Gönderen Konu: ENVER PAŞA'NIN TURAN'A ADANMIŞ HAYATI VE ŞEHADETİ!  (Okunma sayısı 100600 defa)

0 Üye ve 5 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı orkun06

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 10
Enver Paşa,   gerçek bir Türk Turan Savaşçısı olarak maveraya göçmüştür....mekanı uçmağ olsun...

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Enver Paşa'nın yok Turan Savaşçısı, yok Turan Orduları Başkomutanı gibi aslı astarı olmayan cafcaflı sıfatlarla ikide bir, temcit pilavı gibi, ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulmasından artık gına geldi.
Hele bazı şark kurnazlarınca Atatürk'le gizliden gizliye yarıştırılma çabaları beni hepten çileden çıkartıyor.
Türklüğün ve Türkçülüğün onca sorunu varken, daha da ötesi Laik Cumhuriyetimizin yönetimini Türk düşmanı etnik azınlıklara kaptırmak suretiyle Türklüğün geleceği ve Türk vatanı ciddi tehlike ve tehditle muhatapken, sanki "her işi işlemiş ondan sonra da İllallah'a başlamışız" gibi gereksiz gündemler oluşturulmasının kasten ve dezenformasyon amaçlı olarak yapıldığına/yaptırıldığına inanmaktayım.
En azından ister istemez insanın aklına böyle bir ihtimal de geliyor.
Günahıyla, sevabıyla Türk Devletine hizmet etmiş varsaydığımız Türk soy ve kanından bir Türk'ü doğal olarak sever ve onca tarihi yanlış ve hatasına rağmen aleyhine bir tavır takınmaktan kaçınırken birileri adeta Enver Paşa'nın yerlerde sürünmesini, hor ve hakir hale düşürülmesini istercesine insanları tahrik ediyor.
Şayet tarihten söz edecek ve tarihi de belgeler üzerinden ele alacaksak sonuçta vicdani rahatlıkla, hakaret kastı ve niyeti olmaksızın, diyebiliriz ki Enver Paşa ne Turan Savaşçıdır ne de Turan Orduları Başkomutanıdır.
Böyle bir komutanlığı yoktur çünkü, Enver Paşanın yaşadığı zaman diliminde Turan Orduları diye bir ordu yoktur.
Türklüğün tarihi ve en azılı düşmanı olan Ruslarla gögüs göğüse vuruşurken şehit düşmesinin hatırına, yaptığı çok büyük hataları- ki bu hatalar bir Türk Devletinin yıkılması ve Türk Yurtlarının ebediyyen kaybedilmesi sonucunu doğurmuştur- görmüyor, dillendirmiyor bilakis, kendisini romantik kahramanımız mertebesine koyarak; rahmet, şükran ve saygıyla anıyoruz.
Artık birileri de bizim bu duruşumuzu bozmamıza neden olacak kaşıma ve tahriklerden geri dursun!!!
Romantik kahramanımız Enver Paşa'nın ruhu şad, durağı uçmak olsun!

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!

Saygılarımla..

Çağrıbey



                        Bu konuda ilk sefer dogru düzgün bir yorum yazana denk geldim. Tesekkürler degerli andam . Türkcü camiada senin gibi gercekleri düsünüp cesaretle yazan on kisi cikarmi pek ihtimal vermiyorum.  T.T.K.
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.

Çevrimdışı YALNIZKURTKARAGÜLLE

  • GÖKBÖRÜ SİNOP
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1345
  • Mekanı Uçmağda!
<a href="http://www.youtube.com/watch?v=LIAapgbhsEo" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=LIAapgbhsEo</a>

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=9TyB6e2D_Xg" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=9TyB6e2D_Xg</a>

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=mzfxR4kuczs" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=mzfxR4kuczs</a>


TTK.

10 EYLÜL 2022'DE UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!


Dört yanım soru, Tanrı'm
Hepsi en zoru Tanrı'm
Soruların zorundan
Soyumu koru Tanrı'm

Sen Tanrı değil misin, adını yargılatma
Sana Tanrı deyince, dinimi sorgulatma
Ya adam et bunları, ya beraber yaşatma
Kanı bozuk olanlar "Türk'üm" diyemesinler
Ve Türk'ün dik başını yere eğemesinler.

Çevrimdışı BUMİNKAĞAN

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 5
Enver paşa meselesi benimde kafamı karıştıran bir mevzu araştırmalarım devam etmekte.

