TÜRK MİLLETİNİN TARİFİ
Türk milletini nasıl tarif etmeliyiz?
Cemiyetimiz, bu sorunun cevabının aranmaya başlanmasından günümüze kadar,
birbirinden farklı tariflerle karşı karşıya kalmıştır. Bunun sebepleri
çeşitlidir. Bazen, başka milletlerin kendi yapılarına uygun tariflerinin bize
uygulanması yoluna gidilmiş; bazen, milleti meydana getiren unsurlardan, tarifi
yapanların meyillerine ve çıkarlarına uygun olanları alınıp Türk milleti sadece
onlara bağlanmak istenmiş; bazen de, tamamen ilmi bir mesele olan milliyet
siyasi düşüncelerin ifadesi şekline sokulmaya çalışılmıştır. Hareket noktası,
sakat, hissi veya maksatlı olan böyle davranışlarla, Türk milletinin gerçek ve
ilmi tarifi elbette ortaya konamazdı. Nitekim konamamış ve gerçeği dile
getirmekten uzak, birbirlerine karşı ve ilim dışı tariflerle bir çok nesillerin
kafaları karıştırılmıştır.
Türk’ün tarifine girişmeden önce, bir gerçeği bilmek gerekir. Bu gerçek, dünya
üzerinde bu güne kadar millet kavramının tek ve ortak bir tarifinin yapılamamış
olmasıdır. Bunun sebebi, milletlerin, millet oluşuşlarındaki farklardır.
Milletleri meydana getiren ırk, dil, vatan, kültür, din, ülkü, tarih gibi
çeşitli unsurlar vardır. Eğer yeryüzündeki bütün milletler, bu unsurların
hepsinin bir araya toplanması ile meydana gelmiş olsalardı, o zaman ortak bir
millet tarifi yapmak mümkün olurdu ve tabii idi. Fakat böyle değildir ve
olmamıştır. Milletler, bu unsurlardan birisinin veya bir kaçının birleşmesi ve
kaynaşmasıyla ortaya çıkmışlardır. Çok kere birisinde büyük önem taşıyan bir
unsur, bir diğerinin oluşunda hiçbir rol oynamamıştır.
Mesela; Türkler, Macarlar ve Almanlar için, ırk önemli bir milliyet unsurudur.
Fransızlar ve Amerikalılar içinse değildir. Çünkü Türkler, Macarlar ve Almanlar,
tek bir ırktan meydana gelmiş milletlerdir. Fransızlar birkaç, Amerikalılar
birçok ırkın karışması ile ortaya çıkmışlardır.
Dil; Türklerle Araplar için önemli bir unsurdur. Çünkü bütün Türkler gibi bütün
Araplar da aynı dili konuşurlar. Fakat üç kantonun da Almanca,Fransızca ve
İtalyanca gibi üç ayrı dil konuşulan İsviçreliler için, dil, bir birlik unsuru
değildir.
Vatan; bütün fertleri devlet sınırları içinde yaşayan milletler için önemli bir
milliyet unsurudur. Fakat bağımsız devletlerinin sınırları dışında milletdaşları
bulunanlar için aynı şey söylenemez. Almanya’nın, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra
Moskofların eline geçen bir kısım topraklarında kalmış Almanlar ve ilk
anayurdumuz Doğu Türkili toprakları ile diğer illerdeki tutsak Türkler bunun
misalidir. Bugün Filistin’de devletlerini kurmuş olan Yahudiler, yakın zamanlara
kadar dünyanın birçok yerlerine dağılmış bir halde yaşamakta idiler. Eğer vatan,
milliyet için mutlak bir unsur olsaydı, Yahudi milletini inkar etmek gerekirdi.
Halbuki Yahudi milleti tarih boyunca vardı. Bugün de İsrail’de, devletini
yeniden kurmuş olarak, varlığını devam ettirmektedir.
İşte, bütün milletler için ortak bir tarif yapılamayışının sebebi, bunlardır.
