TÜRKÇÜLÜK VE SİYASET
Türkçülük bir ülkü, siyaset ise iktidara geçme taktiğidir. Bu sebeple
bir ana inanç ve ana düşünce olan ülkü asla değişmediği halde siyaset yani
taktik her zaman değişir.
İnsanlar iktidara geçmek için partiler kurarak çalışırlar. îktidara geçmek oy
kazanmakla mümkün olduğu için oy sahiplerinin fikrini ve gönlünü almaya
uğraşırlar. Bunu sağlamak için taviz verirler; propaganda yaparlar; kendilerini
beğendirmeye çabalayıp bol bol da yalan söylerler. Hatta rakiplerine iftira
attıkları da olur.
Bu, bütün dünyada böyledir. Bizde "İttihat ve Terakki", "Hürriyet ve İtilaf"
partileri arasındaki iğrenç ve ahlaksızca mücadeleyi bir tarafa alıp Cumhuriyet
çağına, onun da Halk Partisi ile Demokrat Parti arasındaki savaş zamanına göz
attığımız zaman karşılaştığımız manzara şudur:
İktidar, iktidarda kalmak için haksızlıklar yapmış, muhalefet bundan şikayet
etmiştir. Sonra, Muhalefet iktidara geçince aynı haksızlıkları kendi yapmaya
başlamış, bu sefer evvelce haksızlık edenler aynı haksızlığa ıığrayınca feryadı
göğe yükseltmişlerdir.
Partilerde ülkü yoktur İktidara geçmek veya orada kalmak için en aşırı
tavizlerden çekinmezler. Demokrat Parti'nin iktidara geçince Türkçe ezanı yine
Arapçalaştırması samimî kanaatinden değil, oy toplamak kaygısındandır. Aşırı
Kemalist olan ve dinle ilgisi bulunmayan Celal Bayar'ın bunu isteyerek yaptığı
veya yaptırdığı söylenemez. Bununla ileriki seçimleri teminata almak istemiş ve
almıştır.
Sade dinsiz değil, aynı zamanda Tanrısız bir rejim olan komünizm ise İkinci
Cihan Savaşında Almanlar karşısında tutunabilmek için dinden yardım beklemiş,
Sovyetler Birliği'nin Hıristiyan ve Müslüman vatandaşları için kiliseler ve
camiler açılıp dinî liderler seçilmiştir.
Türkçülük, Türk miliyetçiliğidir ama her milliyetçi Türk, Türkçü değildir.
Milliyetçilik pek umumî bir deyimdir. Her normal insan az çok milliyetçidir.
Türkiye'nin bütünlüğü ve emniyeti üzerinde duygulu olup Türk milletine bağlı
kalmak şüphesiz milliyetçiliktir. Fakat böyle milliyetçiler arasında Dış
Türkler'le hiç ilgilenmeyen, hatta onların varlığından habersiz olan, siyasî
sınırlar dışında Türk ülkeleri olduğunu bilmeyen, tutsak bir Türk ülkesinin
kurtarılması için göze alınacak savaşı istilacılık sayan nice insanlar vardır.
Türkçüler bugünlük ancak Türkçü karakteri olan partileri tutarlar. Türkçülükten
sapan veya taviz veren hiçbir parti Türkçülerce tutulmaz, tutulamaz. Türkçülüğün
ne olduğu açık, seçik ortada bulunduğu için bugünkü tutumlan ile hiçbir parti
Türkçü değildir.
Aslında beynelmilelci olan sosyalizmin Türkiye'deki mümessilleri de milliyetçi
olduklarını söylerler. Hatta Orta Asya'daki atalarımızla ilgimizi inkar edip bu
topraklar üzerinde Hititler'den başlayarak üstüste yığılmış olan etnik
döküntülerinin karması olduğumuzu ileri sürenler de milliyetçilik davasındadır.
Komünistlikten hüküm giymiş olanlar, Türk milliyetçiliğinin kökünü kazımak için
kampanya açmıs olan partiler, Islam beynelmilelciliği davası güdenler de hep
milliyetçi olduklarını söylerler.
Türkçülük bu türlü eksik ve yanlış milliyetçiliklerin hepsini reddeder.
Türkçüler için İzmir'i kurtarmak üzere yapılan savaşla Kıbrıs'ı kurtarmak için
yapılacak savaşlar arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü Türk milleti bir bütün
olduğu için Türkçülük ancak ve yalnız. bütün Türkleri içine alan bir
milliyetçilik davasını ülkü edinir. Türkler ise Türk soyundan gelenlerle Türk
soyundan gelmişler kadar Türkleşip kendini o soya bağlayan ve beyninde hiçbir
yabancı ırk düşüncesi bulunmayan fertlerin topluluğudur.
Türkçülük bugün siyasî değildir. Fakat bir gün siyasî bir kuruluş durumuna
gelirse bütün Türkleri kurtarıp birleştirecek bir program ile ortaya çıkacaktır.
O zaman, şüphesiz çağı. durumu ve ortamı kollamakla beraber bunlara bağlanıp
kalmayacak, bu kaygıların üstüne çıkacaktır. Dünün gerçeklerin yeniden
gerçekleştirecektir.
"Türkçü" kelimesi bugün birçoklarını ürkütüp tedirgin etmektedir. Bunun altında
hir nazizm, diklatörlük, kafatasçılık heyulaları görmektedirler.
Türkçülük kelimesinin bu korkunç hale getirilmesinde yerli Moskofçuların rolü
hüyük olmuştur Onlar Moskova uşağı oldukları içi Rusya'yı yere vuracak her
düşünceye düşmandırlar, ikinci olarak Türklüge gizli bir hınç besleyen Devşirme
artıklan, üçüncü olarak da Tükiye'de solculuğun anası olan Halk Partisi
gelmektedir.
Halk partililer arasında bir tane Türkçü gördünüzmü? TÎP dışında bütün
partilerde Türkçü bulunur ama Halk Partisi'nde bulunmaz.
Gerçek çehrelerini de son kurultaylarıyla ortaya koydular.
Türkçüler bugünlük ancak Türkçü karakteri olan partileri tutarlar Türkçülükten
sapan veya taviz veren hiçbir parti Türkçülerce tutulmaz, tutulamaz. Türkçülüğün
ne olduğu açık seçik ortada bulunduğu için bugünkü tutumları ile hiç bir parti
Türkçü değildir.
Partiler bakımından Türkiye henüz oturmamıştır. Bu kaynaşmalar durulduktan sonra
kaç parti kalacak, belli değildir. Belli olan tek şey Halk Partisi'nin ölmüş
olduğudur. Millî vicdan sosyalizmden iğrendi için sol partilere de hayat hakkı
tanımayacaktır. "Demokrasilere sol partiler de lazımdır' sözü bazı safların da
inandığı bir komünist uydurmasıdır. Tam bir demokrasi olan Amerika'da sol parti
yoktur.
İlerde şartlar hazır olunca, meşru partilerden biri Türkçü partihaline gelir
veya bir Türkçü parti kurulursa Türkçülük o zaman siyase girmiş olacaktır. Şu da
unutulmamalıdır ki, Türkçülüğün iktidara geçmek için mutlaka parti kurması
lüzumu yoktur. Türkçülük beyinle ve gönüllere şuurla yerleştikten sonra bu,
partisiz de olabilir.
56-2542