Gönderen Konu: FETHULLAH GÜLEN DGM DOSYASI FETÖ  (Okunma sayısı 217650 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı GöK-BöRü

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 13
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #50 : 13 Ağustos 2006 »
valla açık konuşmak gerekğrse bn ortaokul ve lise yıllarında bunların içinde oldum
ilk baş herşey çok eğlenceli idi işte etkinlikler vs vs bazı şeyler tabii hiç bieyin farkında değiliz sonra üniversiteye gelince gene içlerinde idim ilk sene fakat göründüğü gibi değil hiç bir şey bu nursuz cemaati resmen adam topluyor anladımö göyaa bn öğrenciyim ama zaman gazetesine abone bulccak mış yok okullardan talebe yetiştirecekmişim vs vs bi sürü saçmalık asıl yüzleri ise bunların içinden aytrılınca ortaya çıktı kendilerinden olmayan adama düşman gibi bakarlar yaa aslında annatçok çok şey var kısacası  bu adamlar bazı okuduğum kaynaklardan öğrendiğim kadarı ile resmen amerikanın türkiyedeki kolu bunların bu kadar iyi örgüt olmasının nedeni ise din bana göre çünkü türkiyede dini alet ettiğiniz zaman her şey sizin elinizde ama iyi ki kurtulmuşum diyorum bunların elinden
Bu vatanın ekmeğini yeyipte bu vatana ihanet eden birgün ekmeği yediği yerden kurşunu yer

Çevrimdışı alimurat33

  • Yasakli
  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 39
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #51 : 24 Ağustos 2006 »
BEN BU FETTOŞLARI BELKİDE BURADAKİ HERKESTEN İYİ TANIYORUM ÇÜNKÜ DAHA LİSEDEYKEN BUNLARIN ARASINA SIZMIŞ VE HAKLARINDAKİ HERŞEYİ MİLLİYETÇİ ZANNETTİĞİM OKUL MÜDÜRÜNE ANLATMIŞTIM GELİN GÖRÜNKİ ADAM NURCU ÇIKTI VE OKUL AYAĞA KALKTI VE AZ KALSIN TÜM EĞİTİM HAYATIMI MAHVEDİYORLARDI
YÜCE TANRI'YA AND OLSUN YA ONLAR YA BİZ

Çevrimdışı TeknikTürk

  • Yasakli
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 215
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #52 : 31 Ağustos 2006 »
BEN BU FETTOŞLARI BELKİDE BURADAKİ HERKESTEN İYİ TANIYORUM ÇÜNKÜ DAHA LİSEDEYKEN BUNLARIN ARASINA SIZMIŞ VE HAKLARINDAKİ HERŞEYİ MİLLİYETÇİ ZANNETTİĞİM OKUL MÜDÜRÜNE ANLATMIŞTIM GELİN GÖRÜNKİ ADAM NURCU ÇIKTI VE OKUL AYAĞA KALKTI VE AZ KALSIN TÜM EĞİTİM HAYATIMI MAHVEDİYORLARDI
YÜCE TANRI'YA AND OLSUN YA ONLAR YA BİZ
Takdir ettim...

Çevrimdışı Erendiz

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 26
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #53 : 31 Ağustos 2006 »
    Bu siteye girenler içerisinde benim gibi, benim düşüncelerim oranında(Arapça: "Kadar" sözünü kullanmıyorum) Nurcular ile Fetullahçılardan iğrenen, eline bir olanak geçtiğinde yerle bir edecek bir başka Türkçü olduğunu sanmıyorum.
   Buna karşılık, bir başka öbekten kişi bunlara "Fettoş" derse, aldırmam. Sonuçta Türkçü değil, benimle ülkü - soy bağı yok!
   Ancak, bir Türkçünün "Fettoş" demesini uygun bulmuyorum! Kendisini kirletiyor. Evet, ağza almağa değmeyen biri için, bir Türkçü kötü söz söylemiş oluyor.
   Sövmekle değil, düşüncelerinin yanlış olduğunu göstererek, savaşalım.
   Türkçeyi güzel, uygun kullanarak savaşımızı sürdürelim.   
   Osmanlıca dönemindeki sözlerle kurulmuş, "Yaşayan Türkçe" denen Osmanlıca artığı dildeki Türkçe kökenli olmayan söz varlığını kullanmayarak savaşalım.
TTK

---Ek bilgi(Not): Bu yazımda Türkçe kökenli olmayan söz kulanmadım. Yalnız, ayraç içerisinde "not" sözcüğü var.  Bu sözcük de "Ek bilgi" birleşik sözü yerleştikten sonra kaldırılacaktır.

