Gönderen Konu: yılmaz erdoğan  (Okunma sayısı 2611 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı NTürk

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 158
yılmaz erdoğan
« : 22 Mayıs 2008 »
Bana gelen bir e-postayı aynen buraya aktarıyorum.
Buyrun;

''İBRET ALALIM KİMLERİ YETİŞTİRMİŞİZ  BU YURT'TA

yilmaz erdogan aslinda komik degil,traji komik !!!!!!!!!!!!!!!

Yılmaz Erdoğan'a gazeteci İsmail Uğur Ertuğ'un verdiği cevabı mümkün
olduğunca forward edelim. Bu demokrat geçinen lümpen-soysuz-şerefsiz
herifin sesi kısılsın artık. Vatanını, milletini gerçekten seven,
kökeni ne olursa olsun bu topraklarda yaşamaktan mutlu olan ve bundan
gurur duyan Atatürk ilkelerine bağlı her Türk Vatandaşının, bu adamın
ve ailesinin (Gülben dahil) kitap, sinema, gösteri, konser, tiyatro
vb. sanat adı altında yaptıkları adı ne olursa olsun her türlü
etkinliği boykot etmesi gerekir. Bu aileye giden her bir kuruş,
mehmetçiğe kurşun olarak geri dönmektedir. Bunu sakın unutmayın...

Yılmaz Erdoğan duvara tosladı!..

Okuyun ve 10 değil 1000 kişiye yollayın bu bir vatan borcu. Sizlerden
ricam, saçma sapan mailleri 10 kişiye yollamak yerine bu maili herkese
iletin. Her filminde, her şiirinde TSK'ya dokundurmadan rahat e tmeyen
Yılmaz Erdoğan bu kez duvara tosladı. Mektup ' adı altında yazdığı
uzun yazıda, resmen çocuk katili bölücü teröristlerle Mehmetçiği bir
kefeye koydu. Hürriyet tam sayfa ve CNN Kürt her saat başı bu bölücü
yazıyı tekrar tekrar verdiler. Erdoğan yazısında Güneydoğu'da kimsenin
kimseye ateş etmemesi gerektiğini belirterek şöyle devam ediyor:
  'Kimse ateş etmesin, kimseye. Hiçbir gerekçeyle.
Hatta kendini savunmak için bile... Çünkü savunmaya başlayana kadar
masumsun ve masum güzel bir kelime, masum kal...'

Yani, hain terörist çoluk çocuk öldürecek, köy basacak; vatan evladı
Mehmetçik, ne dürüst vatandaşı ne de kendisini savunacak. Pes
doğrusu!..

  Devam ediyor.
  'Yazgı birini kışlaya birini dağlara götürmüş.    'Mırın' denir
Kürtçe'de 'Ölüm'dür Türkçe'de.`

Vah vah vah!.. Neredeyse kardeş katili teröristler için ağlamamızı
istiyor!.. Erdoğan pislik terörist ile vatan borcu için gönüllü olarak
askere giden ana kuzusu
askerimizin aynı kaderi paylaştığını hangi cesaretle söyleyebiliyor?

  Bakın Erdoğan, kendi aşiretindeki köleliği daha kaldıramadan,
yazısında neler yumurtluyor: 'Ve Türkçe, güzel kelimeleriyle her şeyi
iyileştirebilir. Kürtçe'yi bu cendereden çıkarabilir. Alır bu
Mezopotamyalı kardeşini, önce yaralarını iyileştirir. Onu
özgürleştirir.. '

Devletine isyan et. Dağlara çık, 30 yıl önüne geleni öldürürken
'gerilla' de. Hesabı sorulup çocuk katillerinin dağlara leşleri bir
bir serilince utanmadan
'Yazgı, kader mahkumu' deyiver. Aynı Ermeniler gibi. Fransız
üniforması giyip yüzyıllarca birlikte yaşadıkları insanlara arkadan
ateş açtılar. Hesapları tutmayıp boylarının ölçüsünü alınca 'Biz masum
insanlarız. Türkler bizi katletti vs...' demeleri gibi...