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2182
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: ENVER PAŞA'NIN TURAN'A ADANMIŞ HAYATI VE ŞEHADETİ!
« Yanıtla #124 : 04 Ağustos 2013 »
Ata yurdumuz TÜRKİSTAN'ı Kızıl Moskof mezaliminden kurtarmak için savaşırken 4 Ağustos 1922'de Tacikistan sınırları içindeki Belcivan'da şehit düşen TÜRK KAHRAMANI ENVER PAŞA'yı rahmetle anıyoruz.

"Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır; arasını tarihe bırakalım." - BAŞBUĞ ATATÜRK

GÖKBÖRÜ TÜRKÇÜLER DERNEĞİ
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: ENVER PAŞA'NIN TURAN'A ADANMIŞ HAYATI VE ŞEHADETİ!
« Yanıtla #125 : 04 Ağustos 2013 »
Mekanı Türk uçmağı olsun.

20. asrın Kür Şad'ı Enver Paşa'nın azîz rûhuna -

Bin üç yüz yıl evvelden gelen bir soluk ile
Saldırıyor, bir nâmlı yiğit, Enver Paşa.
Elinde kılıç ile, dilinde Türkistân diye.
Atın üstünde bir güzel yiğit, Enver Paşa.

Türkistan bozkırı, seni mi düşledi?
Binlerce yıllık târîh, seni mi özledi?
Kılıç çeliğinde, seni mi gizledi?
Çıktı geldi işte, bir şânlı yiğit, Enver Paşa.

Haydi çıkıp, paşamıza varalım.
Önünde diz vurup, biâd edelim.
Uğruna cân verip, cânlar alalım.
Başımızda bir başbuğ yiğit, Enver Paşa.

Belcivân dedikleri, toprağı kanlıdır.
Kana susamış rûhu, savaşta cânlıdır.
Bir yiğidin cânı düşmüş, bil ki, ne şânlıdır.
Belcivân'a şân verir, bir şehîd yiğid Enver Paşa.

Bin üç yüz yıl evvelden bir soluk gelir.
Soluğun içinde bir yüce Kür Şad gelir.
Kür Şad'ın yanında kırk güzel yiğit gelir.
Bedenine girmiş, Kür Şad rûhlu Enver Paşa.

KUTLU ALTAY KOCAOVA

UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı Fatih

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
  • Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
Savaşçı Şairler Gibiydin Enver Bey!

Şiir gibi yaşadı, şair savaşçılar gibi vuruştu, ölümü de şiirleştirdi...

Enver Bey'in şehit düştüğü Çeğen Tepesi'nde üzeri ve cepleri aranır. Naaşının üzerinden bir dünya haritası, bir Kur'an-ı Kerim ve birkaç kuruş çıkar.

Bedeninde ise teki kalbinde olmak üzere yedi kurşun vardır...

Onun için maceraperest dediler; parça parçaydık, yetmedi; zerrelerimize ayırmak istiyorlardı, nefes almanın mümkün olmadığı topraklarda teneffüsgahlar aradı; olmadı. Hiç olmazsa Anadolu'da Mustafa Kemal'in verdiği mücadeleyi rahatlattı.
 
Sarıkamış Harekâtı'nı yapmasaydık, Ruslar soluğu Üsküdar önlerinde alırlardı, müsaade edemezdi, etmedi. 
 
Askerlerine ölmeyi emrettin, öldüler, şehit oldular. Sarıkamış'ın arkasında kalanları Ruslar çırılçıplak yakalamasın diye, çıplak askerlerinle beraber ölüme yürüdün.
 
Her askerinle sende üşüdün, ayakların donmuştu, zor kurtardılar. Karargâhtan savaşı idare etmek seçeneği varken, cephenin en önünde vuruştun, kaçmak, gitmek imkânı varken; sen bir de dönüp kaçanlara sıktın. 
 
90 bin Mehmetçiği dondurdun dediler, oysa harekâta katılan toplam mevcudumuz 76 bindi. Yine Genelkurmay kaynaklarımıza göre şehit sayımız 23 bin olarak kayıt edilmiş.

Mehmet Niyazi, "Donma olayı Erzurum'un Şenkaya ilçesine bağlı Baldız Köyü'nden Sarıkamış'a hareket eden 25 bin kişilik piyade birliğinde gerçekleşiyor. Bunlardan 10 bininin Sarıkamış'a ulaştığı kesin. Hangi sihirbaz, nasıl bir maharetle kalan 15 bin kişiden 90 bin insanı dondurabiliyor?" sorusunu yöneltiyor ve ekliyor "Bu 15 binin kaçı çarpışmalarda vuruldu, kaçı dondu bilmiyoruz..."