Çevrimdışı TeknikTürk

  • Yasakli
  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 215
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #54 : 31 Ağustos 2006 »
    Bu siteye girenler içerisinde benim gibi, benim düşüncelerim oranında(Arapça: "Kadar" sözünü kullanmıyorum) Nurcular ile Fetullahçılardan iğrenen, eline bir olanak geçtiğinde yerle bir edecek bir başka Türkçü olduğunu sanmıyorum.
   Buna karşılık, bir başka öbekten kişi bunlara "Fettoş" derse, aldırmam. Sonuçta Türkçü değil, benimle ülkü - soy bağı yok!
   Ancak, bir Türkçünün "Fettoş" demesini uygun bulmuyorum! Kendisini kirletiyor. Evet, ağza almağa değmeyen biri için, bir Türkçü kötü söz söylemiş oluyor.
   Sövmekle değil, düşüncelerinin yanlış olduğunu göstererek, savaşalım.
   Türkçeyi güzel, uygun kullanarak savaşımızı sürdürelim.  
   Osmanlıca dönemindeki sözlerle kurulmuş, "Yaşayan Türkçe" denen Osmanlıca artığı dildeki Türkçe kökenli olmayan söz varlığını kullanmayarak savaşalım.
TTK

---Ek bilgi(Not): Bu yazımda Türkçe kökenli olmayan söz kulanmadım. Yalnız, ayraç içerisinde "not" sözcüğü var.  Bu sözcük de "Ek bilgi" birleşik sözü yerleştikten sonra kaldırılacaktır.

Değerli soydaşım haklısın ama artık bizi tiksinti bastı.Kinlendik,dolduk.Fetoş bişey değil benim ana avrat sövesim geliyor.Artık beyin devre dışı,duygular ağır basıyor.Bu bu günün işi değil,yılların birikimi.Birden olmuyor.

Çevrimdışı Erendiz

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 26
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #55 : 31 Ağustos 2006 »
Değerli TeknikTürk: "Benim gibi bu saçmalıkları okuyun, araştırın" diyeceğim, ancak zamanınıza acıyorum!
Ben deli gibi okuyan bir tür deliyim! Siz benim gibi de olmayın!
Daha gerekli konular var.
Yalnız, "Tiksinti" sözü de iyi oturmuş. Benim gibi katlanarak içlerinde kalsaydınız, başka bir söz bulurdunuz.

Bundan yıllar önce, bir yandan Risale-i Nur densizliklerini okurken bir yandan da Radloff'un "SİBİRYA'DAN" adlı üç ciltlik anılar- araştırmalar kitabını okuyordum.
Bu kitapta Sibirya'daki Göktanrı ınancındaki Türklerin erdemleri, doğrulukları işlenmiştir.

BU KAYNAK KİTABI BÜTÜN TÜRKÇÜLERE SALIK VERİYORUM!
TTK

Çevrimdışı Erendiz

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 26
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #56 : 01 Eylül 2006 »
Osmanlıca en karmaşık, en bozuk dil olduğu gibi Said-i Nursi'nin kullandığı Osmanlıca da daha bozuk bir dildir.
Osmanlıca on binlerce sayfa eski kaynak okumuş, yüzlerce sayfa çeviri yapmış biri olarak şunu söylemek istiyorum: BU OTAĞ'DA ÇEİŞKİLERLE DOLU YAZILAR OKUYORUM!
NİÇİN, NEDEN?!


* Diğer("Farsça" olan bu Osmanlıca, bu bozuk Türkçede, Risale-i Nur'un daha kol anlaşılmasına, çağdaş Türk lehçeleri ile anlaşmamıza aykırı sözün Türkçesi: Başka, özge, adın, öbür, öteki, awlak...),

* Lazım(Türkçesi: 1) Gerek, 2) -malı / -meli),

* Lüzum(Türkçesi: Gereken. Gerekli),

* Misafir(Türkçesi: Konuk, konak / gonah, küden, üme),

* Müteselsil (Türkçesi: Ardıcıl),

* Nasihat (Türkçesi: Öğüt.)

