Gönderen Konu: Vahim Gelişmeler: Kıbrıs Elimizden Kaydırılıyor  (Okunma sayısı 9375 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ilteris7

  • Ziyaretçi
 Biz Eurovision, Orta Asya'dan Türk ithal etmek gibi  saçmalıklarla kendimizi oyalarken; Türkiye ve Türk Milleti'nin aleyhine pek çok gelişmeler yaşandı. Ancak kendimize yarattığımız sahte düşlerden uyanmak, işimize gelmediği için bunları görecek durumda olduğumuzu sanmıyorum. Çünkü ülkemizin ciddi sorunlarının(içeride ve dışarıda) tartışıldığı konuların, Otağımızda kürtlere küfür edip, kendini tatmin etmek var iken, reyting yapacağını sanmam. Doğru düzgün Türkçe yazıp; meramını adam gibi ifade edemeyen Türkçülerden, bunu beklemek, açıkçası inandırıcı gelmiyor.

 Geçen hafta içerisinde Talat denen hain, Palikarya Hristofias'la anlaşmaya vardı. Bu ne demek biliyor musunuz?.

Açıklayalım:

 - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ortadan kalkacak.

 - Türklerin yaşadığı yerler federal eyaletler olarak Rumlara yani Birleşik Kıbrıs Federatif Cumhuriyeti'ne bağlanacak 

 - Adanın Uluslararası alanda tek temsilcisi olacak(Zaten Avrupa Birliği ve B.M, Rumları adanın tek temsilcisi sayıyordu.)

 -  Türk Askeri, Adadan çıkartılacak.


 Bu sürece nasıl geldik onu da hatırlatalım:

 a) Meşhur üçlü koalisyon hükümeti(Anap-Dsp-Mhp) döneminde; Avrupa Birliği'nin ve B.M'nin dayattığı Annan Planı'nın Müzakeresi'nin Türkiye tarafından kabulü,

 b) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde seçimler ve CTP'li Talat'ın iktidara gelmesi, Annan Planı'nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından onaylanması,

 b) Talat'ın Papadapoulos ile yaptığı 8 Temmuz 2006 Anlaşması,

 c) Talat'ın Hristofyas ile yaptığı 21 Mart 2008 Mutabakatı,

 d) Talat Hristofias adlı muhteşem ikili ve 23 Mayıs 2008 Mutabakatı

 23 Mayıstaki son Mutabaktan çıkan iki sonuç şudur:

 - BM Güvenlik Konseyi kararlarında da öngörüldüğü gibi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, ( Rum Devleti) federal bir yapıya dönüşerek, BM ve AB üyelikleri, Büyükelçilikleri, yaptığı tüm uluslararası anlaşmalar geçerli olacak şekilde  “Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti” adıyla devam etmesi;

 - KKTC’nin ise egemenliği olmayan bir eyalete dönüşerek bu devletin Kuzey kanadını oluşturması, Türk Halkının bu devlete yamalanması, bu devletin Rumların istediği gibi TEK EGEMENLİK, TEK VATANDAŞLIK, TEK KİMLİK VE TEK TEMSİLİYETE sahip olması…

 Şimdi bu durum aynen gerçekleşirse Türkiye'yi bekleyen tehlikeler şunlardır:

 Biraz hafızanızı zorlarsanız Rum'ların 1999'da Rusya'dan S-300 füzelerini sipariş ettiğini ancak o dönemki yoğun dış baskı sonucu bunu alamadıklarını hatırlayacaksınız. Bu füzeler Yunanistan'da kalmış ve Girit adasına konuşlandırılmıştı. Bu füzelerin şu an mülkiyeti Yunanistan'a geçmiştir.

 http://www.haberturk.com/haber.asp?id=22220&cat=180&dt=2007/05/04

 Bu füzelerden bazılarının Rumlarada devrediliği yukarıdaki haberin bağlantısında geçiyor.

 Sonuç olarak, Asil Helen komşularımız Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi; çıkacak bir savaş esnasında Türkiye'ye ait her türlü askeri, sivil hedefi uzun menzilli S-300 füzeleriyle vurmak gibi stratejik bir avantaja sahip oldular.