Rusların kaynaklarında kendi kayıpları 34 bin kişi olarak geçiyor. Ruslar gibi bizde kayıp sayımızı azaltmış olabiliriz ama 23 bin şehit, zaten az mı? 23 vatan evladının kaybı bile çoktur benim için; insan için.
 
90 bin kişi bile kaybetmişsek 9 milyonun selameti içindi; değil ki 90 bin, Enver Bey 900 bin kişi de kurban ederdi, geride kalanların namusları payimal olmasın diye.
 
Sarıkamış Harekâtı, Çanakkale Savaşı ile beraber, Rus İmparatorluğunun yıkılmasına yol açmıştır. Yoksa İngilizler Çanakkale'den, Ruslar ise Kuzey hattından geçerek Üsküdar önlerine kadar gelebilecekti.

Belki o zaman Kurtuluş Savaşı'na bile lüzum kalmayacaktı; kurtarılacak bir şey kalmayacaktı elde; elden ne gelir; sen yüreğini de koydun el yetmez, hayal ulaşmaz zirvelere, Enver Bey. 
 
Çanakkale'de, tayınsız ekmeklerle öğün geçiren askerimizin fedakârlığı hakkında nutuklar atacaksın, 250 bin şehitle gurur duyacaksın, Sarıkamış'ta benzer şartlara ve 23 bin şehide katliam gibi bakacaksın!

Ki Genelkurmay kaynaklarında Çanakkale deki şehit sayımız 57 bin civarındadır. Keşke daha da az olabilseydi şehitlerimiz. Genelkurmay kayıtlarında tek tek bütün şehitlerimiz künyeleriyle kayıtlıdır.
 
Enver Bey'in Türkistan Harekâtı olmasaydı, Anadolu'da tutunabilir miydik? 
 
Enver Bey'in arkadaşlarının bir kısmı İran'da, bir kısmı Mısır'da, bir kısmı Hindistan'da, dünyanın dört köşesinde ihtilal aramasalar, Anadolu ihtilalı başarılı olabilir miydi? 
 
Enteresandır Abdülhamitçiler de, Atatürkçüler de sevmezler Enver Beyi.

Trablusgarp gibi kaybedilmiş bir savaşta Enver Bey ne arıyorsa Türkistan Seferinde de onu arıyordu. Enver Bey, kaybedilmiş  bir savaşa, Trablusgarp Cephesine neden gittiğini şöyle açıklıyor “…Vazifem bu sefer beni, hiçbir maddi netice alamayacağım bir amaca doğru götürüyor. … Peki, o zaman niye gidiyorum? İslam dünyasının bizden beklediği bir ahlaki görevi yerine getirmek için.”
 
Enver Bey, masa başında çay kahve içimleri arasında hayaller kurmadı. Askerleri ile beraber vuruşarak şehit düştü.

Türkistan Harekâtı içinde şöyle söyler Enver Bey:
“Uzun zamanlardan beri Türkistan Türklüğü ile Osmanlı Türklüğü arasındaki irtibat kopmuştur. Ben, Osmanlı Ordularının Başkomutanı ve İslam Halifesinin Damadı olarak oraya gelir ve Türkistan’ın bağımsızlığı uğruna ölürsem, bu köprüyü kurmuş oluruz.”
 
Şahadeti de şiirleştirdi. Önce atı vuruldu, alkanlara boyandı, elinde kılıcıyla hücuma devam etti mitralyözlere doğru. Yedinci kurşun kalbine isabet etti, alkanlara boyandı. Bir Kurban Bayramında şehit verdik Enver Beyi. Yanındaki 25 süvariyle beraber.

Şevket Süreyya bu şahadeti şöyle nakleder: "Bir kumandanın, bir başkumandanın, bir baskın müfrezesine karşı en önde ve atla, kılıçla karşı çıkışı, askeri savaş usullerine sığmaz. Ama burada artık askerlik değil, yolun sonu, son hamle ve beklenen sonu arayış konuşacaktır. Bu son ise, ölüm ve şahadettir… " Zaten bu sefere şahadet arayışı ile çıkmamış mıydı?   

Çeğen Tepesi’nde geceler,
Uzun, yorgun ve yeniktir...
Her bayram sabahı uyurken kuşlar,
Emer hürriyetin parmaklarını bir yılan.
Kızların parmakları inceciktir...
 
Kızların parmakları inceciktir,
Uzar gider o güzelim saçları;
Daha söylenmemiş Türkülere...
Gözlerine koyu gölgeler indirmiş,
Buhara’nın ağaçları...

...
 
Şiir gibi yaşadın, şair savaşçılar gibi vuruştun, ölümü de şiirleştirdin...



Derne'de soldan ikinci  Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), soldan üçüncü Enver Paşa..