Çünkü milleti meydana getiren unsurlardan hepsi bütün milletlerde
bulunmamaktadır.Bundan dolayı cemiyetler, oluşlarında rol oynayan milliyet
unsurlarını içine alan tarifler yapmak zorunda kalmaktadırlar. Fransızların
Almanları, Amerikalıların Macarları, İsviçrelilerin İngilizleri örnek alarak
milliyet tarifi yapmaya kalkmaları bundandır.
Biz de, milliyet tarifimizi, Türk milletinin tarihi oluşuna uygun bir şekilde ve
kendi açımızdan yapmaya bunun için mecburuz. Başka milletleri örnek alarak, Türk
milletini o örneğe uydurmaya çalışanların düştükleri yanlışın sebebi de, bu
gerçeğe sırt çevirmiş olmalarıdır.
Biz de, milliyet tarifimizi, Türk milletinin tarihi oluşuna uygun bir şekilde ve
kendi açımızdan yapmaya bunun için mecburuz. Başka milletleri örnek alarak, Türk
milletini o örneğe uydurmaya çalışanların düştükleri yanlışın sebebi de, bu
gerçeğe sırt çevirmiş olmalarıdır.
Türk milletini tarif ederken yabancıları örnek almak ne kadar sakat ise,
milletimizi, milliyet unsurlarından bir tekinin etrafında toplamaya çalışmak da
o kadar yanlıştır. ‘’Kültür birliği’’ ni esas almanın, ‘’gelenekler’’ i
savunmanın, aynı vatanda yaşamayı veya ‘’tabiiyet’’ i yeter bulmanın eksikliği
ve aksaklığı bundandır. Bu unsurlardan bazıları Türk milletinin oluşunda rol
oynamışlardır. Fakat tek başlarına değil, diğer unsurlarla birlikte… Birçok
unsurların birleşmesiyle meydana gelmiş bir varlığı bunlardan yalnız birisinin
eseri ve neticesi imiş gibi göstermek yanlıştır. Böyle bir tarif, suyu, sadece
oksijenle tarif etmek kadar sakattır.
Madem ki bütün dünya milletlerini içine alabilen bir tarif yapılamasının
imkansızlığı, cemiyetleri, kendilerine uygun ve kendilerine göre tarifler
yapmaya mecbur bırakmıştır. Buna göre biz de bu doğru ve umumi yoldan gitmeye ve
millet tarifimizi kendi açımızdan yapmaya mecburuz. Bunu yaparken de lüzumsuz
zorlamaları, hissi davranışları ve hayali yamamaları da bir tarafa bırakmak
elbette ki şarttır. Çünkü Türk milletinin tarifini yapmak, bu gerçeği tespit
etmekten başka bir şey değildir. Gerçeklerin tespiti ise hayal ve
yakıştırmalarla değil, ilim ve müspet düşünce ile olur. Buna göre yapılacak şey,
Türk milletinin nasıl meydana geldiğini tespit etmekten ibarettir. Bu tespit
ise, Türk milletinin oluşunda ve devamında, hangi milliyet unsurlarının rol
oynadığını ortaya koymak ile olur. Bu unsurları içine alan tarif bizim için Türk
milletini tek, şaşmaz ve en doğru tarifi olacaktır.
Türkler için soy, önemli bir unsurdur. Çünkü Türk milleti, bugünkü bazı
milletler gibi, çeşitli ırkların karışması ile meydana gelmiş değildir. Türk
milleti, tek bir soyun eseridir. O soy da Türk soyudur.
Bu gerçek, başka bir şekilde, şöyle de söylenebilir: Tarihte bir ana Türk soyu
vardır. Türk milleti bu ana soydan meydana gelmiş ve bugüne kadar aynı Türk
milleti olarak yaşamıştır. Bu sebepten, Türk milletinin oluşunda, soy, çok
önemli bir unsurdur ve hatta birinci unsurdur.
Türkler için dil de önemli bir milliyet unsurudur. Çünkü bugün bütün Türkler,
tarihteki ana Türk dilinin devamından başka bir şey olmayan Türkçe’yi
konuşmaktadırlar. Türk oldukları halde Türkçe’den gayrı dil konuşan Türkler de
varsa da bu büyük çoğunluğun yanında hiç denilebilecek kadar ehemmiyetsiz bir
sayı teşkil eder. Bu sebepten dil de, Türkler için çok önemli bir unsurdur.