* Hemşehri (Türkçesi: Yerdeş)

* Sebebiyle(Türkçesi: ...için; bunun için; şunun için; ötürü; dolayısıyla; dolayı; Bakımdan; Bu bakımdan; ...yüzden; Bu yüzden; Şu yüzden... -"Nedeniyle", "Nedenle" araç yardımcı sözleri Osmanlıca "Sebebiyle" sözünden daha olumsuz, daha bölücü bir sözdür!),.

* Sene(Türkçesi: Yıl),

* Suretiyle(Türkçesi: İle, +la / +le, -arak / -erek, -ıp / ip)

* Şahit(Türkçesi: Tanık),

* Şey(Türkçesi:1) Nesne, neng, nime; 2) Doğrudan söz konusu nesnenin adını söylemek gerekir.),

* Vatandaş(Türkçesi: Yurttaş)

* Vede(Türkçesi:.... Türkçede böyle bayağı kavramlara yer yoktur!),

* Ve(Türkçesi: İle, +la / +le, -arak / -erek, -ıp / ip; Ayrıca: Sözün gelişi ile, duraklama ile karşılanır. "Ve" sözünü bir kez bile kullanmamalı! Gereksiz),


Bu Osmanlıca sözleri dilimizden atarsak, bu satkınların(hainlerin) da dillerini, yollarını kesmiş olacağız.

Çevrimdışı İgdirhan

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 325
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #57 : 23 Haziran 2007 »
İlgimi çeken bu yazıyı sizlerle paylaşmayı uygun gördüm.
Saygılarımla....
TTK..


Ayetullah Fethullah!..

Siyasal İslam ve Bölücü /Ayrılıkçı hareketten kaynaklanan bir büyük tehdit altında bulunan Türkiye'de, özgürlükçü (liberal) sağın ve halkçı (demokratik) solun kendi içlerinde bütünleşerek bir işbirliğine ya da birlikteliğe gitme arayışlarının yoğun hale geldiği; bu yolda umutların yeşerdiği bir dönemde; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ''Cumhuriyet Düşmanı'' bir kişi hakkında aldığı beraat kararı, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinden kaygı duyan tüm yurttaşları endişeye sevk etmiştir!.. Mahkemelerine, yargıçlarına güvenen, yargı kararlarına büyük saygı gösteren Türk toplumu, bu kararın hukuksal gerekçelere uygun olduğundan kuşku duymasa da; yurttaşların birçoğu, bu kararla doğacak sonuçların ne gibi gelişmelere yol açacağını düşünmeye başlamıştır... Bir erken seçimin gündemde olduğu Türkiye'de, bu kararla bağlantılı olarak ortaya çıkacak gelişmelerin tüm siyasal dengeleri altüst etmesi olasılığı belirmiştir...

Sürdürülen çabalar
Geleceği göremedikleri için 2002 seçimlerinde kendi içlerinde bütünleşmeyi ve iki kanat arasında birlikteliği sağlayamayan ''özgürlükçü sağ'' ve ''halkçı sol'' için ortaya çıkan bu gelişme karşısında artık tek çıkar yol kalmıştır: ''Ulusal Bütünleşme İçin Birliktelik!..''

Türkiye'de ''sağ'' ın bütünleşme koşullarının giderek arttığı bir ortamda, ''sol'' un da bütünleşmeye gitmesi kaçınılmaz görünmektedir. Ne var ki, her iki kanadın birliktelik olasılığı, Türkiye'yi yörüngede tutmak isteyen bir küresel gücü önlem almaya yönlendirmiştir. Çünkü ulusal bütünleşmeyi gerçekleştirebilecek bir ''Özgürlükçü Sağ/Halkçı Sol Koalisyonu'' , ABD'nin ''Ilımlı İslam'' ve ''Büyük Ortadoğu'' planlarını bozacaktır. Böyle bir koalisyonun oluşturulma aşaması öncesinde atılacak tek adım; ABD'deki emin adamın, ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın Türkiye'ye gönderilmesidir. Oyunun sondan bir önceki sahnesi bu olacaktır...

