Kurtuluş Savaşının yaşandığı 1919-1922 yılları arasında, yeni kurulan meclise karşı isyan ve ayaklanmalar meydana gelmişti.
                Bunlardan birisi de Haziran 1920 tarihinde Zile'de meydana gelmiştir. Bölgede hainler tarafından yapılan isyan Milli Kuvvetler tarafından ancak 12 Haziran 1921 tarihinde bastırılmıştır.
                 Bu karışıklık ve kargaşa düzeninden kuvvet alan 40-50 kişiden oluşan asi çete gurubu Zile ilçesine bağlı, o zamanki dönemde bucak müdürlüğü olan, İğdir Bucak Karakolu'na 21 Eylül 1920 tarihinde baskın yaparak silahlı saldırıda bulunmuşlardır.
                 İğdir Bucak Takım Komutanı olan Tokat Büyükbeybağı Köyü Canikoğulları' ndan Mustafa oğlu İhtiyat Zabit Vekili Bekir PAÇAL ve askerleri mühimmatları bitinceye kadar hain saldırıya karşı koymuşlardır.
Ancak ne var ki o dönemin şartlarında yardım ulaştırılamadığından Teğmen Bekir PAÇAL askerlerine bir şey yapılmaması karşılığında asi çete gurubuna teslim olmayı kabul etmiştir.
Çete başları ve adamları karşı koymamasına rağmen ellerini bağladıkları Bekir Teğmeni atın arkasında sürükleyerek Ağılcık köyü istikametine doğru götürmüşlerdir.
Köyün 4 km çıkışında Kara Şeyh'li Şaban isimli eşkıya, yol kenarında, Teğmen Bekir'i, göğsünden vurarak, şehit etmiştir.
                 Şehit'in cenazesi birkaç gün yol kenarında kaldıktan sonra İğdir Köyünün kadınları tarafından- ki eli silah tutan herkes Kurtuluş Savaşına katıldığından köyde ancak çocuklar, sakatlar, yaşlı erkekler ve kadınlar bulunmaktadır- mezarı kazılarak üniforması ile şu anda yattığı yere gömülmüştür.
                  Aziz Şehidimiz Teğmen Bekir PAÇAL milyonlarca vatan evladı gibi şehit düştüğü yerde Türk Bayrağı'nın gölgesinde huzur içerisinde yatmaktadır.
                  Menemen'de cereyan eden Kubilay Olayının bir benzeri olan Teğmen Bekir PAÇAL' ın şehit edilmesi olayının kahpe failleri daha sonra İstiklal Mahkemelerinde yargılanıp hak etikleri idam cezasına çarptırılarak kızıl tamuya gönderilmişlerdir.
                  Aziz şehidimiz Teğmen Bekir PAÇAL'ın sessiz ve dingin orman yolu kıyısında bulunan ve yöre halkınca "ZABİTİN MEZARI" olarak adlandırılıp gelip-geçenlerce ruhuna fatihalar, yasinler okunan, ana kucağından daha müşfik vatan toprağındaki mezarı Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından imar ettirilip, abidevi bir yer haline getirilerek, hem aziz şehidimizin hatırası yaşatılmış ve hem de bu vatanın hangi bedellerle var edildiği, kalıcı olarak belgelenmiştir.

                  Ruhu Şad, durağı Cennet olsun!
                  TÜRK IRKI SAĞOLSUN!!!

                 Şehit'in cenazesi birkaç gün yol kenarında kaldıktan sonra İğdir Köyünün kadınları tarafından- ki eli silah tutan herkes Kurtuluş Savaşına katıldığından köyde ancak çocuklar, sakatlar, yaşlı erkekler ve kadınlar bulunmaktadır- mezarı kazılarak üniforması ile şu anda yattığı yere gömülmüştür.
                 

Fazlaca bilinmeyen çok hazin bir olaydır, Zabit Bekir'in şehit edilmesi...
O ateşle imtihan edildiğimiz, topyekun haçlı batının, bütün kahrıyla, üstümüze yüklendiği Milli Mücadele, Kurtuluş Savaşı, günlerinde memlekette eli silah tutan herkes cepheye giderken tamamına yakını gayr-i Türklerden oluşan kanun kaçakları bırakın cepheye gitmeyi eşkıyalık yapıp geride kalan; çocuk, sakat, yaşlı, kadın ve kızlarımıza olmadık eziyetler etmişlerdir.
Milletin malına, canına ve namusuna kasteden bu alçaklar sürüsü fırsatını buldukça da başta jandarma karakolları olmak üzere kamu kurumlarına ve görevlilerine de sarkıntılık ve tacizden geri durmamışlardır.
Yukarıda anlatılan olay en az Menemen'de şehit Kubilay'a yapılanlar kadar elim ve vahim bir olaydır.
Bundan daha elim ve vahim olanı ise: İşledikleri alçakça ve namussuzca suçtan dolayı yargılanıp çeşitli cezalara çarptırılan bu eşkıyalar daha sonraki zamanlarda; Türklük, Atatürk ve cumhuriyet karşıtlarınca sanki Cumhuriyete karşı çıkmaktan öteye suçları olmayan birer fikir suçlusu gibi lanse edilip inançlarından dolayı cezalandırılmışlar gibi gösterilerek bunlar üzerinden Atatürk'e, cumhuriyete ve Türk devletine saldırılmasıdır.
Evet hep söylene geldiği gibi "yalan söyleyen tarih utansın". Onca gerçeğe rağmen milleti çeşitli yalanlarla ve inanç istismarlarıyla kandırıp yalan tarih dizenler utansınlar. Tabii onca yalan ve iftiraya bulaşmışlarda utanacak yüz varsa...

Aziz şehidimiz Yedek Subay Bekir PAÇAL'a yüce Tanrı'dan rahmet dilerim...
Ruhu şad, durağı Tanrıdağları ve Türk Uçmağı olsun!

TÜRK IRKI SAĞOLSUN!!!

TTK.