Gönderen Konu: Türkler Göçebe değildir!  (Okunma sayısı 6275 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Yalnizkurt

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 37
Türkler Göçebe değildir!
« : 09 Mayıs 2013 »
Esenlikler.

Yüzyıldır Batılı Türkolog'lar  Türklerin göçebe olduğunu sürekli ifade ediyor. kim olursa olsun Türklerin göçebe bir yaşam sürmediğini konar göçer bir hayat yaşadığını söylüyorum. Evet doğrusu da budur. Çünkü göçebenin yurdu yoktur. Göçebe avaredir. Kültürü yoktur! Göçebenin ırkı yoktur! Türklere bu yakıştırmanın bilinçli olarak yapıldığının farkındayız kandaşlarım. İslamlıktan önceki Türklerin iki yurdu vardı. Birisi otlak obası diğeri kışlak obası. Sürekli yer değiştirmiyordu. Bizleri medeniyetsiz olarak gösterenler biraz kendilerine baksalar neyin ne olduğunu anlayacaklar. Beni üzen şeyin ise Türk araştırmacıların çoğu "göçebe" diyor!

Öncelikle “göçebe” sözcüğünün kökeni ve ekleri hakkında bilgi vermekte fayda var. Zira sözcüklerin büyülü dünyasını bilmeyen bireyler onu ilk anlamıyla düşünmektedir. “Göçebe” sözcüğü “göç” ve “oba” sözcüğünün birleşmesiyle oluşmuş bir birleşik isimdir. Bilindiği gibi göç-mek fiil oba ise isimdir.  Oba, yer yurt anlamına için göçmek fiili ile başka bir muhite yönelişi ifade etmektedir. Yani dil bilgisi kurallarına göre düşünürsek göçebe; göçen, yer değiştiren, vatan değiştiren anlamına gelir. Yani herhangibi bir yeri olmayan. Yeri gelmişken şunu da söyleyim. İngilizlerin o meşhur sözlüğünde “göçebe” kelimesi “nomad” ifadesi ile karşılanmaktadır. “No” bilindiği gibi olumsuzluk yapıyor. “Mad” ise yer anlamına karşılamakla “deli, bedevi, şuursuz” anlamlarını da gelmektedir. Bu iki kelime birleşince “yersiz, yurtsuz, bedevi” gibi anlamları ifade etmektedir. Avrupalılar bizlerin tarihini yazarken bizim sosyal yapımızdan bahsederken hep “nomad” sözcüğünü o kadar çok kullandılar ki bizim Türkologlarımız da bunu “göçebe” diye aktardı Türkçeye. Göçmen değil; göçebe.! Kelimenin mahiyetini ifade ettikten sonra şimdi İslamlık öncesi ve İslamlık sonrası Türklerin yaşam biçimleri hakkında kaynaklarla bilgi verelim.
 
“Türkler İslamlık’tan önce konar-göçer bir hayat yaşamakta idi. ”1 Hareketle ve savaşçı bir milletin kültürü de aktiftir. Bunu örnek en güzel Orhun Yazıtlarındaki cümlelerin isimden ziyade fiillerle kurulmuş olması ve Türkçedeki kelimelerin yüzde doksan kadarının fiilden mürekkep olması açıklar. Türk destanlarında sıkça görülen bir motif vardır: at motifi. At, hareketli bir toplumun yegâne ihtiyacıdır. Türkler, at ile dünyaya yayılmış, kültürlerini at vasıtasıyla uzak mekânlara taşımıştır. Bu, bizim hareketli bir toplum olduğumuzu göstermeye yarayan sadece bir delildir. Daha birçok örnek verebiliriz. Türklerin yurdu Türkistan’dır. Türkler eğer göçebe olsaydı; bugün hâlâ Türkistan coğrafyasında Türk kültürü ve Türk kimliği kalmaz, dünyaya yayılıp başka milletlerin arasında kaybolur ya da kendine bir sonradan konma vatan oluştururdu. “ Tarihsel gerçek şudur ki, Türkler yerleşik Uygarlıktan gelirler, ilk kentleri kurmuşlardır. Örneğin: İzginti uquzun, Qazan; Ant uruğ, Kuybişef; Ür-Apa, Orinburg; Oq-omığ, Buhara; Ata-oğ, Turfan; Ëb-Ïs bolıq; Miran; Qapığ-Qağan.2” Bugün göçebe yaşayan çingeneler, haymatloslar (vatansızlar) ve romenler niçin tarihte bir şehir kurmadı? Çünkü sürekli vatan değiştiler. Karınların doyduğu yere gittiler. Pekâlâ, Türkleri bunlarla aynı kefeye koyabilir miyiz? Bizler Turan (Ki Turan sözcüğünü Farisîler İran toprakları dışında kalan yerler için kullanırlar) bölgesinden Anadolu ve Balkanlara keşifler yaparken orayı bırakıp da mı geldik? Hayır. Bizim kültürel bağımız oradadır. Oysaki bir göçebenin geride bıraktığı bir yer yoktur. Türkleri göçebe olarak düşünürsek Amerikaları hem bedevi hem yamyam hem de en büyük göçebe kabul edebiliriz. Biliyoruz ki Amerika’nın ırkı yoktur! Çünkü toplama bir millettir. “Tarihsel olarak bildiğimiz  Türkler gerçektende “Göçebe değil, Kâşif ve Fetihçi”  bir toplumdur. Çünkü yer değiştirme olgusu daha elverişli yaşam alanlarını bulup yerleşmeye ve bunu da  ”bir ordu bir askeri güç” öncülüğünde yapmaya dayanır.3”
 