 Bu sürece gelmemizdeki en büyük kabahatli bizim seçtiğimiz, siyasetçilerdir.

 Kıbrıs'a Barış Harekatını yapan, adanın yarısını almayan, Harekat sonrası hayati önem taşıyan müzakerelere tek başına iktidar olmak için hükümeti feshedip bırakan  Ecevit:"Biz Rumlarada barış götürdük." demişti. Aferin sana, Barış götürdüğün Rumlar da şu an senin sayende sirtaki oynayıp, Uzo'yu çekiyorlar.

 12 Eylül'ü Darbesinin başındaki Kenan Evren, Asil Helen komşumuz Yunanistan'ın Nato'ya alınmasını sağlayan insan...

 Meşhur üçlü koalisyon(Anap-Dsp-Mhp); Annan Plan'ını müzakere edilmesini kabul eden çok Milliyetçi ve Güvercinlerden mürekkep, Türk Ekonomisini mahvedip, ülkeyi çökerten Akp'ye hediye eden, A.B, Amerika ve BM 'nin baskılarını blöflerini yiyen güzide koalisyon hükümetimiz...     
   
 Ve Denktaş'ı devredışı bırakıp, Rum Tarafının tezlerini onlardan çok savunan Talat'ı daha başa geçmeden muhatap alan, De Soto, Papadopoulos gibi Türk düşmanı eşkiyalarla masaya oturan, Annan Planı'nı Türkiye kamuoyuna kabul ettiren, Ordumuzun Kıbrıs'tan Lübnan'daki İsrail gibi çekilmek zorunda kalacağını haykıran ve şu an ülkemizi mahveden, Ameirka, İsrail ve A.B'nin tüm dayatmalarını kabul eden mevcut Akp Hükümeti...

 Peki çözüm nedir?

 Çözüm öncelikle Akp Hükümeti'nden ne şekilde olursa olsun kurtulmaktır.

 Daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin lağvedilerek, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti'ne İl statüsünde (YÜCE BAŞBUĞUMUZ ATATÜRK'ün Hatay Modeli Uygulaması)bağlanması, Rum sınırının kapatılmasıdır. Türkiye'deki ordu birliklerimizden Kıbrıs'a takviye ve yığınak yapmak gereklidir. Sırf A.B vatandaşlığı için Rumlara ülkesini satan, alçak hainlerin vatandaşlıktan çıkarılarak, Kıbrıs'a ve Türkiye'ye girişleri yasaklanmalıdır.

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Degerli agabeyim,sayin Ilteris 7. Yukardaki eklediginiz,cok degerli,ileti icin,sagolun varolun.Yazdiklarinizi okuduktan sonra,bu gelismeleri tekrardan yasamis gibi hissettim kendimi. Tehlike bagira,cagira geldi,kapimiza dayandi.
Referandumda,hayir deseydik,belkide savas bile acacak kadar ileri gidebilirlerdi. Ne yazikki,yes be annemcilerin,evet demeside,zaman kaybindan baska,hicbir seye yaramadi,hakli oldugumuz davamizda haksiz ciktik. Tabii konu,hak hukuk,meselesi degil.Kim güclüyse,hakli olanda odur.Kimse bizi,rum yunan ikilisiyle basbasa birakacagimizi sanmasin.Birlige üye olduktan sonra,rum arkasini saglama aldi.Bundan sonraki her ihtilafta,karsimizda avrupa birliginin,oldugunu hesap etmek zorundayiz.Aklima demirel´in bir sözü geldi! Kibrisi bizden,alirlar almasinada,500 000 askeri gözden,cikarirsalar olur demisti.Avrupa bu kadar sayidaki,askerini,kurban vermeyi,göze alamaz kanimca.alirsalarda sonuclarinada,katlanirlar.Sonumuz hayir olsun,fakat durum hic ic acici degil.Saygilarimla.T.T.K.
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.

Çevrimdışı 03MAYIS1944

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 8
Soydaşlar, Kıbrıs konusunda çok büyük iddialar var.

-  Geçitkale askeri havalimanı
Talat Hükümeti tarafından bir ihale ile CAS adlı bir İngiliz şirketine verilmiştir.


