22 Mart 2011 tarihinde herkesin bildiği gibi, Tüsiad tarafından bir Anayasa önergesi yapılmıştı. Tüsiad’ın 6 ay gibi uzun bir sürede ve 30 akademisyene (!) yaptırdığını açıkladığı Anayasa metni Türk Cumhuriyetin temelini oluşturan yasalarında değiştirilmesini öngörüyordu. Burada dikkat çekilmesi gereken nokta Tüsiad’ın görevi ve amacı nedir. Bütün üyelerinin işadamlarının oluşturduğu, Türkiye’nin en zengin ailelerinin üyesi oldukları bu topluluk Türk Milletine istihdam sağlamalı, daha iyi çalışma ortamı hazırlamalıdır. Tüsiad’ın asıl amaç ve gayesinin bu olmadığı aşikârdır.

                Eğer Tüsiad dışında başka herhangi bir Dernek veya Vakıftan böyle bir talep gelse nasıl karşılanırdı. Mesela; Emekli Paşaların oluşturduğu bir dernekten Anayasa değişikliği için bir metin hazırlanıp medya vasıtasıyla açıklansaydı sonuçları ne olurdu. Büyük ihtimalle AKP iktidarı bu bir darbe girişimi gibi bir takım ithamlarla suçlayacak, daha sonrada hasbelkader bu paşalar Ergenekon’dan içeri atılabilirlerdi. Gel gelelim öyle olmadı neden hükümetten bir ses çıkmadı, sebebi çok belli parayı veren düdüğü çalar.

                Asıl meseleye dönecek olursak, Tüsiad’ın böyle bir Anayasa metni hazırlatıp sunması ne Tüsiad’ın görevidir, ne de haddinedir. Türk Milletinin omurgasının oluşturan Anayasamızın ilk 4 maddesinin değiştirmek Türkiye Cumhuriyeti’nin temeline bomba koymakla eşdeğerdir. Türk Milletinden para kazanıp, daha sonra Türk Milletinin değerlerinin değiştirmeye kalkmak kabul edilebilecek bir davranış değildir.

               Türk Milletinin izlemesi gereken yol İlk Başta Boyner Mağazalarından alışveriş yapmayarak bu insanların bizden para kazandıklarını hatırlatmaktır. Daha sonra diğer üyelerinin ürünlerini almayarak protesto edilmelidir. Türkiye Cumhuriyetinin asıl sahibinin kim olduğunu bu sayede gösterilebilir.

               Tüsiad’ın önerdiği Anayasa metninde asıl görülmesi gereken şudur, Türkiye Cumhuriyetinin değiştirilemez nitelik olan maddelerinin değiştirilerek, Türkiye Cumhuriyetini 2 milletli bir devlet haline getirme amacıdır. Tüsiad Anayasası’ndan alıntı yapacak olursak çalışmada "yerel yönetimlerin yetki alanı genişletilmesi", "Her türlü kimliksel örgütlenmeye izin verilmesi" gibi son derece de tehlikesi ve sinsice olan maddeler bulunmaktadır.

               Türkiye’de tek bir kimlik vardı oda Türk kimliğidir. Ya bu gerçeği kabul edecekler ya da istedikleri başka ülke de yaşayacaklar.
Terörist başı tarafından dillendirilen 'demokratik özerklik' konusunda TÜSİAD’IN görüşlerine de yer verilen raporda 'demokratik özerklik' sözcüğü kullanılmadan, "yerel yönetimler güçlendirilmeli, yetkileri arttırılmalı, her türlü kimliksel örgütlenmeye izin verilmesi " gibi son derece tahrik edici maddeler bulunmaktadır.

               Bu maddeler Türk Milletinin yararına olacak maddeler değildir, bunları görmemek için ya kör, yada İQ seviyesinin 70’den az olması gerekmektedir.

               Yazının sonuna geldiğimiz zaman Prof.Dr.Ümit Özdağ’ın bir konferansta söylemiş olduğunu şu sözü unutmamak gerekiyor.