Gönderen Konu: Türk'üm Diyen Yok ( Necdet Sevinç)  (Okunma sayısı 2877 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Atsız Gök-Börü

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 236
  • Tek Dağ Başı Mezar Oluncaya Kadar !
                      Türk'üm Diyen Yok !

SEVGİLİ ağabeyim Sami Yavrucuk'un; 'Türk çocukları üç kıtadaki sonsuz cephelerde savaşırken bunlar Boğaziçi meyhanelerinde kafayı tütsüleyip, rum dilberlerine veya frenk asıllı yosmalara şiir yazıyorlardı' diye tarif ettiği devşirme çocukları, zaferi biz kazanınca ganimetten pay kapmak için en ön sırada saf tutarlardı.

Ya savaşı kaybedersek?

İşte o zaman hangi mekan veya makamda bulunuyorlarsa, 'kendilerinin aslında Türk olmadıklarını' açıklamaya başlarlardı.

Bu açıklamalar, aynı zamanda, düşmanla veya yerli işbirlikçisiyle çalışabileceklerine dair sinyal gönderme anlamına gelirdi.

Sayın Turgut Özakman, edebiyat tarihinde emsali görülmemiş bir milli ilgi ve milli duygu uyandıran ve Türk Milleti'ni Gazi'den sonra yeniden 'İstiklal-i tam' fikrinde buluşturan Şu Çılgın Türkler isimli şaheserde benzeri birçok olay anlatıyor.

Rahmetli Süleyman Nazif'le, Hüseyin Daniş arasında başlayan Fuzul” ile ilgili fuzuli tartışma, Edebiyat Fakültesi'ne intikal edince, bakın sınıfta neler oluyor:

'.... Filozof, omuzlarına inen uzun saçlarını dalgalandırarak salonu gözden geçirdi, bir adım öne geldi. Beyler, dedi, sizleri merakta bırakmamak için kanaatimi hemen söyleyeceğim sonra da iddiamı kanıtlayacağım. Fuzul” Türk değil, Acem'dir!

Süleyman Nazif Bey ayağa kalktı:

- Yanılıyorsunuz, Fuzul” özbeöz Türk'tür, Azeri Türkü'dür.

Rıza Tevfik Bey direndi.

-Hayır efendim, siz yanılıyorsunuz, Türk değildir.

Gerginlik bir anda yoğunlaştı. Bir öğrenci sinir içinde ayağa kalkmıştı:

-Türk'tür!

Sinirlilik filozofa da geçti:

-Beyler, Fuzul” Türk olsa ne çıkar? Siz Türkler aranıza bir tek Fuzul”'yi almakla ne kazanırsınız?

Bir öğrenci haykırdı:

-Sen Türk değil misin?

-Değilim! Türklükten istifa ettim! Türk'ün kılıcından başka övünecek nesi var? O da bitti. Hala İstanbul'da oturabiliyorsanız, bunu büyük devletlerin size değil, İslam ålemi'ne duyduğu saygıya borçlusunuz!'

Mehmet Emin Yurdakul'a Türkçü kimliğinden dolayı saldıran Şevket Eygi'nin 'Onurlu şair' dediği Rıza Tevfik, bilindiği gibi Türklüğü reddettikten sonra, işbirlikçilerin emrine girip, Sevr'i imzalamaktan sıkılmayacaktır!

Kitap halinde yayınlanmasını dilediğim 'Kitaba Sığmayan Çılgın Türkler' den öğreniyoruz ki, Rıza Tevfik'in Türklüğü reddettiği günlerde, Maarif Nazırı Fahrettin Rumbeyoğlu da okul kitaplarından Türk kelimesinin çıkarılmasını istemiştir!

İşte tam burada, 28 Mayıs 2005'te Birlik Vakfı'nın düzenlediği, Recep Tayyip ve tayfasının da hazır bulunduğu toplantıda 'Türk Devleti' ifadesinin Anayasa'dan ihraç edilmesinin istendiğini hatırlatmak gerekir.

'Türk Devleti' belirlemesinin Anayasa'dan ihracını isteyen Prof. Dr. Mustafa Erdoğan'ın, İnsan Hakları Danışma Kurulu'na tayin edilerek ödüllendirildiğini de hatırlamak

gerekir.

Bugünlerde bazı yazarlar gazetelere açıklamalar yaparak 'kürt, arap, çingene, ermeni, Akdeniz'li, İstanbul'lu, dünya'lı, Türkiye'li olmakla böbürlenmeye başladılar.

Türk'üm diyen yok!

Yani Damat Ferit de hortladı, Rıza Tevfik, Ali Kemal ve benzerleri de.

Öyleyse Mustafa Kemal de Samsun'a çıkmalıdır artık. İstiklal Mahkemeleri de kurulmalıdır. Kılıç Ali, Hakk'ın rahmetine kavuştu ama Altemur Kılıç ağabeyimin göreve hazır olduğunu biliyorum. Ben de verilecek her türlü görevi ifaya hazırım efendim.
GAYRI RAHATTA BULDUM CANIMA "İLK HARAMI "!