Türkler için kültür de, önemli bir milliyet unsurudur. Bizim kültürümüz tarihten
getirdiğimiz, geliştirerek bugünkü neticesine ulaştırdığımız ve bugün bütün Türk
dünyasında yaşamakta olan Türk kültürüdür.
Türkler için ülkü de, önemli bir unsurdur. Milletimizin, yüzyıllar boyunca
‘’kızılelma’’ diye adlandırdığı bu ülkü, tarihteki büyük hamle ve
hareketlerimizde büyük rol oynamıştır. Dünün sınırı belirsiz, bugün ise hedefi
belli bu ülküsü, milli varlığımızda en önemli unsurlardan birisidir.
Türkler için vatan da önemli bir unsurdur. Ancak vatan unsurunun Türk’e has
özelliği ile düşünülmesi şarttır:
Başka bütün milletlerin, tarihleri boyunca tek anavatanları bulunduğu halde,
Türkler, Doğu Türkeli ve Türkiye olmak üzere iki anavatana sahip olmuşlardır.
Tarihte bu iki anavatanın tek anavatan haline geldiği zamanlar vardır. Bugün
ise, çevresindeki bazı parçalarını yabancılara kaptırmış halde bulunan
Türkiye’ye karşı Doğu Türkeli, yabancı çizmesi altındadır. Bu durum, vatan
unsurunu gölgelemekte ise de, bu gölgenin geçici bir karanlık olduğunu kabul
etmek gerekir. Bugün Irak’taki, Azerbaycan’daki veya Orta Asya’daki Türkü, nasıl
millet kadromuzun dışında bırakamıyorsak, vatan toprakları için de durum
aynıdır. Yani, vatan unsuru bugünkü geçici, tabiilikten ve gerçeklikten uzak
şekliyle değil, tarihi ve gerçek olan asıl şekliyle düşünmeye mecburuz. Bu
şekliyle vatan, Türk milleti için, önemli bir unsurdur.
Türkler için tarih de önemli bir unsurdur. Bugün yeryüzünde yaşayan bütün
Türkler, aynı tarihin insanlarıdır. Bu tarih iki anayurdumuzda veya o anayurtlar
odağında daha başka topraklarda geçmiştir. Yani bütün bu tarih, Türk milletinin
ortak tarihidir. Bundan dolayı da tarih, Türk milletinin tarifinde yer alacak
önemli bir unsurdur.
Türkler için önemli bir unsur da dindir.Bugün Türklerin hepsi denecek kadar
büyük çoğunluğu İslam dinindedir. Başka dinlerde olan Türklerin sayısı bu büyük
çoğunluğa göre pek küçük bir sayıdır. Türkler, İslamiyet’i benimsemede, yaymada
ve Hıristiyan dünyasına karşı korumadaki davranışlar ile adeta, milli bir din
haline getirmişlerdir. Bu sebepten de din, Türkler için önemli unsurlar arasına
girmiştir.
Görülüyor ki, Türk milletinin oluşunda ve gelişip devam etmesinde, milliyet
unsurlarından yedisi; yani ırk, dil, kültür, vatan, tarih ve din rol
oynamışlardır. Türk soyunun, yeryüzünün geniş alanlarına dağılmış ve yayılmış
olan kitlelerinden küçük parçaların Türkçe’den başka dil konuşmaları veya
İslamiyet’ten gayrı dinlere mensup bulunmaları ile yurtlarının bir kısmının
yabancıların elinde bulunması, tarihi gerçeği gölgeleyecek bir durum meydana
getirmiş olmuyor.
Buna göre, Türk milletinin ilmi anlayışa uygun ve gerçeği dile getiren tarifi,
kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor:
Türk milleti; soy, dil, kültür, ülkü, vatan, tarih ve din unsuru ve birliği ile
birbirine bağlı bir cemiyettir.
175-5603