Olurlar ve olmazlar
İran'da 56 yıllık monarşiyi yıkan siyasal İslam, bugün Türkiye'de 83 yıllık Cumhuriyeti tehdit altında tutmaktadır. Şubat 1979'da İran'da gerçekleştirilen İslam Devrimi ile İran'ın 27 yılda geldiği nokta ortadadır. İran bugün çağdışı ''Siyasal İslam'' ın koyduğu kurallarla çizilmiş sınırlar içerisinde, karanlık bir yaşamla baş başadır. Türkiye'de yaşamakta olup da İran'a özlem duyanlar bile bu resimden korkar olmuşlardır...

İran'da devrim çok süratli gelişmiştir. Yönetim ve Silahlı Kuvvetler ilk günlerde dağılmıştır. El ilanları ve duvarlara asılan pankartlarla ''Asker; Humeyni 'nin Emri ile Firar Et'' çağrılarıyla parçalanan Silahlı Kuvvetler, yetişmiş kadrolarını ve komuta kademesinin tümünü başlangıçta kaybetmiş, bir yıl sonra Irak'la girişilen savaş (1980- 1988) bu nedenle yönetilemez hale gelmiştir. Hapsedilen ve emekli edilenler hariç sadece kurşuna dizilerek öldürülen generallerin ve amirallerin sayısı 30'u bulmuştur. (Silahlı Kuvvetlerde, Emniyet Teşkilatında, Haber Alma Teşkilatında SAVAK'ta görevli general ve amirallerin, üst düzey yöneticilerin idam kararları, maiyetlerindeki görevliler tarafından infaz edilmiştir.) Bu arada ideolojik nedenlerle, ''özgürlük ve demokrasi'' sloganlarıyla monarşik yönetime karşı çıkarak mollalarla birlikte hareket eden ve ''İran İslam Cumhuriyeti'' özlemiyle mollalara destek veren, Halkın Fedaileri, Halkın Mücahitleri, Yasadışı Komünist Partisi/TUDEH gibi sol kanattaki bütün örgütler tasfiye edilmiş ve yandaşlarının tümü idam edilmiştir.

Devrim sonrasında yönetim mollaların eline geçince ilk uygulama kadınların tesettüre (örtünmeye) sokulması olmuştur... Örtünmeyen kadınların yüzüne yollarda kezzap atılmış ya da yüzleri jiletle parçalanmıştır... Kız ve erkek çocukların okulları ilk günden ayrılmıştır... İçki satan yerler tümüyle tahrip edilmiş ve kapatılmıştır... Müzik ve eğlence programlarının tamamı yasaklanmıştır... Sahipsiz kalan taşınır ve taşınmaz malların hepsi yağmalanmıştır... Eğer ''Bunların hiçbiri Türkiye'de olmaz'' diye düşünenler varsa, geçmişin ve bugünün Türkiye'sinden fotoğrafları yan yana koyarak gelinmiş olan noktayı görmeli ve düşüncelerinin sağlamlığını irdelemelidirler...

Tekrarlanan sahneler
Air France'ın 1 Şubat 1979 tarihli Paris-Tahran seferiyle İran'a dönen Humeyni'yi örnek alarak, elinde Pan American'ın Washington- Ankara seferi için açık tarihli bilet bulunduran bir ''Cumhuriyet Düşmanı'' bugün yola çıkmak için sabırsızlanmaktadır. Onun gibi, onu karşılayacaklar da sabırsızlanmaya başlamıştır. Bu kişinin yetiştirmeleri onun yolunu gözlemektedirler. Küçük yaştan itibaren beyinleri şekillendirilerek yaratılmış bir neslin mensupları olarak, artık devleti ele geçirme zamanının geldiğini düşünmekte ve ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın liderliğini beklemektedirler. Uçaktan iner inmez onun da ''Ben değiştim'' diyeceğini umut etmektedirler...