- Geçitkale havalimanının 20-25 kilometre doğusunda bir İsrail şirketine,
5 000 kişinin yaşayabileceği bir kasaba inşaatı ve yönetimi konusunda izin verilmiştir.
Liman inşaatları konusunda verilen izinlerle birlikte düşünüldüğünde,
bu kasaba inşaatının masum bir sivil yerleşim yeri olmadığı anlaşılmaktadır.


-   Gene aynı bölgede bir İsrail şirketine iki liman inşa etme ve işletme konusunda yetki verilmiştir.
Önemli olan nokta şudur: Limanlardan biri, uçak gemilerinin yanaşabilmesine uygun,
16 metre deniz derinliğinin bulunduğu yere inşa edilecektir.


Elin oğlu elini kolunu sallaya sallaya istediği yere yerleşiyor, ya biz ne yapıyoruz?

Dizi izleyip, yatıp kalkıp uyumaya devam ediyoruz.

Nerede uyuyor ve  uyutuluyorsan iyi günler Türkiyem.



Türk Irkı Sağolsun


http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=2600
DÜNYANIN KADERiNi TÜRKLER
TÜRKLERiN KADERiNi TÜRKÇÜLER
TÜRKÇÜLERiN KADERiNÝ SiZLER BELiRLEYECEKSiNiZ...

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
KKTC'de Amerikan ve İsrail Üsleri mi? - Erol MANİSALI
15 May, 2008 10:17:00 Erol MANISALI


 

Son aylarda herkes Talat-Hristofias görüşmeleriyle oyalanırken örtünün altında çok garip operasyonlar yürütülüyor.

- Geçitkale Havalimanı KKTC’nin kuzeydoğusunda, G. Magosa’ya yakın bir yerdedir. TSK tarafından inşa ettirilmiş askeri bir tesis (üs) olmakla birlikte, Ercan’ın bakım ve onarımı yapıldığı dönemlerde, sivil havalimanı olarak da zaman zaman kullanılıyor.

Türkiye ve KKTC bakımından stratejik bir öneme sahip olan bu askeri havalimanı KKTC hükümeti tarafından ihale ile CAS adlı ve 2005’te kurulmuş bir İngiliz şirketine verildi. İşin arkasında, “Amerika’nın bulunduğu” ısrarla söyleniyor.

AKP hükümetinin izin ve onayı olmadan bu işlem kesinlikle yapılamaz. Ankara bu stratejik askeri üssü İngilizlere (ve Amerikalılara) neden devretti? Üstelik kamuoyuna, “Asil Nadir’e veriliyor” şeklinde yanıltıcı bir açıklama da yapıldı. Bu açıklama sonradan yalanlandı.

- İkinci ilginç gelişme ise KKTC hükümetinin bir İsrail şirketine, “5000 kişinin yaşayabileceği bir kasaba inşaatı ve yönetimi” konusunda izin vermesi. Ne tesadüftür ki bu inşaat alanı Geçitkale Havalimanı’nın 20-25 km doğusunda bulunuyor.

- Başka bir gelişme daha da çarpıcı; yine aynı bölgede İsrail şirketine KKTC hükümeti tarafından verilen bir izin var; İsrail firması iki liman inşa edecek ve işletecek. Üstelik bir tanesi, “uçak gemilerinin yanaşabileceği derin liman özelliğini taşıyor.” 16 metre derinliğe sahip.

KKTC hükümeti Ankara hükümetinin de izni ile İngiliz (ABD) ve İsrail şirketlerine “havaalanları, limanları, yerleşim yerleri” inşa etme, işletme ve “uzun yıllar tasarrufunda bulundurma” yetkisi veriyor.

KKTC’de meydana gelen bu gelişmelerden ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?

Yarın neler olacak?

1) ABD, İngiltere ve İsrail’in katkısı ile KKTC’ye askeri olarak yerleşme hazırlıkları içinde görülüyor. İngilizlere (ve Amerikalılara) ait yeni kurulan bir şirket askeri havalimanını ihaleyle eline geçiriyor.Yakınına İsrail şirketi 5000 kişinin (personelin) yaşayacağı bir kasaba inşa ediyor. Ve yine bir İsrail firması, uçak gemilerinin gireceği derinlikte liman yaparak yönetimini (ve tasarrufunu) elde ediyor. Son gelişmeler bu olasılıkları akla getirmez mi?

