Kalem kılıç olsun dava uğruna
Yazalım gardaşım ölene kadar
Öğretmen mühendis asker olalım
Yazalım mazlumlar gülene kadar

Çalışana dağlar bile yol olur
Tembel olan cehalete kul olur
Çalışırsak meseleler hal olur
Yazalım yanlışı silene kadar

Cahile tembele bakıp gülelim
Kitaplarda derya gibi olalım
Yanlışı atalım hakkı bulalım
Yazalım doğruyu bulana kadar

Atatürk diyordu mürşid ilimdir
Gel mürşide gardaş ışık bilimdir
Bilim çalışmaktır  kağıt kalemdir
Yazalım mürşide varana kadar

Okusun çocuklar gençler bacılar
Mürekkep yalamış hoca hacılar
Dinsin artık memlekette sancılar
Yazalım sancılar dinine kadar

Bilimin insana ne zararı var
Bilim aydınlıktır hem yararı var
Okuyacağım de şu kararı ver
Yazalım geceyi kırana kadar

İnsanlar uyandı gayri nicedir
İlimsiz milletler kördür hicedir
Cehalet bizlere koyu gecedir
Yazalım sabaha erene kadar

Turani okuyup yazacak ilmi
Bulacak cevheri ışığı hilmi
Okuyacak Kanuniyi Selimi
Yazalım Turan'a varana kadar

Bazı savaşlar vardır topla tüfekle kazanırsın.Onun sonucu bellidir.Haritada bir iki yeri düzenlersin geçer.Hatası ile sevabı ile değerlendirmek artık tarihçilerin yazarların v.s işidir.
Amma bazı savşlar vardır ki;orda ne bomba ne tüfenk ne top kullanırsın.Orda kalem tutar ellerin.Cehalete yobaza haine karşı kılıç yaparsın kalemini.O savaşlardır aslında milletleri ayakta tutan...
Eğitim olgusundan bahsediyoruz.Nasıl ki eğitimli ama küçük bir tim koskocabir çapulcu tayfasını yenebileceği gibi aynen bir kalemde yazdıklarıyla çizdikleriyle dünyanın haritasını değiştirebilir.
Kalem ve kılıç;bu ikisini tek başına değerlendiremezsiniz illa ki onların dayanacağı bir nokta olacaktır ve olmuştur da zaten...
Onun için önce ''EĞİTİM'' sonrası zaten sırayla gelecektir.

Salur Bozkurtu teşekkür ederim.
Esenlikler, saygılar..
TTK