Bu Türk milletinin bu günkü en büyük sorunudur.bu sorunla ilgili paylaşımınız için çok teşekkür ederim.Burda-diğer Türk ülkesi---Azerbaycanda da  aynı sorun var.Zaten 73 yıllık Sovetler Birliyi bizim dilimize yeterince rus sözcükleri sokmuştu da  şimdi bir ingilizcemiz eksikdi.sanki milletimiz kendi dilinden vazz geçmek için elinden geleni ediyor.BAkünün merkezi bir mekanında  geziyorsunuz biri size  yaklaşip da  hangi bir dilde  bir şey sorarsa  problem değil bizim milletimiz her dili bilir her dilde  sana cevap verir:(((( ne kadar iç acitici bir olay.diğer Türk ülkelerinde de aynı sorun var ve hepsi de diğer dilleri (esas da Sovet birliyinden kurtulmus TÜrk ülkelerinde rusca TÜrkceden daha önemli) daha üstün biliyorlar~!
Biz gencler kendi çevremizdekilere--arkadaşlarımız ve ailemizi yabancı sözcüklerden sakındırmaya çalişalım~!
Güzel bir Türkce dileyiyle Azerbaycandan Saygılar`!

Türkçemizin günden güne batı özentisi yüzünden şiddetli bir erozyona uğradığı herkes tarafından bilinmektedir.Bunu düzeltmenin tek yolu vardır gerçekten gerçek milli eğitimle ve çıkarılacak olan kanunlarla...Ancak şu da bir gerçektir yönetim gerçeklerden uzaktır.

TANRI TÜRK'ü ve TÜRK DİLİ'ni KORUSUN ve YÜCELTSİN

Batıda özenilmesi gereken konular olabilir.Ama bu kılık kıyafet ya da yaşam biçimi değil de, bilime verilen önem, insan hakları ve düşünceye verilen önem olabilir.Örneğin yabancı birkaç grubun (Amerikan) başkanlarına Irak savaşı nedeniyle hakaret ve eleştiri yağdırdığı şarkıları,klipleri ver.Bizde ise düşünceleri nedeniyle tutuklanan kitap yazarları,işine son verilen insanlar...
Ayrıca Türkiye'den de olmak üzere birçok ülkeden öğrencilere geniş imkanlarla eğitim olanağı sunuyorlar.Bu öğrencilerden bir tanesi tanıdığımız bir ablamızdı.Kız İngilizce eğitimi için gitmiş ancak fen ve matematik dersleri yüksek olduğu için bu alanlarda burs kazanmıştı.Ülkemizin değerlendiremediği nice doktor,mühendis var!Neden biz hala yaşayışlarınave kılık kıyafetlerine özeniyoruz bu milletlerin anlamıyorum!!!

Yıl: 1965
“Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle ‘akşam-ı şerifleriniz hayrolsun’ dedim.”

Yıl: 1975
“Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ‘iyi akşamlar’ dedim.”

Yıl: 1985
“Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ‘hayırlı akşamlar’ dedim.”

Yıl: 1995“Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım. Fenâ hâlde kal geldi yâni. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle ’selâm’ dedim.”

Yıl: 2006
“Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. ‘Hav ar yu yavrum?’

Yıl: 2026
“Ven ay vaz si hör(when I was see her,onu gördüğümde), ben çok yâni öyle işte birden. Off, ay dont nov(I don't know-bilmiyorum) âbi yaa. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita. ‘Hay beybi (hii baby-meraba bebek) dedim.

Oktay SİNANOĞLU