Kaynak : Yrd. Doç Dr. Ayhan ERALP / Gaziantep Üniversitesi Öğretim Görevlisi

Çevrimdışı Fatih

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
  • Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
Çeğen Tepesi

Bir ceviz ağacı, bir duru pınar,
Ve gökte gümüş bilmeceler...
Vurur kutlu toprağın bağrında iki yürek,
Koşan bir atın soluğudur
Çeğen Tepesi’nde geceler...

Çeğen Tepesi’nde geceler,
Uzun, yorgun ve yeniktir...
Her bayram sabahı uyurken kuşlar,
Emer hürriyetin parmaklarını bir yılan.
Kızların parmakları inceciktir...

Kızların parmakları inceciktir,
Uzar gider o güzelim saçları;
Daha söylenmemiş Türkülere...
Gözlerine koyu gölgeler indirmiş,
Buhara’nın ağaçları...

Buhara’nın ağaçları,
Ve göğe dua andıran bacalar...
Nerdesin ey dokuz şavklı yıldızım!
Sabrın sınırlarına dayandı,
Çeğen Tepesi’nde geceler...


Dilaver CEBECİ

(Şair Dilaver CEBECİ Çeğen Tepesi adlı bu şiiri şehit Enver Paşa'ya ithafen yazmıştır.)

Bu köprüde Çeğen Tepesi şiiri merhun Dilaver Cebeci'nin kendi sesinden okunmuştur.

https://www.facebook.com/video.php?v=654846804598832

Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.

Çevrimdışı Fatih

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
  • Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
Büyük Mağlup: Enver Paşa



Bilge Kral Aliya: “Mağluplara, kaybedenlere karşı duyduğumuz sempati asla aklımızdan kaynaklanmamaktadır. Bu, sadece öldükten sonra anlayabileceğimiz yani bu dünyaya ait olmayan bir duygudur” diyerek mağlupların, yenilmişlerin, kaybedenlerin öykülerinin neden galiplerin, yenenlerin, kazananların öykülerinden daha çok ilgi çektiğini, akılda ve gönülde kaldığını sanırım açıklıyor. Evet, hep yenilmişlerin hayat hikâyeleri sarıp sarmalar bizi. Kendimizi daha çok onlara yakın hissederiz. Hep mağlupların, mazlumların menkıbeleri değer yüreğimizin, gönlümüzün en sızılı yerlerine. En çok ta onların hatıraları sızlatır burun direklerimizi. Onların menkıbeleriyle büyür içimizdeki çocuklar. Onların saflıklarıyla, masumiyetleriyle çocuk kalır içimizdeki çocuklar. Bir tarih yazılır, bir tarihe yazılır bütün mağlubiyetler. Kabil’in ılık ılık kanı akarken, Hamza’nın ciğeri lime lime çiğnenirken, Ali arkadan hançerlenirken, bir cenk masalında vurulurken bütün atlar, Hüseyin’in kanı sularken Kerbela Çölü’nü, İmam-ı Âzam’ın ahı sinerken sağır duvarlara, Çeğen Tepesi’nde Enver’in kanı karışırken Kurban kanına…

“Bir ceviz ağacı, bir duru pınar/Ve gökte gümüş bilmeceler/…” diyordu Dilaver Cebeci Çeğen Tepesi şiirinde.
1922 yılı Kurban Bayramı arifesinde Enver ve arkadaşları upuzun bir yorgunlukla, uçsuz bucaksız bir özlemle oturmuşlardı o ulu ağaçların gölgesine, duru pınarların başına. Pamir dağlarına yaslamışlardı omuzlarını. Yücelere… Derin bir sessizliği hasbıhal etmişlerdi, derin bir sessizlikle… Adanmışlığın şarkısını mırıldanıyordu gökyüzünde yıldızlar. Ay mağlubiyetin şiirini… Paramparça bir ayın şavkı düşüyordu Buhara’ya. Paramparça bir menkıbe… Yelelerinden yangınlar yükselen atlarla ağlıyordu Türkistan. Herkesi kavuşturan, ırakları yakın bayram bir veda havası gibiydi Çeğen’de. Sabah birbirlerinden ayrılacaklarını hissetmişler gibi vedalaşıyorlardı, helalleşiyorlardı Enver ve arkadaşları. Hatıra olarak geriye bırakacakları hiç bir şeyleri yoktu, yüreklerinden ve adanmışlıklarından başka. Bir büyük idealin, namusun ve imanın ve aşkın erleriydi onlar. Siyasetin, stratejilerin labirentlerinde yollarını ve yönlerini kaybedenlerden değillerdi. Ne çil çil altınları vardı geride bırakacakları ne de mal mülkleri. Ne sığınacakları büyük yalanları vardı ne de istismar edecek sahte dindarlık. Baştan ayağa samimiyet ve fedakârlıktı geride kalan.

