MUSA'NIN NECİP(!) EVLATLARI BİLSİNLER Kİ:
Yahudi denilen mahluku dünyada Yahudiden ve sütü bozuklardan başka hiç kimse
sevmez. Çünkü insanlık daima kuvvete, kahramanlığa ve iyiliğe tapındığı halde
Yahudi zilletin, korkaklığın, kötülüğün ve seciyesizliğin örneği olmuştur.
Dilimizdeki "Yahudi gibi", "çıfıtlık etme", "çıfıt çarşısı", "havraya benzemek",
"Yahudiden yumurta alan içinde sarısını bulamaz" gibi sözler bu alçak millete
ırkımızın verdiği değeri gösterir. Almanyadan kovulan Yahudileri kabul etmek
misafirperverliğinde bulunan Fransada bile Yahudiler hakkındaki en basit
iltifatın "pis Yahudi" terkibi olduğunu o memlekete gitmiş olan arkadaslarımız
söylüyor.
Almanya, Lehistan, Macaristan, Romanya gibi bazı memleketlerde ise Yahudi
aleyhtarlığının nasıl yırtıcı bir şekil aldığını ve birgün bu memleketlerdeki
Yahudilerin muhakkak kapı dışarı edileceğini hepimiz biliyoruz. Yahudi
meselesini ilk halleden memleket Almanya olmuştur. Başka milletler bundan ders
alacaklardır. İsveç gibi kendi halinde bir milletin bile Yahudi düşmanı olması
bu menfur milletin bütün dünyada nasıl telakki olunduğunu ispat etse gerek.
İstanbul'da çıkmaya başlayan Milli İnkilap mecmuasının Yahudilerin hakiki
mahiyetlerini meydana koyan neşriyatı üzerine Yahudilerin arasında galeyan
olduğunu, hatta onların Beyoğlunda gizli bir toplantı yaparak Milli İnkilap
mecmuasına karşı mukabil cephe almak için bazı kararlar verdiklerini işittik.
Yalnız bu hareketleri bile onların Türkiye'ye karşı besledikleri duyguları
gösterir. Bir defa hükümetten gizli olarak toplantı yapmak kanuni bir cürümdür.
Müddei umumiliğin dikkatini celbederiz. Saniyen kendi aleyhlerinde neşriyat
yapılmamasını istiyorlarsa bu vatana sadık kalmağa mecburdurlar. Onlar her
hareketleriyle ve çıfıt yaygaralarıyla bizden ayrı olduklarını daima bize
anlatırlarken biz de herhalde onlara methiye yazacak değiliz. Biz Yahudilerin
memleketti meş'um iktisadi ve ahlaki rölünü biliyoruz. Hatta mütareke yıllarında
İstanbul'u süsleyen(!) İngiliz, Fransiz, Amerikan, İtalyan, Yunan ve Ermeni
bayrakları arasında bir de Yahudi bayrağı olduğunu unutmadık. Eliza Niyego
adındaki Yahudi kızının cenaze merasiminde yaptığı edepsizliği de kendileri
unutmamışlardır. Bir maliye memuruna rüşvet teklif ederken Ankara'da yakalanan
iki Yahudi avukatla, Türklüğü tahir yüzünden tevkif olunan Yahudi kızı
meseleleri de onların namussuzluklarının son perdesini teşkil ediyor. Öyle,
ikide bir Yahudileri Türkleştirme cemiyetleri kurarak bizi kandırmağa
çalişacaklarına namuslu Türk tebaası olarak kalsınlar yetişir.
Çünkü biz onların Türkleşeceklerini asla ummadığımız gibi bunu istemeyiz de.
Çamur ne kadar fırına verilse demir olmuyacağı gibi Yahudi de ne kadar yırtınsa
Türk olamaz. Türklük bir imtiyazdır, her kula, bilhassa Yahudi gibi kullara
nasip olmaz.
Onlara yapılacak ihtar şudur: Hadlerini bilsinler. Sonra biz kızarsak Almanlar
gibi Yahudileri imha etmekle kalmaz, daha ileri giderek onları korkuturuz. Malum
ya ataların sözüne göre Yahudiyi öldürmektense korkutmak yektir.
34-4046