bu memleketin,Türkiye Cumhuriyeti'nin Genelkurmay Başkanı'nın,kuvvet komutanlarının konuşması seni neden bu kadar rahatsız ediyor hayret doğrusu.

           Albay
        yazdıklarımı okumadığını ya da anlamamak için elinden geleni yaptığını düşünüyorum. farkındayım okuyorsan da kabullenmişliğinin bilinçaltında oluşturduklarıyla ne demek istediğimi göremiyorsun.söylemeye çalıştığın şey aslında benim sorumun ya da düşüncemin cevabı değil.almış eline asker karşıtlığını gidiyorsun.ben asker deyince sen ne kadar aksi düşüncen varsa döküyorsun.uzun uzadıya yazmışsın dediğin şartları küçümsüyorsun galiba.o şartlar senin halkı bilinçlendirmekte biraz geç kaldığını göstermiyor mu?ayrıca bunlara hiç cevap vermemişsin.
        ayrıca saydığın muasır devletlerde yaşamanı öneriyorum.o zaman  askeri gücün anlamını ve ne işe yaradığını çok iyi görürsün.devlet içerisinde gerçekleşememiş ya da bir devlet tarafından temsil edilememiş bir muassır medeniyet seviyesinde,bir muassır medeniyet ütopyasında yaşamaya  devam et.anladım ki sen söylemekle anlayacak değilsin.
         senin zihniyetin galiba açık:askerin üstünlüğünü ve etkinliğini yok etmek.o zaman daha rahat at koşturabilmek.ama bunu Türkçüler hedeflemez biliyorum.onun için şüphe duyuyorum.bunu bugün KKTC'de Türk askeri istemiyoruz diyen rumların fikrinden farklı düşünemiyorum.bunu bugün dtp liler de istiyor.aman uzatmaya ne gerek var.sen bildiğin gibi devam et.seninle konuşmanın zerre kadar yararının olduğunu zannetmiyorum.