2) Lefkoşa’da M. Ali Talat, Ankara’da AKP var; bunlar ABD, İngiltere ve İsrail’in bölgedeki yeni ortakları. Alelacele, medya şaşırtmaları yapılarak yürütülen ihaleler… Anadolu’nun korunmasının önemli tesislerinden biri olan Geçitkale Havalimanı’nın CAS’ye terk edilmesi. Derin limanlar ve 5000 kişilik kasaba inşaatı.

KKTC’de sanki, Batı işgal ordularının altyapısı hazırlanıyor. ABD, İngiltere, İsrail, AKP ve Talat hattını yan yana oturttuğumuz zaman resim daha da netleşiyor.

3) Kıbrıs’ın güneyi, yani Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti 1 Mayıs 2004’te AB’ye tam üye yapılmış ve onun şemsiyesi altına alınmış.

Adanın kuzeyi yani KKTC’nin bulunduğu bölge ise Batı’nın diğer ortakları olan ABD ve İsrail tarafından paylaşılacak. Petrolü için değil. Arap ülkeleri, İran ve Türkiye’ye tepeden bakan bir kartal yuvası gibi, stratejik konumu yüzünden.

Geçmiş yıllarda Kıbrıs’ın,Türkiye ve Yunanistan arasında taksiminden söz edilirdi. Oysa ada, AB ile ABD (ve İsrail) arasında paylaşılıyor. Kıbrıs adası, BOP için savaş arabalarının geçeceği yeni Roma İmparatorluğu’nun ön karakolu oluyor.

Kıbrıs ve BOP

Adanın güneyine İngiliz üsleri, Dikelya ve Agratur yıllardır, Batı emperyalizminin simgeleri olarak yerleşmişler. AB’nin diğer büyükleri de yavaş yavaş geliyorlar.

Kıbrıs’ın kuzeyine ise ABD ve İsrail yerleşiyor. İdeal bir ortam hazırlanmış. Türkiye “tek yanlı AB süreci içinde kıstırılarak” adadan yavaş yavaş tasfiye ediliyor. Geçitkale Askeri Havalimanı (üssü) elinden alınıyor. M. Ali Talat ve AKP gibi stratejik ortaklarla bu işi tıkır tıkır yürütüyorlar. Tayyip Erdoğan daha milletvekili bile olmadan, Kasım 2002’de, “40 yıllık Kıbrıs politikamız değişecek” diyordu.

Bu değişiklik geldi çattı; ada Türkler ve Rumlar arasında değil, ABD ile AB emperyalizmi arasında paylaşılıyor.

Kıbrıs BOP için olağanüstü stratejik bir konuma sahiptir. Kafkasya, Körfez, Doğu Akdeniz arasındaki enerji bölgesine sahip olmak ve yönetmek için Kıbrıs adasının bir savaş makinesi gibi işletilmesi gerekiyor.

- 1992’den itibaren AB, Türkiye ve Kıbrıs planlarını uygulamaya soktu.

- AKP iktidara getirilirken M.Ali Talat’lar da beraberinde hazırlanıyorlardı. Tek yanlı belgeler, AKP ve Talat’lar yan yana gelince her şey çorap söküğü gibi gitti.

İleride Kıbrıs adasında, turistler değil asker postalları, füzeler, süper jetler görülecek. Boşuna buraya, “Bu bir ada değil, dev bir uçak gemisidir” dememişler?


       Degerli andam,03 mayis 1944,Bu cok önemli haber icin,sagol ,okumayan andalar,okusun diye ekliyorum.T.T.K.
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.

Çevrimdışı Mete Saltuk

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 147
"Kibrisi bizden alirlar almasina da; 500 000 askeri gözden cikarirsalar olur" demisti.(motun yabgu'dan alıntıdır)

Kıbrıs'ta "yes be annem"ci ve kraldan çok kralcı, o kadar Kıbrıs'lı Türk var ki... Demem o ki; Kıbrıs için,biz 500.000 asker veririz ama, ya Kıbrıs?


Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Hayir anda,bir yanlis anlama durumu,yada ben ifade edemedim. O söz coban´in sözü,hani su,insanla koyun gütmeyi birbirine karistiran,cavit caglara miklletin parasini,peskes cektikten sonra,verdimse ben verdim diyen,nami diger,mason demirel var ya,o iste.Kibrisi bizden,alirlar almasinada,500 000,kayip vermeyi göze almalari lazim demisti. Kibrisli´lara gelince,(Isterseniz bana kizin) ben onlari zaten,Türkten saymiyorum.Bizim kibrisi,oranin yerlileri icin degil,topragi ve dolayisiyla stratejik önemi icin,asla vazgecmeyecegimize inaniyorum.T.T.K.
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.

Çevrimdışı Mete Saltuk

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 147
Değerli motun yabgu kardeşim;

aslında aynı şeyleri söylüyoruz. Benim cümlemde eksiklik var. Şöyle düzelteyim: Gerekirse, Kıbrıs için biz de 500.000 asker veririz, ama, ya Kıbrıs Türkleri?

Kıbrıs Türkleri hakkında, sana hak veriyorum. Sinirlenip, senin gibi düşündüğüm oluyor, ama, bu ülkenin %47'si de onlar gibi. Gün gelecek uyanacaklar, uyandıracağız. Saygılarımla

Çevrimdışı Yalniz Kurt

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 87
Kibris konusunda bastan beri yanlis siyaset güdüldü bence.Osmanlidan kalan Komplekslerimizle,felan ne der,filan ne der? cekingenligi gösterildi.K.K.T.C. yi  tanimak isteyen Türki Cumhuriyetlere bile karsi gelinildi.

Kosova,Daglik Karabag gibi kücücük devletler,üc-bes günde kurulup taninirken,K.K.T.C. 30 yildir tanitilamadi.Rum kesimi üzerinde Türkiyenin söz hakki varken,bu hakdan vazgecildi,Rumlarin AB ye girmesine göz yumuldu.

Kibrisin AB nin sorunu olmasina,hic geregi yokken,bizim hükümetlerce izin verildi.Birlesmis Milletler gereginden fazla abartilip,abartili beklentiler icine girildi.kisaca, o kadar cok yanlislar yapildi ve halende yapilmakta.

Degisen Dünya konjektöründe,Kibris Adasi icin,ABD ve AB nin istahlari kabardi.ABD ve AB,Kibris halkina uzunca bir süreden beri psikolojik baski ve propaganda yapmaktalar.Insanlara zenginlik vaat etmekteler.Sonucta,konunun basliginda oldugu gibi,Kibris elimizin altindan kaydirilmakta.

Akp hükümeti basimizda durdugu sürecede,Türkiyedeki krizlerle bile basedemeyecegiz anlasilan.
Hergün yeni bir gerginlik,yeni bir krizi bilerek yaratiyorlar bence.

Tanri Türkü Korusun.

Çevrimdışı FÜTUHAT

  • AKINCI BEY
  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 3
Devlet başa,kuzgun leşe diye bir tabir vardır,eğer bu hükümet görevini millet adına yerine getirmezse Kıbrısı 1877'de ingiliz kolonisine devrettiğimiz gibi ,kanla sınırları çizilmiş yavru vatanı ,masa başında azılı düşmanımız rumlara bırakacağız acaba şehitlerimizin kemikleri sızlamıyacakmı soruyorum AKP yandaşlarına...

Çevrimdışı ÖzerBozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 74
Kıbrıs'ta benim güvendiğim kişi Papadapulos idi. Adam o kadar milliyetçiydi ki tam teslimiyet olmadan adayı almayacaktı. Referandumda gördük bunu. Allah'a şükrettim Papadapulos var diye.
Ancak yeni rum bölgesi başkanı ''nasıl olursa olsun, bizim olsun'' diyen cinsten olduğu için tehlike çanları çalıyor.
Bu Talat felan Papadapulos'tan çok daha düşman birisi.