Değerli kandaşlarım ;

Bilindiği gibi 2007 senesinin sonlanmasına ve yeni bir yıla girmemize sayılı günler kaldı.2007 senesinin Türk insanı için ve bilhassa Türk milletinin fedakârları olan Türkçüler için pek de iyi anılarla gelip geçtiğini söylemeyiz.kürt terörünün son sürat hızlandığı,türban tartışması gibi gündem değiştirme amaçlı suni tartışmaların ön plana yerleştiği bir zaman dilimi idi 2007 yılı.Tabi ki verdiğimiz Şehitler de sabırları taşırdı ve yürekleri dağladı yine.

Ama bu makâlede bahsedeceğim konu yukarıdaki girizgâhtan biraz daha farklı bir amaç ihtiva ediyor.Bilindiği gibi Christmas Bayramı(yahut haftası) Hristiyanların kutladığı bir bayram olup,Türk gelenek ve anânelerinde yeri olmayan bir bayramdır.Yıllardır her yeni yıla girişte Türk insanının gözlerinin içine soka soka Haçlı adetleri işlenmekte,Noel Baba gibi karakterler özellikle çocukların gözünde albeni taşıyan nesneler olarak kullanılmaktadır.Milli bayramlarını es geçen bazı gençler şaşalı partilerle ve gayri-Türk unsurlar ihtivâ eden aktivitelerle geçirmektedirler Kutsal Noel Haftasını. (!)

Salt yeni yıla girme amaçlı olarak mütevazi bir biçimde eğlenmek ve çeşitli dost cemlerinde birkaç kadeh parlatmak elbette Türk insanının da hakkıdır.Ben bu bağlamda Türk insanından esirgemiyorum yeni bir yıl kutlamasını..

Ancak Türkiye'de her olay abartıldığından ve Batının sömürgeci ve kan emici devletleri kendi yapmacık ve uydurma kültürlerini Türklüğü zehirleme aracı olarak kullandıklarından dolayı benim içim hiç rahat olmuyor Christmas Haftasında. (!)

Benim kaygılarım dini kaygılardan ziyade Milli kaygılardır ve bu kaygılarım,bir milletin kültürünün yozlaştırılmaya çalışıldığı her salise daha da artmaktadır.Haçlı Seferleri 1094 yılında kılıçlarla yapılıyordu.Ancak 2007 yılının Haçlı Seferleri kılıçlarla,toplarla değil Christmaslarla,Noel Babalarla yapılıyor.Haftaiçinde bir kaç büyük alışveriş merkezini gezdim ve ekseriyetle Noel Baba kıyafetli animatörler,Süslü çam ağacı motifli albenili mağazalarla karşılaştım.Hediyelik eşya ve çocuklara yönelik oyuncakların satıldığı reyonlarda da durum farksızdı.Noel Baba Bibloları ve Happy New Year yazan çeşitli materyaller..

Ama hiç Dede Korkut Biblosu görmedim.Nasreddin Hoca'nın eşeğine ters binme figürüne de rastlamadım Welcome Cristmas yazan buğulu mağaza vitrinlerinde.
Çin'e karşı kahramanca Türklüğü savunan Yiğit Kürşad ve 40 arkadaşıının da esamesi okunmuyordu Çocukların çılgınca eğlendiği oyun parklarında.Milli kahramanlarımızı çocuklarımıza sevdirmeye ne gerek var ki? Nasıl olsa Avrupa Birliğine girmeye de hevesliyiz değil mi?

*2008 yılını ben de salt yeni bir yıla gireceğimiz için buyur edeceğim mütevazi bir biçimde.Taksim ve Kadıköy'de her sene yapılan ve binbir türlü rezaletin görüldüğü,ahlaki çöküntünün kendini gösterdiği ve etnik özürlülerin millete zehir ettiği Yeni Yıl Kutlamaları bu sene yerinde bir kararla iptal edilmiş.Çok da güzel olmuş.

Son olarak 2008 yılının başta Türkiyemiz olmak üzere bütün Türk Dünyasına esenlikler getirmesini ümit ediyorum.

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!

Allah razı olsun arkadaşım çok güzel demişsin sana  katılıyorum

Utanç Duyuyorum

Yılbaşı, Türk insanını tükettikçe mutlu olan ucubelere çeviren emperyalist güçlerin kullandığı bir araçtır. Elbette her kültürde bir takvim vardır. Bu takvim gereğince yeni yılın gelişi çeşitli milletler tarafından kutlanır. Yeni yılın gelmesini, ertesi günün resmi tatil olmasından da yararlanarak bir iki kadeh içkiyle değerlendirenlere söyleyeceğim bir söz yok.

Ancak mesele bu kadar basit değil; Aslında yılbaşının İsa Peygamberin doğmasıyla bir alakası yoktur. 1 Ocak tarihi, Roma Senatosu'nun açılış tarihidir. Tesadüf, İsa peygamberin doğumu, aralık ayının son haftasına denk gelir. Hıristiyanlar, "Noel" adı altında bu günü kutlarlar. Buna da söyleyeceğim bir şey yok; isterlerse otursunlar, sabaha kadar kutlasınlar.

Ancak bu kutlamanın bizim kültürümüzli bir ilgisi yoktur. Yaklaşık 1000 yıldır hıristiyan olan Gagauz kandaşlarımız gibi, nüfusça küçük gruplar hariç, Türk kültürünün Hıristiyanlıkla bir alakası yoktur. Ancak yeni yılı bir ticari fırsat olarak değerlendirenler, cehaletlerinden de kaynaklanarak, noel baba kıyafetleri giymiş palyaçoları ortalıkta dolaştırıyorlar. (Ki gerçekte o kıyafetler, Antalya civarında yaşayan gerçek noel babanın değil, iskandidav illerinde bulunan eski bir pagan karakterinin soğuğa dayanıklı kıyafetleridir)

Yani sonuç olarak, Romalıların 1500 sene önce kapanan canı cehenneme gidesi senatolarının açılış gününü, Anadolulu bir Rumun adı altında, İskandinav gavurunun kıyafetlerini giymiş ucubelerin şaklabanlıklarıyla karşılıyoruz. Görüyor musunuz kültürümüzün ne kadar yozlaştığını?..

Maalesef gerçek bu kadar acı...

Yılbaşları geldiği vakit, sokaklarda dolaşmaya utanıyorum. Eğer eskaza ortalarda dolanan bir turistle yüz yüze gelirsem, o turistin gözlerinde milletimize karşı aşağılayıcı ifadeler göreceğimden korkuyorum.

Kandaşlarım, her 365 günde bir, yaşadığım bir kabustur yılbaşları. O gün ben sokağa çıkmaktan bile utanır, evime kapatırım kendimi...

Anda, eline sağlık.

Yılbaşı kutlaması ile Noel kutlamasını birbirine karıştıranlara uyuz oluyorum. Nedense tüm dünyâda artık yılbaşıları Hristiyanların Noel kutlamalarındaki yöntemlerle kutlanıyor. Kınıyorum.

Hem özel iletiden hemde bu konu başlığından geçmiş olsun dileklerini ileten ırdaşlarıma teşekkür ederim.