Bilge Kağan bir ara Türkleri yerleşik hayata geçirmeyi düşünmüştür. Fakat Tonyukuk buna şiddetle karşı gelmiştir. Çünkü Türklerin savaşçı bir yapısı vardır. Eğer yerleşik hayata geçerlerse savaşçı ruhlarının kaybolacağına inanmıştır Tonyukuk. Doğrudur da. Çünkü durağan bir toplumun kültürü de pasiftir. Türklerin konar-göçer hayat tarzını Batılı Türkologlar medeniyetsiz, bedevi bir toplum olarak görmüşlerdir. Çünkü yerinden oturup konuşmak yazmak herkese kolaydır! Bizim yaşam kültürümüzün temelini oluşturan konar-göçerlik onların gözlerinde “göçebe” tabiri ile hayat bulmuştur. Bizler tarihimizi direkt Avrupalı kaynaklara riayet ederek ifade etmeye çalıştığımız için insanımızın konar-göçer terimi yerine “göçebe” terimini kullanmasını yadsınamaz olmuştur. “Türklerde şehir yaşamı ve mimarlık ürünlerinin başlangıç devresinin saptanmasında; ilk güçlükler, öyle görünüyor ki, birkaç yüzyıllık devreyi (son birkaç yüzyıl, M.İ.) kapsayacak şekilde Türklerin bütününün göçebe bir kavim şeklinde tanıtılmasının yanıbaşında, onların fatih bir kavim sıfatiyle geniş topraklar ele geçirmelerinden ve başkaları üzerinde egemenlik kurmuş olması, bu egemenliği Hristiyan dünyası aleyhine geliştirmiş olması, yabancıları Türkler aleyhine aşırı duygusallığa itmiştir.”4 “Türklerde, hem yazlık hem de kışlık oturma yerlerinin, ayrı ayrı değerleri vardır. Biri diğerini tamamlardı. Prof. Abdülkadir İnan Yayla ve kışlakta oturan Türklerin ne gibi töre ve gelenekler ile disiplin altına alındıklarını bizden çok önceleri belirtmişlerdi. Çünkü yayla hayatı bir anarşi düze9ni değildi. Her Türk topluluğunun, nerelerde yazlayıp ve nerelerde kışlayacakları, kesin töreler ile belirlenmişti.”5 Birazcık araştırılıp, halk biliminin genel kurallarına dayanarak metotlar altında incelemeler yapılsa, sadece yazılı kaynaklara bakılmasa bizim anlatmaya çalışmış olduğumuz şeyin aslında ne kadar da doğru olduğu ortaya çıkar.

Kaynaklar: 1.Tarcan, Haluk,Tarihin Başladığı Ön- Türk Uygarlığı Resmi Tarihin Çöküşü,Töreyayınevi,İstanbul 2006.Adı geçen

kaynak.2. İzberk, Mustafa, Biz Türkler göçebe miyiz? Acaba? Türk Tarihi Ansiklopedisi. Evhamlı Türklerin Yaşam Kılavuzu Türklerin Kültürü Türklerde At Kültürü...
 
Ülkücüyüm ama Ümmetçi değilim, Ülkücüyüm ama Türkeşçi değilim, Ülkücüyüm ama kürdofil değilim, Ülkücüyüm ama fettoscu değilim, Ülkücüyüm, Ülküm Başbuğumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yoldan hiç sapmadan, Atsız Atamın yoluma tuttuğu ısıkla, Kızilelma'ya ve Turan'a en kısa yoldan ulaşmaktır...