4 Ağustos 1922… Sabahtı, bayram sabahı… Bayramlaşmak için toplanmıştı cümle halk. Bir hayın baskın vardı. Bir hayın… Bolşevik Ruslar’ın mitralyözleri ölüm saçıyordu Ümmeti Muhammed’in üzerine. Buhara kan revan. Sımsıcak kurban kanlarına karışıyordu Türkistan’ın kanları. Ölüm yağıyordu göklerden. Ölüm… Yalınkılıç atına bindi Enver. Yalınkılıç… Sürdü Derviş’i düşmanın üzerine. Bir sonsuz sefere sürdü. Bir sonsuza… Düştü büyük kahraman Çeğen Tepesi’ne. Düştü hayaller yere. Umutlar darmadağın. Kederden bir gergef zaman, durmadan örülüp duran.   

Şehit düştüğünde kırk bir yaşındadır Enver. Kimine göre maceraperest, hayalci, akılsızın biridir. Kimine göre Alman hayranı bir şovenist. Kimine göre koca imparatorluğu batıran bir hain. Hiçbiridir oysa. Direne direne mağlupluğumuzdur O. Emperyalist vahşilere bedel ödeten yanımız. Yıkılışımızın görkemi. Görkemli bir direnişin kumandanı. Türkistan’ı toparlamak ve yeniden ayağa kaldırmak için düşmüştü yollara. İngiliz’e ve Rus’a çöküşümüzün ve çözülüşümüzün hesabını ödetmekti bütün ceht. Kendi kendini bitirmiş bir imparatorluğun son çırpınışları…

Enver Paşa siyasal ikbal, güç, makam, para peşinde değildi. Yalanla dolanla siyaset yapan simsarların anlamayacağı bir dürüstlük… Alınteri, çile… Mertlik, yiğitlik… Bütün bunların toplamı. Evet, Enver bütün bunların toplamıydı. Çürüyen bir hanedanlığın yok olmayan iradesiydi. Edirne’nin geri alınmasında Bulgarlara, Çanakkale’de bütün dünyaya, Kut-ul Amare’de İngilizlere, Duşanbe’de Ruslara verilen cevabımızdı Enver ve arkadaşları.

“Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer” Bizim zaferlerimiz hep yenilgilerimizin rahminden doğar, yenilgilerimiz zaferlerimizden. Başlarımız bir ekin tanesi gibi düşerken toprağa, menkıbelerimizden doğar yiğitler. Enver, Pamir Dağlarının eteklerindeki Çeğen Tepe’sinde hüzünlü bir destan yazdı. Birliğinin önünde, yalınkılıç… Yolun sonu… Uçup gitmek ötelere… Son Vuruş… Son hamle… Ve en güzel son: Şahadet şerbetini nûş etmek...

Selam olsun Enver’e! Binlerce selam!...   

Kaynak : Muaz ERGÜ-Büyük Mağlup: Enver Paşa

Çevrimdışı Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2287
Ynt: ENVER PAŞA'NIN TURAN'A ADANMIŞ HAYATI VE ŞEHADETİ!
« Yanıtla #129 : 04 Ağustos 2022 »
Sen hayaller kur yeterki Enver,
Biz yine ölürüz!


4 Ağustos 1922

Mekadonya'da doğup, Türkistan, Çeğen Tepesinde şehit olmuş bir Turan Ülkücüsüydü.

Türklüğün yücelmesi için yaşadı ve bu uğurda şehadet şerbetini içti.

Şehadetinin 100. Yılında; Turan Orduları Başkomutanı, Enver Paşa'yı; rahmet, minnet ve saygıyla anarım.

Kutlu ruhu şad, durağı; Uçmak olsun!

TÜRK IRKI SAĞOLSUN!

Türk Milletinin sinesinde sonsuza dek yaşayacaktır!

Varsın birileri; Che'ye, Ho Chi Minh'ğe, hâkim katili kürtçü Yılmaz Güney'e, halk mahkemelerinde yüzlerce insanın ölümüne ferman veren, tayyibin akrabası, Gürcü Terzi Fikri'ye methiyeler dizip, ağıtlar yaksın!

Biz, hatasıyla, sevabıyla her zaman yüreği de, dileği de, Türk'ten yana olan, Türk oğlu Türk, Enver Paşa'yı anacak, aziz hatırasını yaşatacağız.
Dünya durdukça ve bir tek Türk yaşadıkça...

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!