RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA GÖRMEDİKLERİMİZ
Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başladığı 24 Şubat 2022 tarihinden beri İngiltere’nin servis ettiği haberler basında bize aksettiriliyor.
Peki Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin biz Türkler olarak bakılması gereken tarafı nedir?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24 Şubat Perşembe sabahı, ülkenin doğusundaki "ayrılıkçıları" korumak için Ukrayna'ya askeri operasyon başlattıklarını duyurdu. Putin’in bu konuşması aslında dağılan Sovyetler Birliğini tekrar toparlamanın bir başka hamlesidir. Tıpkı 18 Mart 2014 de Kırım’ı ilhak etmesi gibi. Putin’in Rus İmparatorluğu hevesini gören ABD ve İngiltere Avrupa ve Asya üzerinde hakimiyet kurmak için Rusya’nın önüne Ukrayna’yı attılar.
Bu kirli oyunda bizim görmemiz diğer bir önemli nokta da Rus Ordusunun hemen hemen yarıdan fazlasını Rusya Federasyonundaki Türkler (Altay, Başkurt, Çuvaş, Karaçay, Kırım, Hakas, Yakut, Tatar, Tuva, Kazaklar) oluşturmaktadır. Peki Karşısındaki savaştığı Ukrayna ordusu ve halkı farklı mı? Ukraynalıların kökeni, Peçeneklerdir. Göktürk Devleti'nin yıkılmasıyla birlikte ana yurtları olan Batı Sibirya'dan ayrılarak geldikleri Volga ve Ural Nehri arasındaki bölgeyi merkez edip oradan da Kuzey Kafkasya, Karadeniz, Doğu Avrupa ve Balkanlar'a akınlar düzenleyen göçebe Türk halkıdır. Zamanla slavlaşarak Ukrayna adını almışlardır. Ukrayna’nın yarıya yakın nüfusunu halen öz kimliğini muhafaza eden, Gagauzlar (Gök Oğuzlar), Karaylar ve Kırım Türkleri oluşturmaktadır. Doğal olarak Ukrayna ordusunun büyük bir bölümünü de Türkler oluşturmaktadır. Bu savaş bir nevi Türk katliamı, Türk soykırımı gibi bir savaştır. Batı bunu bilerek hesaplayarak bu savaşı çıkartması için Putin’i kışkırtmıştır.
Türkler üzerinde bu kara senaryo oynanması yetmezmiş gibi Çeçenler Rus saflarında Ukrayna’ya karşı savaşmak için cepheye Çeçen birliği göndermiştir. Müslüman Müslümanı öldürüyor, Türk Türkü öldürüyor. Karadeniz’de bu şekilde yaşanan Türk soykırımı olurken Çin’in Uygur Türklerini asimile ederek Doğu Türkistan’ı Çinlileştirmesine dünya kör ve sağır kalmaktadır.
Başta Türkiye olmak üzere bağımsız Türk devletlerinin de yaşanan bu Türk soykırımına dikkatlerinin yoğunlaşmaması için Ümmetçilik safsatası yoğun bir şekilde propaganda edilmekte, karşı çıkanlar ve Türk dünyasının karşılaştığı tehlikeyi dile getirenler Irkçılık söylemi ile susturulmaya çalışılmaktadır.
Çok geç olmadan, Türk Dünyasının "Her şey Türk için, Türk'e göre, Türk tarafından" prensibi ile biran önce milli bir Türklük politikası etrafında birleşmeleri gerekmektedir.
Zararın neresinden dönersek kardır.
Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!..
Ne Mutlu Türküm Diyene!..
Adil ÖZTÜRK