Sayın okurlarım, Doğu Türkistan Kazakları’ndan Hasan Oraltay kardeşimiz, yeri doldurulmayacak yetişkin bir Türk Kültür Milliyetçisi idi. Hayatı boyunca maceralı ve değişik ortamlarda çalışarak, mücadele çizgisini değiştirmeden ailesine ve soydaşlarına yardımcı olmuştur.
1930 yılında Çin sınırları içindeki Tarbagatay’ın Emil bölgesinde dünyaya gelmiş, vatanının ve milletinin esaret altında kalmasından ötürü üzüntülü ve mücadeleli bir hayat geçirmiştir. Hayatı boyunca Almanya-Türkiye ve Kazakistan arasındaki seyahatleriyle çeşitli toplantılara ve etkinliklere katılmıştır.
Tanrı Dağlarında doğan Hasan Oraltay kardeşimiz, hayat boyunca faal bir Türkçü olarak değişik sosyal görevlerde bulundu ve Almanya’nın Münih şehrinde, 14 Nisan 2010’da uçmağa vardı. Salihli’deki aile mezarlığına defnedildi.
Babası Alibeg Hakim, Doğu Türkistan’daki bağımsızlık hareketlerine daima katılmış ve 1945 yılında kurulan “Şarki Türkistan Cumhuriyeti” yönetimi tarafından “Manas Kaymakamlığı”na tayin edilmiştir.
Ancak Türklerin bağımsızlık dönemi kısa sürmüş, 1949 yılında güneye doğru göç etmeye başlamışlar, bir yıl sonra da Himalaya dağlarına ulaşmışlar ve olumsuz şartlarda yapılan yolculukta, büyük kayıplar vermişlerdir. Hasan Oraltay da bazı kardeşlerini bu yolculuk sırasında kaybetti ama 1951 yılında Keşmir’e ulaştılar.
Sayın okurlarım, işte altmış yıl önce 1951 yılında Doğu Türkistan’da yaşayan “Türk soylu kavimler” uzun yıllar Çin yönetimi ile yaptıkları mücadelede yorgun düşmüşler ve çok miktarda zayiat vererek Türkiye yolunu seçmişlerdi. Diplomat vasıflı iki Doğu Türkistanlıyı İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra’yı, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişki kurmaları için görevlendirmişlerdir.
İsa Beyle Mehmet Emin Bey, İstanbul’a gelmişler ve milliyetçi kuruluşlar ve şahıslarla ilişki kurarak, Ankara’da kendilerini hükümet erkânı ile görüştürebilecek imkânları hazırlamışlardır. Ankara’ya gelerek Kızılay’daki Gül Palas’a yerleşmişler ve bizlerle temasa geçmişlerdir.
O yıllarda bütün illerimizde şubesi olan en büyük Türkçü kültür kuruluşu, Türk Milliyetçiler Derneği’nin, ben de Ankara Şubesi Başkanı idim. Konuklarımızın, Cumhuriyet Hükümetimizin üst yöneticileri ile görüşmelerini sağlamak ve iskânlı göçmen olarak Türkiye’ye kabullerini temin etmek amacı ile her türlü hizmette bulunduk.
İsa Yusuf Alptekin Bey’in bir diplomat gibi davranışlarını, giyim kuşamı ile temsil görevine dikkat ettiğini ve yakışıklı “Devlet Adamlığı”nı unutamıyorum. Kendilerini rahmetli Hamdullah Suphi Tanrıöver’le, Prof. Hüseyin Namık Orkun’la, Prof. Necati Akter’le tanıştırmış ve dernek salonumuzda tertiplediğimiz sohbet toplantılarına davet etmiştim. Büyüklerimiz de konuklarımızın devletimizin üst yönetimindeki milliyetçi bakanlarımızla görüşmelerini temin ettiler. Başbakan yardımcısı Samet Ağaoğlu, Dış İşleri Bakanı Prof. Fuad Köprülü ve Milli Eğitim Bakanımız Tevfik İleri, konumuzun gereğini yerine getirdiler ve konuklarımız İsa Yusuf Alptekin ve M. Emin Buğra beyler hayır içinde kavimlerine döndüler.
Türk soylu topluluklar 1953 yılının ortalarından sonra Hindistan yolu ile Türkiyemize ulaştılar ve Anadolumuzun değişik yörelerine yerleşme gayretinde oldular.
Hasan Oraltay kardeşimizin ailesi de, babası Alibeğ Hakim, annesi Hanımşa hanım, amcaları ve amca oğulları Bilal-Hamza ve Şirzat beylerle beraber Salihli’nin Kurtuluş mahallesinde yerleştiler.
Hasan Oraltay, Türk kültür çalışmalarına öncülük eden bir insan olarak uzun yıllar Türk milliyetçi toplumları tarafından sevildi. Bulgaristan göçmeni Hatice Hanım’la yuvasını kurdu. Üç kız ve iki erkek çocuk sahibi oldu. Münih’e giderek Azatlık radyosunda yirmi yıldan fazla çalıştı, “Büyük Türkeli Dergisini” çıkardı. “Hürriyet Uğruna Kazak Türkleri” adlı kitabı bizlere ışık tuttu.
Amca oğlu Şirzat Doğru Bey de, İzmir’in Kemalpaşa ilçesinin Çinili köyündeki “Kazak Vadisi” denilen güzel bir ormanlık arazide “Alaş Kımız Çiftliği”ni kurdu.
Hasan Oraltay kardeşimize Ulu Tanrıdan rahmet, yakınlarına da başsağlığı dileriz.
Tanrı Türk’ü Korusun.
(Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayram’ımız kutlu olsun. Çünkü bugün 19 Mayıs’dır)
Sami Yavrucuk - Yeniçağ