''Laik Türkiye Cumhuriyeti, İslam çizgisinden ve Osmanlı yolundan ayrılmıştır'' ,''Allah ve Peygamber emirleri yerine Türkiye'de Atatürk' ün emirleri geçerlidir'' diyen Humeyni'nin Türkiye'deki temsilcileri, bugün ondan daha da ileri gitmişler; işgal ettikleri makamları, bulundukları konumları unutmuş görünerek, başta ''Laiklik'' olmak üzere ''Türkiye Cumhuriyeti'' nin anayasal niteliklerini tartışmaya açacak kadar; devletin en yüce makamlarına, anayasal kurum ve kuruluşlarına saldıracak kadar derin bir ihanet çukuru içine düşmüşlerdir. Bu resim içinde Türkiye'de şeriat ve bölücülük tehlikesi olmadığını söyleyenler de boy göstermiştir. Onların bu kapsamdaki söylemleri belli bir maksada yöneliktir. Bu yolda alınabilecek önlemlerin başlangıçtan itibaren etkisiz kılınması için bir taktiktir. Amaç; tehdidi yok göstererek, şeriat ve bölücülüğe karşı alınabilecek önlemleri engellemek, oluşabilecek direnci önceden yok etmektir! ''Bu millet istedikten sonra laiklik tabii ki elden gidecek'' diyenlerin ve ona destek verenlerin başka türlü düşünmesi zaten mümkün değildir!..

Türkiye İran olabilir mi?
''Türkiye İran olmaz'' , ''olmayacak'' diyebilenler varsa; bugünden tezi yok ortaya çıkmalıdırlar!.. Ulus tümlüğü ve ülke bütünlüğünden yana olan; ''Laiklik'' başta olmak üzere, Cumhuriyetin anayasa ile belirlenmiş temel niteliklerinde hiçbir görüş ayrılığı bulunmayan, ''Atatürk İlke ve Devrimleri'' ni aynı biçimde algılayan, yalnızca isimleri farklı olan ''özgürlükçü sağ'' ın ve de ''halkçı sol'' un liderleri, parti örgütlerinin temsilcileri, her iki hareketin destekçileri, sivil toplum örgütleri ve tüm yurtseverler bir kutsal görev için hemen mücadeleye soyunmalı ve yola koyulmalıdırlar...

Bugün Türkiye'de, ''Laik Cumhuriyet'' in ''İslam Cumhuriyeti'' ne dönüştürülmesi planı, İran arşivinden yararlanılarak oluşturulmaktadır... Bu arşivde yer alan yöntemler kullanılmaktadır... Bölücü ayrılıkçılarla, şeriatçılarla, ikinci cumhuriyetçilerle; özet olarak tüm Cumhuriyet karşıtları ile dayanışma içinde olan bir ''Cumhuriyet Düşmanı'' , şimdi Amerika'da kendisine tahsis edilmiş bir konutta, ''Humeyni'nin Tahran'a Dönüşü'' adlı bir filmi seyretmekte; Esenboğa'da kendisini uçağın merdivenlerinde karşılayan, dizi dibine diz çöküp el öpmeyi çok seven bir başka ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın kolunda merdivenlerden aşağı doğru indiğini düşlemektedir...

Bugün Türkiye'nin üzerinde dolaşan bir kara buluttur!.. Türkiye'nin geleceği tehlikelerle doludur!.. Kurtuluş için tek yol ''Ulusal Bütünleşme İçin Birliktelik'' yoludur. Bu yol Türkiye için son umuttur...

O. Doğu SİLÂHÇIOĞLU /Cumhuriyet Gazetesi, Olaylar ve Görüşler, 10 Mayıs 2006.

Çevrimdışı [Hun Türk]

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2406
  • TTK
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #58 : 23 Haziran 2007 »
Bana göre ticanilik, nurculuk, yobazlık, komünizm ve partizanlık gibi hastalıkların sebepleri, milli ülküden yoksunluktur.
Hüseyin Nihâl Atsız


TÜRK IRKI SAĞOLSUN !

Çevrimdışı İLBEY 1303

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 12
Ynt: FETTULLAH GÜLEN DGM DOSYASI
« Yanıtla #59 : 23 Haziran 2007 »
BU ÜLKE BU ŞEREFSİZLERE KALMAZ,BUNLAR TÜRKLÜĞÜNÜ UNUTMUŞ ARAPLAŞMIŞ ŞEREFSİZLERDİR,ARAP GİBİ YAŞAYIP YOK OLAÇAKLARDIR,ALLAH TÜRK MİLLETİNİ KORUSUN,TÜRK OLDUĞUNU UNUTMA UNUTTURMA TÜRK DOĞDUN TÜRK ÖLECEKSİN,BU ŞEREFSİZLERİN BOYNUNU SEN KESECEKSİN