Her HAİN layık olduğu cezayı ER-GEÇ alır. Yılmaz Erdoğan
tiyatrosunda her fırsatta kendi çocukluğundan s öz ederken, 'Hakkari'de
askerler kurşun atar, biz de onları ellerimizle yakalamaya çalışarak
oyun oynardık.' şeklinde anılar anlatır ve açık açık TSK ile kafa
bulur. Onursuzlar da bunu yılışık yılışık alkışlar. Yılmaz Erdoğan NE
'kalleş dost' NE de mert düşman' olabilmeyi becerebilmiştir. Ciwan
HACO konseri için toplanan kalabalığa 'Kürtçülük' nutku atarken,
güvercin kanadına yazdığı mektuplarda 'Timsah gözyaşı' döküyor. Ama '
İç ülkeden iç ülkeye' diye şiirinde kastettiği Kürdistan'dan hiç söz
etmiyor
bu mektubunda. Yazdığı mektup, bizim mütareke medyası tarafından bin
bir türlü  duygu sömürüsü ile servis edilmeye çalışılsa da artık
mızrak çuvala
sığmıyor. Tam da TSK'nın sınır ötesi operasyon yaptığı şu sırada mı
depreşti Yılmaz Erdoğan' ın yüreğindeki 'barış' sevgisi?

  Yılmaz Erdoğan'a Doğu, Güneydoğu ve Irak'ı
ondan çok daha iyi bilen bir gazeteci olarak soruyorum:
  Türk Kürt kardeşliğine ve ateşkese bu kadar önem veriyorsan,
yıllarca PKK'nın yayın organı, terör yanlısı ve aşırı Kürt
milliyetçisi Özgür Gündem'de ve PKK saflarında faaliyet gösteren
kardeşin Mustafa Erdoğan'a neden bugüne kadar engel olamadın? Yoksa
sende mi aynı saflardaydın da haberimiz yoktu? Çok değil, 1997'de
kardeşin meşhur değilken, PKK'nın
'kalemiz' dediği, Kuzey Irak'taki Zap kampında 5 Türk askeri rehin
tutulurken kardeşin de orada yatıp kalkardı. Büyük gazete ve
televizyonların Diyarbakır muhabirleri (isimleri şimdilik bende saklı)
ile bölücü Özgür Gündem'in Ankara temsilcisi ve muhabiri olarak
kamplara gider gelirdi. O zaman kan akmıyor muydu? O zaman kardeş
değil miydik? Kardeşin yerel kıyafetlerle, 'gazeteci' adı altında
gözlerimizin önünde terörist kamplarında fink atarken, özellikle kamp
komutanı azılı terörist Rıza Altun'un dizini n dibinden ayrılmıyordu.
Rehin Mehmetçikler adına, onun da senin de ne yaptığını ben göz tanığı
olarak gördüm...  Delikanlıysan çık 'bunları bilmiyorum' de!..

Kardeşin internetteki özgeçmişine bu çalıştığı terörist gazetesini ve
o yılları koymamış, sorsana acaba neden?


  Belki hatırlarsın, sen de vardın. Kürt milliyetçisi kardeşin,
şarkıcı Gülben'le tüm medyanın önünde göstere göstere meydan
okurcasına Kürtçe şarkı eşliğinde dünya evine girmişti. Kimsenin
gözünden kaçmıyor. Şimdi kalkmış sanki Türkiye bir ülkeyle
savaşıyormuş gibi laf ebeliği yapıp, teröristle tertemiz Mehmetçiği
bir görüp milleti 'Barış'a mı davet
ediyorsun?


Abi kardeş dünyanın terrorist dediği PKK'ya halkın huzurunda siz de
'terörist' deyip, çoluk çocuk masum insanları öldürmemeleri, okul,
sağlık ocağı ile yol makinelerini yakmamaları için önce onlara  mektup
yazmanız gerekmez mi?


   Sevgili okurlar keşke türlü kelime oyunlarına hiç başvurmadan,
delikanlıca çıkıp ben 'Kürtçüyüm'
diyebilseydi daha dürüst davranmış olurdu. Tabii böyle bir kaygısı varsa.
    Siyasal Kürtçülerin başvurdukları en büyük yöntem budur.
Ağızlarını açtıklarında bol bol kardeşlik, eşitlik, barış ve sevgiden
söz ederler.
Ancak hava kararınca gündüz birlikte çay içtikleri komşularına kurşun
yağdırmaktan geri kalmazlar.  Mertlik, delikanlılık, barış, çocukların
geçtiği yollara mayın döşeyerek olmaz!


  Akrabalarına ve kardeşine önce bunu hatırlat Yılmaz.....






HARAY HARAY MEN TÜRKEM!!!